Erdoğan’ın Yeni Yargı Reformu: Sorunları Derinleştiren Bir Paket

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saray’da düzenlediği “4. Yargı Reformu Stratejisi” tanıtım toplantısında açıkladığı yeni yargı paketi, Türkiye’nin derinleşen yargı krizine çözüm olmaktan çok uzak. Reform adı altında sunulan düzenlemeler, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi temel sorunlara değinmezken, yeni ceza artırımları ve arabuluculuk gibi tartışmalı uygulamalarla mevcut sorunları daha da büyütme riski taşıyor.

Yargının Asıl Sorunu: Bağımsızlık ve Tarafsızlık

Erdoğan, yargının daha etkin ve hızlı işlemesi gerektiğini savunsa da, Türkiye’de yargının asıl sorunu olan bağımsızlık ve tarafsızlık konusuna hiç değinmedi. Özellikle son yıllarda, yargının siyasallaşması, tarafsızlığını yitirmesi ve iktidar baskısıyla kararlar aldığına dair ciddi eleştiriler mevcut. Ancak bu reform paketinde, yargının siyasi otoriteden bağımsız bir şekilde işleyebilmesini sağlayacak hiçbir somut düzenleme yer almadı.

Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP’yi hedef alarak yargıyı “tehdit etmekle” suçlarken, aslında yargı mensuplarının üzerindeki siyasi baskılara ve kamuoyu nezdindeki güven kaybına dair herhangi bir çözüm sunmuyor. Yargının siyasetin etkisinden arındırılması ve gerçekten bağımsız bir kurum haline gelmesi için atılması gereken adımlar görmezden geliniyor.

Reform mu, Daha Fazla Ceza mı?

Paketin dikkat çeken başlıklarından biri, trafik suçlarından çevreye yönelik suçlara kadar birçok alanda hapis cezalarının artırılması. Erdoğan, suçla mücadele adına cezaların caydırıcılığını artırmayı hedeflediklerini söylese de, bu yaklaşımın Türkiye’nin adalet sistemine yük getireceği ortada. Ceza artırımları, zaten dolup taşan hapishaneler sorununu daha da büyütecek ve toplumsal sorunlara cezayla yaklaşma anlayışını pekiştirecek.

Kadın Haklarına Darbe: Aile Arabuluculuğu

Paketin en tartışmalı maddelerinden biri olan “aile arabuluculuğu” sistemi, özellikle kadın hakları açısından ciddi endişeler doğurdu. Şiddet mağduru kadınların evliliklerini sonlandırmasını zorlaştıracağı öngörülen bu sistem, kadınların hak arayışını aile içi baskılarla sınırlandırma tehlikesi taşıyor. Arabuluculuk, eşit taraflar arasında gerçekleştiğinde etkili bir yöntem olabilir; ancak Türkiye gibi kadına yönelik şiddetin yaygın olduğu bir ülkede, bu düzenlemenin kadınları daha savunmasız bırakacağı aşikâr.

Haklar Pazarlığa Açılıyor

Uzlaştırma ve arabuluculuk gibi uygulamalar, taraflar arasında barışı teşvik etmek yerine, kazanılmış hakların pazarlığa açılmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle işçi-işveren davaları ve nafaka gibi konularda, dezavantajlı grupların zarar görmesine yol açabilir. Türkiye’de yargıya güvenin zaten düşük olduğu bir ortamda, bu tür yöntemler adaletin daha da zedelenmesine yol açabilir.

Yargı Hâlâ Siyasi Baskı Altında

Reform paketi, yargının bağımsızlığı konusundaki yapısal sorunlara hiç dokunmuyor. Özellikle hâkim ve savcıların atama süreçlerinde liyakat yerine siyasi bağlılığın öne çıkması, adaletin tarafsızlığını derinden sarsan bir sorun. Reform, bu konuda herhangi bir iyileştirme öngörmezken, Erdoğan’ın yargıya yönelik yaptığı siyasi göndermeler, yargının bağımsızlığı konusundaki endişeleri artırıyor.

Reform Değil, Bir Altyapı Sorunu

Türkiye’nin yargı sistemi, ağır iş yükü, uzun yargılama süreleri ve bağımsızlık eksikliği gibi köklü sorunlarla boğuşuyor. Reform paketi bu sorunları çözmek yerine, daha fazla ceza ve arabuluculuk gibi yüzeysel çözümlerle durumu geçici olarak idare etmeyi hedefliyor. Adaletin en temel unsuru olan yargının bağımsızlığı sağlanmadan yapılan her düzenleme, adalet sistemini daha da karmaşık hale getirecek.

Erdoğan’ın açıkladığı 4. Yargı Reformu Stratejisi, toplumsal adalet talebine cevap vermekten uzak bir düzenleme paketi olarak karşımıza çıkıyor. Bağımsız bir yargı olmadan “reform” kelimesi yalnızca bir söylemden ibaret kalıyor. Türkiye’nin adalet sisteminin temel sorunlarına çözüm getirmek yerine, yüzeysel düzenlemelerle “etkinlik ve hız” kılıfı altında, toplumsal sorunları derinleştiren bir reform anlayışı, yargıya olan güveni daha da zedeleyecektir.