Savaş Hazırlığına Rekor Bütçe: 2024’te 2,7 Trilyon Dolar Silaha Gitti, Bedelini İşçiler Ödüyor

Dünya silahlanıyor, hem de daha önce hiç olmadığı kadar hızlı ve büyük ölçekte. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2024 yılına ilişkin son verileri, gezegenin tüm kaynaklarını topyekûn savaş hazırlığına seferber ettiğini gözler önüne seriyor. 2024 yılında dünya çapında askeri harcamalar 2,7 trilyon ABD dolarına ulaşarak, bir önceki yıla göre reel olarak %9,4 arttı. Bu oran, SIPRI’nin 1988’den beri tuttuğu yıllık artışlar arasında en büyüğü.

Dünya, gıda, barınma, sağlık ve temiz su gibi temel ihtiyaçlar için değil; savaş senaryoları için adım adım yeniden inşa ediliyor. Bu devasa artış yalnızca bir yıllık sapma değil; son on yılın sistematik eğilimi. 2015’e kıyasla küresel askeri harcamalar %37 oranında artmış durumda.

ABD Zirvede, Çin Takipte: İki Gücün Gölgesinde Tırmanan Harcamalar

2024’te en fazla harcama yapan ülke, 997 milyar dolarla Amerika Birleşik Devletleri oldu. Bu miktar, küresel toplamın %37’sine denk geliyor. ABD’yi, 314 milyar dolarla Çin izliyor. Aralarındaki fark hâlâ büyük olsa da, Çin’in son on yıldaki reel artışı %60’a ulaştı. Bu, ABD’nin aynı dönemdeki %19’luk artışının yaklaşık üç katı. İki süper güç arasında artan jeopolitik rekabet, geri kalan ülkeleri de bu yarışa katılmaya zorluyor.

En çok harcama yapan ilk beş ülke –ABD, Çin, Rusya, Almanya ve Hindistan– küresel askeri harcamaların %60’ını oluşturdu. İlk on beş ülkenin tümü, savunma bütçelerini artırarak toplamda 2,1 trilyon dolar harcadı ve küresel askeri harcamaların %80’inden fazlasını gerçekleştirdi.

Avustralya’dan Avrupa’ya: Sadakat, Harcamaya Dönüşüyor

ABD’ye uzun süredir politik olarak bağlı kalan Avustralya da bu trendin dışında değil. 2015’e göre askeri harcamalarını %25 artırdı. Üstelik bu artışlar, nükleer denizaltı alımı gibi büyük projeler henüz bütçeye yansımamışken gerçekleşti. Hükümet, sosyal konut, sağlık ve refah alanlarında harcamaları kısmayı planlarken, yüz milyarlarca doları savunma projelerine aktarmaya hazırlanıyor.

Ancak en dramatik artış Avrupa’da yaşanıyor. NATO üyesi ülkeler, askeri harcamalarını son on yılda iki katından fazla artırdı. Almanya, yalnızca bir yıl içinde savunma bütçesini %28 artırarak 88,5 milyar dolara çıkardı ve Batı Avrupa’nın en büyük askeri gücü hâline geldi. Berlin, II. Dünya Savaşı sonrası ilk kez bu ölçekte bir yeniden silahlanma programını hayata geçiriyor.

İşçiye Kemeri Sıktır, Savaşa Servet Akıt

Bu yükselişin maliyeti ortada. Harcamalardaki artış, doğrudan sosyal hizmetlerin kısılmasına yol açıyor. İngiltere’nin önde gelen muhafazakâr yazarlarından Janan Ganesh’in Financial Times’ta Mart ayında yayımlanan köşe yazısı, bu yönelimi apaçık ortaya koyuyor. “Avrupa, savaş devleti kurmak için refah devletini budamalı” başlıklı yazıda, refah devletinin artık sürdürülemez olduğu, bu yapının geri çekilmesi gerektiği ve bunun “canımızı yakacak” bir süreç olacağı savunuluyor. Yani uzun yaşam, kaliteli sağlık ve eğitim gibi haklar yerine; yeni tanklar, roket sistemleri ve askeri üsler için fedakârlık isteniyor.

Ancak bu tercih kaçınılmaz değil, sadece ideolojik bir seçim. Örneğin; Dünya Gıda Programı’na göre dünya genelinde açlığı sona erdirmek için yılda yalnızca 48 milyar dolar yeterli. Birleşmiş Milletler’e göre ise 140 düşük ve orta gelirli ülkeye güvenli içme suyu ve sanitasyon sağlamak için yılda 138 milyar dolar gerekiyor. Bu rakamlar, sadece birkaç ülkenin birkaç yıllık askeri harcamasına denk. Fakat tercihler hep aynı yönde yapılıyor: savaş için para var, insanlık için yok.

Dünyanın Geleceği Tehlikede

Her yeni askeri dolar, bizi küresel bir savaş senaryosuna bir adım daha yaklaştırıyor. Ukrayna’daki savaş, İsrail’in Gazze saldırıları, Tayvan üzerindeki tehditler ve Doğu Avrupa’daki gerginlikler, silahlanan dünyanın barışı değil, krizi büyüttüğünü gösteriyor.

Ancak bu savaş ekonomisinin kazananları yalnızca silah sanayisi ve onların politik sponsorları. Kaybedeni ise tüm ülkelerdeki işçi sınıfları, yoksullar, yaşlılar, gençler ve geleceğini kaybetmiş milyonlar. Savaş yönelimine direnilmedikçe, bu harcamaların bedeli sağlık hizmetlerinden barınmaya, gıda fiyatlarından eğitim sistemine kadar her alanda emekçilere çıkarılacak.