Bedel…

Bir önceki yazımda ABD Dışişleri Bakanı’nın IKBY Başkanı Barzani’ye mektubunu neden reddedildiğini sorgularken, “Böyle bir mektup gitmediği” ile ilgili itirazlar olduğu görülüyor.

Diyelim ki öyle olsun ve ABD böyle bir mektup göndermemiş olsun.

Değişen nedir? Bu bize neyi anlatır, esas olarak hiç bir şey.

Her siyasal yapının üzerine oturduğu bir “reel politik” vardır. Güney Kürdistan’daki reel politik Saddam’ın Enfal saldırıları sonrası BM’nin de onayı ile 1991 yılından 2003’e kadar ABD’nin fiilen uyguladığı “36. PARALELE UÇUŞ YASAĞI”dır. Bununla da yetinmemiş, bu yasağın kontrolü için Türkiye’de “ÇEKİÇ GÜÇ” konuşlandırmıştır.

Güney’in kendine gelmesi 30 yıl boyunca Irak, İran ve Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri tehdidinin dışında kalması bu sayede mümkün olmuştur.

Keza 1996’da KDP ile YNK arasındaki çatışmalı anlaşmazlıkların çözümünden, 2005 Irak Anayasa’sının oluşturulmasına kadar Kürdistan’ın hem Irak’ta hem BM düzeyinde Federe Devlet statüsü kazanması da bu ittifakın sonucudur.

2014 yılında da IŞID kimsenin beklemediği bir atakla Irak’ta birçok bölgeyi bir anda ele geçirdiği gibi, Kürdistan bölgesine yönelip neredeyse Erbil’in düşme tehlikesi ABD-Koalisyon uçaklarının müdahalesi ile durdurulabilmişti.

Dolayısıyla benim temelde sorguladığım IKBY’nin bu ittifakı ve koruyucu şemsiyeyi neden DIŞLADIĞIDIR… ABD, söz konusu türde bir mektup yazmamış olsa bile, kendileriyle bağımsızlık gibi önemli bir adım atılırken hiç konuşulmamış mıdır? Hiç eğilim alınmamış mıdır?

Mektubu duymasak, görmesek bile ABD, “referandumu doğru görmediğini ve sonuçlarını tanımayacağını açıkça” herkese söylemedi mi? Şimdi eğer bir önderlik koruyucu kalkanı kalkarsa, alesta bekleyen sömürgeci bölge devletlerinin üzerine çökeceğini ÖNGÖREMEZ Mİ, HESAPLAYAMAZ MI?

30 yıldır her krizde arkanızda olmuş bir müttefiğin açıktan ifade ettiği tüm önerilerini bile reddettiğinizde, onun da “o zaman ne haliniz varsa görün” demeyeceğinin ne garantisi var? Belli ki Saddam yönetimi ve IŞID’la savaşım sırasında ilerleyen işbirliği Kürt siyasi önderliklerinde “ABD bize muhtaçtır, her halükarda bizi korur” özgüveni yaratmış olmalı.

Liderlik doğru hesap yapmayı, öngörülü olmayı gerektirir.

Sonuçta bana göre Irak’ı, İran’ı, Türkiye Cumhuriyeti’ni IKBY üzerine yönelmeye CESARETLENDİREN şey ABD’nin koruyucu şemsiyesini kaldırmış olmasıdır. Bozulan bu iki denge, içerideki çelişmeyi de TETİKLEMİŞ oldu.

Recep MARAŞLI
Latest posts by Recep MARAŞLI (see all)