Can Atalay’dan 1 Mayıs Mesajı: “Bu Güzel Memlekette Demokrasiyi İşçi Tulumuyla Donatacağız”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Av. Şerafettin Can Atalay, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Silivri Cezaevi’nden kamuoyuna bir mesaj gönderdi. Avukatları aracılığıyla sosyal medya platformu X üzerinden paylaşılan açıklamada Atalay, tüm insanlığın “Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü” olarak kutladığı 1 Mayıs’ı selamladı.

Cezaevinde olmasına rağmen aklının ve yüreğinin meydanlarda olduğunu vurgulayan Atalay, işçi sınıfının taleplerine her koşulda sahip çıktıklarını belirtti. “Bulunduğumuz yer ne olursa olsun, hangi koşullarda olursak olalım aklımız, yüreğimiz emeğin taleplerinin yükseldiği meydanlarda çarpıyor” diyerek mücadeleye olan inancını dile getirdi.

“19 Mart Ne İse, 1 Mayıs da Odur”

Atalay, mesajında 19 Mart Direnişi’ni 1 Mayıs ile özdeşleştirerek, bu direnişin temel nedeninin halkın yaşadığı derin yoksulluk olduğunu vurguladı. “Otoriterliğe son vermek istiyoruz. Demokratik bir ülkede yaşamak istiyoruz. Anayasa, yasalar, kurallar eşit uygulansın istiyoruz” diyerek hukuk ve adalet talebini yineledi.

İktidarın otoriterliğinin, halkın sesini bastırmak için sürdürüldüğünü savunan Atalay, bu nedenle hem 19 Mart’ın hem de 1 Mayıs’ın aynı mücadeleyi temsil ettiğini söyledi. Taleplerin değişmediğine dikkat çeken Atalay, “Bu nedenle 19 Mart ne ise 1 Mayıs’ımız da odur” dedi.

“Bu Memlekette En Ucuz Şey İşçi Canı Oldu”

Can Atalay, Türkiye’de iş cinayetlerinin sıradanlaştırıldığını ifade ederek, özellikle Soma faciası üzerinden sistematik adaletsizliği gözler önüne serdi. Yıllar sonra sonuçlanan davada kamu görevlilerine ya beraat ya da göstermelik cezalar verildiğini hatırlattı: “10’u beraat etti, 18’i sadece altışar ay ceza aldı.”

İşçilerin, resmi rakamlarla bile sefalet sınırının altında yaşadığını ve iş yerlerinin can tuzaklarına dönüştüğünü ifade eden Atalay, “Nazım’ın sözleriyle işten eve sapsarı iskelet geliyor” diyerek çalışma koşullarının insan onuruna aykırı hale geldiğini belirtti.

“Gençler Umutsuz, Eğitim Artık Bir Güvence Değil”

Atalay, yüksek öğrenim gören gençlerin bile işsiz kaldığını, sömürü zincirine dahi dahil olamadıklarını vurguladı. “Yıllarca okullarda dirsek çürüten evlatlarımız bırakın aşırı sömürülmeyi, sömürü zincirine bile dahil olamıyor” diyen Atalay, gençliğin geleceksizlik içinde yaşadığını ifade etti.

Bu durumun ülke çapında yaygın bir umutsuzluk yarattığını vurgulayan Atalay, emeğiyle geçinenlerin ve eğitimli gençlerin toplumsal dışlanmışlık içinde yaşamaya mahkûm edildiğini dile getirdi.

“Bu Düzeni Değiştirecek Olan Yine Biziz”

Çözümün yalnızca küçük önlemlerle değil, yapısal dönüşümlerle mümkün olduğunu söyleyen Atalay, “Parça başına hiçbir önlem, emeğiyle yaşayanların yoksulluğuna ve gelecek kaygısına çare olamaz” dedi. Bu dönüşümün temelini sosyal bir devletin oluşturduğunu belirtti.

Kamusal kaynakların toplum yararına kullanılmasının ve kamuculuğun esas alınmasının elzem olduğunu vurgulayan Atalay, “Halkın iyiliğini esas alan bir kamuculuğu hâkim yapacağız” diyerek sosyalist bir yeniden yapılanma çağrısı yaptı.

“Demokrasiyi İşçi Tulumuyla Donatacağız”

Atalay, 1 Mayıs’ın yalnızca bir anma değil, aynı zamanda bir mücadele günü olduğunu vurguladı. “1 Mayıs 2025’ten daha da güçlenerek çıkacağız. Birliğimize, dayanışmamıza ve mücadelemize daha sıkı sarılacağız” dedi.

Mesajını umutla noktalayan Atalay, “Bu güzelim memlekette demokrasiyi, toplumsal ve ekonomik yaşamı ‘en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla’ donatacağız” sözleriyle yeni bir toplumsal düzenin hayalini kurduklarını ifade etti. Mesajını “Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!” sözleriyle tamamladı.