“Büyük dolandırıcılığın içinde sofistike bir bankacı”

New York Güney Bölgesi Savcılığı, geçtiğimiz Mart ayından bu yana tutuklu olarak Bölge Federal Mahkemesi’nde yargılanan, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın mahkemeye kefaletle ilgili yaptığı başvuruya karşı çıktı.

Amerika’nın Sesi’nin haberine New York Güney Bölgesi Savcılığı, mahkemeye elektronik yolla gönderdiği 115 sayfalık itiraz dilekçesinde, Atilla’nın çok ciddi kaçma riski taşıdığı için kefaletle serbest kalamayacağını belirterek tutukluluğunun sürmesini istedi.

SARRAF KARARINI ÖRNEK GÖSTERDİ

Savcılık mahkemeden, Sarraf’ın kefalet talebini reddettiği gibi Atilla’nın da kefaletle serbest bırakılıp tutuksuz yargılanma talebini kabul etmemesini istedi.

Atilla’nın aynı davada yargılandığı Sarraf gibi onlarca yıl hapis cezası alabileceği ve hakkında çok ciddi suçlamalar olduğu belirtildi.

Başvuru dilekçesinde Atilla’nın, Halkbank’taki pozisyonunu kullanıp ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları deldiği kaydedildi. Savcılık, Atilla’yı, Amerikan ve uluslararası bankacılık sistemini yıllarca aldatıp büyük çaplı dolandırıcılığın içerisinde olan sofistike bir uluslararası bankacı olarak tanımladı.

Atilla’nın mahkemeye sunduğu kefalet başvuru dilekçesinde hakkındaki suçlamaları basitleştirmeye çalıştığı ancak bu suçlamaların Amerikan ulusal güvenliğini ve Amerikan bankacılık sistemini ciddi bir biçimde tehdit eden, onlarca yıl hapis cezasıyla sonuçlanabilecek çok ağır suçlamalar olduğu kaydedildi.

‘TÜRKİYE İLE DERİN BAĞLARI VAR’

Kefalete başvurusuna yapılan itirazda, “Savcılığın elindeki kapsamlı delillerle alabileceği potansiyel hapis cezası Atilla’nın, serbest bırakılması durumunda kaçması için güçlü bir teşvik oluşturuyor. Atilla’nın, Türkiye ile derin ve köklü bağlantıları var. Bu nedenlerden dolayı Atilla vatandaşı olduğu Türkiye’ye kaçarsa bir daha ABD’ye iade edilmez. Atilla’yı, bu davadaki suçlamalardan dolayı yıllarca alacağı hapis cezasından başka ABD’ye bağlayan hiç bir şey yok. ABD’de ailesi yok, malı mülkü yok, işi yok bağlantıları yok” denildi.

Atilla’nın mahkemeye sunduğu kefalet paketinin yetersiz ve kendi verdiği sözlerden başka hiç bir şey içermediği de savcılık tarafından dile getirildi. Savcılık, mahkemeden Sarraf’ın kefalet paketini reddettiği gibi Atilla’nın kefalet talebini de reddetmesini ve tutukluluk halinin devam ettirilmesini istedi.

’50 YILA KADAR HAPİS CEZASI ALABİLİR’

Atilla’nın hakkındaki suçlamaları kabul etmeyip bu suçlamaları da basit suçlar olarak gösterdiği belirtilerek, Atilla’nın suçlu bulunması halinde 50 yıla kadar hapis cezası alabileceği; hakkındaki suçlamaların hiç de küçümsenecek suçlamalar olmadığı ifade edildi.

Atilla’nın yaptığı kefalet başvurusunda kendisini bir milyoner değil sıradan bir kişi olarak tanımladığı ama sahip olduğu mal varlığı ve birikiminin kaçması halinde kendisine yetebileceği belirtilerek, “Atilla milyoner olmasa da kaçma şansı bulduğunda kendisini idare edebilecek maddi güce sahip” ifadesi kullanıldı.

Atilla’nın, mal varlıklarını güvence olarak gösterdikten sonra karşılığında alacağı 2 milyon dolarlık tahvili mahkemeye kefalet olarak gösterme talebinin ise kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Savcılık iki milyon dolarlık tahvil karşılığındaki teminata itiraz gerekçesini şöyle ifade etti: “Atilla, kendisi ile eşi tarafından imzalanacak ve Türkiye’de mal varlıkları ve nakitleriyle güvence altına alınmış 2 milyon dolarlık tahvili kefalet karşılığı olarak önermektedir. Ancak Türkiye’de bulunan mülk, ABD mahkemesinde bir tahvil için gerçek bir teminat değildir. Dolayısıyla, Atilla’nın kefalet için önerdiği 2 milyon dolar, teminatsız bir teminattır. Ayrıca Atilla’nın mahkemeye sunduğu iki milyon dolarlık tahvil kaçma riskini de hafifletmiyor.”