İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan siyasi operasyon, şimdi de gazetecilere sıçramış durumda. İktidar yanlısı yayın çizgisiyle bilinen Akşam gazetesi, bu kez İBB Basın Danışmanı Murat Ongun üzerinden bir dizi gazeteciyi hedef aldı. Haberde Ongun’un gazetecileri finanse ettiği, görüşmeler yaptığı ve Emrah Bağdatlı isimli şahıs aracılığıyla para dağıttığı iddia edildi. Ancak haberde adı geçen gazeteciler bu iddiaları sert bir dille yalanladı ve hukuki süreç başlattıklarını duyurdu.
Süreci yalnızca bir “iftira” davası olarak okumak yetersiz olur. Genişleyen bu tablo, siyasi iktidarın İmamoğlu üzerinden başlattığı tasfiye hamlesinin medya cephesine taşındığını gösteriyor. İş dünyası, sanatçılar ve şimdi de gazeteciler… Adım adım kurumsal bir susturma harekâtı inşa ediliyor.
Akşam Gazetesi’nin Haberi: Delil Yok, Algı Çok
Akşam gazetesinin 17 Mayıs tarihli haberinde, Murat Ongun’un aralarında Ruşen Çakır, Nevşin Mengü, Yavuz Oğhan, Bahar Feyzan ve İsmail Saymaz’ın da bulunduğu bir dizi gazeteciyle yoğun telefon ve fiziksel temas kurduğu, bu temasların arkasında bir tür “medya finansman ağı” olduğu iddia edildi. Haberde ayrıca Ongun’un CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan’ı Özel’in yanına “yerleştirdiği” bile yazıldı.
Bu iddialar, herhangi bir somut belge ya da ifade beyanına dayanmıyor; yalnızca telefon trafiği olduğu ileri sürülen bazı “görüşme sayıları” üzerinden algı yaratılmaya çalışılıyor. Üstelik haberde adı geçen gazetecilerin bazıları yazılı baskıda bulunurken, internet sürümünde çıkarılmış durumda. Bu tutarsızlık dahi, iddiaların düzmece olduğu yönündeki şüpheleri artırıyor.
Gazetecilerden Sert Tepki: “Külliyen Yalan”, “İftira”, “Uydurma”
İddialara ilk tepkiler Nevşin Mengü, Yavuz Oğhan ve Bahar Feyzan’dan geldi. Mengü, “Hayatımda Emrah Bağdatlı’yı görmedim, tanımam. Ongun’la Oğhan’ı dört kez birlikte görüşmeye getirdiğini yazmışlar, külliyen yalan. Böyle yalancılık görmedim,” ifadelerini kullanarak haberi topa tuttu. Yavuz Oğhan ise kendisine yöneltilen “20 kez Ongun’la, 6 kez Bağdatlı’yla görüştü” iddialarına karşılık “Bağdatlı’yı hayatımda hiç görmedim, tanımam,” dedi. Oğhan da Mengü gibi dava açacağını açıkladı.
Gazeteci Bahar Feyzan da benzer şekilde, Ongun ile geçmişten gelen bir tanışıklığı olduğunu belirtmekle birlikte, iddiaların tamamının uydurma olduğunu belirterek “Gazetecilik namus işidir, bundan yoksun olanların yaptığı haberler iftirada sınır tanımaz!” diyerek sert bir çıkış yaptı. Feyzan da bireysel dava süreci başlattığını açıkladı.
Algı Savaşının Yeni Cephesi: Medya
Akşam gazetesinin haberi, yalnızca bir gazetecilik hatası değil; organize bir itibarsızlaştırma girişimi olarak okunmalı. Gerek içerdiği düzmece iddialar, gerekse yazılı ve dijital baskı arasındaki farklar, iktidara yakın medyanın sistematik bir şekilde İmamoğlu etrafındaki tüm çevreleri kuşatmaya çalıştığını gösteriyor.
Altan Sancar’ın dikkat çektiği üzere, yazılı baskıda ismi geçen bazı gazeteciler internet sürümünden çıkarılmış durumda. Bu da haberdeki hedef seçiminin siyasi konjonktüre göre şekillendiğini, gazetecilerin rastgele değil, planlı biçimde “makul şüpheli” ilan edildiklerini düşündürüyor.
İmamoğlu Operasyonunun Yayılan Dalgaları
Bu haberin ortaya çıktığı zamanlama da dikkat çekici. Ekrem İmamoğlu’nun haksız ve hukuksuz biçimde tutuklanmasının ardından, iktidar bloğunun bu tutuklamayı yalnızca İmamoğlu’yla sınırlı tutmayacağı, medya ayağını da hedef alacağı biliniyordu. Şimdi görüyoruz ki, gazeteciler üzerinden yeni bir cadı avı başlatıldı.
Amaç açık: İmamoğlu’nun medya çevresiyle olan diyaloğunu kriminalize etmek, muhalif gazetecileri susturmak ve toplumda “bunlar zaten kirli işler çeviriyor” algısı yaratmak. Böylece kamuoyunun İmamoğlu’na ve ona destek sunan kesimlere dair güveni zedelenmeye çalışılıyor.
Yargı Değil, Algı Aracı Olarak Medya
Bu gelişmeler, Türkiye’de medyanın nasıl bir propaganda aracına dönüştüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Soru basit: Eğer gerçekten ortada suç teşkil eden bir durum varsa, neden dava açılmıyor da gazete sayfalarında ifşaat havası yaratılıyor?
Yanıt açık: Amaç yargı değil, kamuoyunu yönlendirmek. Ve bu yönlendirme, doğrudan iktidarın söylemleriyle uyumlu bir biçimde servis ediliyor. Gazeteciler hakkında iddialar ortaya atılırken, yargı süreci başlatılmadan, hedef gösterilerek itibar suikastı yapılması Türkiye’deki basın özgürlüğü tablosunun ne denli vahim bir hâl aldığını bir kez daha kanıtlıyor.
Akşam gazetesi tarafından yürütülen bu algı operasyonu, sadece birkaç gazetecinin kişisel haklarına saldırı değil; aynı zamanda halkın haber alma hakkına, basın özgürlüğüne ve demokratik kamuoyunun sağlıklı işlemesine yapılmış organize bir saldırıdır. Ve görünen o ki, bu daha başlangıç…
- NHY / Akşam Gazetesi, T24, Nevşin Mengü, Yavuz Oğhan, Bahar Feyzan’ın sosyal medya açıklamaları, Altan Sancar, Twitter paylaşımı
- Artvin Merkezli Soruşturma: Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor - 15 Haziran 2025
- İzmir’de Su Krizi: Tahtalı Barajı Alarm Veriyor - 15 Haziran 2025
- KRT TV Direnişi 12. Gününde: Gazeteciler İş Bıraktı, İlk Görüşme Yarın - 15 Haziran 2025