“Bana kimi affettiÄŸini söyle…”

Son bir hafta içinde gördüğümüz birkaç fotoğraf karesini hiç unutmayacağız.

Birinde bir otobüs dolusu adam var. Ağızları kulaklarında, çünkü cezaevinden çıkmışlar, yeni infaz yasası sayesinde beklediklerinden erken. Cam kenarında oturan biri fotoğrafçıları görüp işareti çakmış. İki eliyle bozkurt işareti yapıyor. Yanındaki tek elle. Arkada ve solundakiler de el sallıyor galiba. Twitter ahalisi o işaretleri çözmekle geçirdi gününü. Otobüsten görünen işaretler arasında sağ yumruk falan yoktu tabii.

Sonra upuzun bir konvoy görüntüsü var. Araçların sonu gelmiyor. Cezasının bitimine altı ay kala infaz yasasıyla Sincan Cezaevi’nden çıkan Alaattin Çakıcı’yı karşılama konvoyuymuÅŸ. Bir yerlerde konvoyda en az 300 araç olduÄŸu yazılmıştı.

Bir fotoÄŸraf da el yazısıyla yazılmış bir mektup var. Alaattin Çakıcı’nın iktidar ortaklarına, yani MHP Genel BaÅŸkanı Bahçeli ile CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a teÅŸekkür mektubu. O da kendinden “ÅŸahsım” diye söz ediyor.

Sonra diÄŸer bir organize suç örgütü yöneticisi Sedat Peker’in, içinde “sözde Alaattin Çakıcı, ÅŸahsı, ÅŸahsım, küçük Sedat Peker, prezervatif” laflarının geçtiÄŸi meydan okuyan bir videosu çıktı ortaya. Söylediklerinden videoyu çektiÄŸi malikanemsi mekanın evi olduÄŸunu anladık.

Sonra… Tosuncuk lakaplı Çiftlik Bank dolandırıcısı Mehmet Aydın’ın fotoÄŸrafı da düştü önümüze. Ä°nfaz yasası ona da yarayacakmış, memlekete dönüp mahkumiyet alırsa, cezası yarı yarıya azalacakmış, onu farkettik.

Başka… Sanıkların ya da mahkumların fotoğraflarını görmedik, ama onlardan söz edildiğinde zihnimizde o acılı anlar bir bir canlandı. Soma, Ermenek, Çorlu, Aladağ… Berkin, Abdullah… Onların davalarından mahkum olan ya da yargılananlar da infaz düzenlemesinden faydalanacakmış, onu öğrendik.

Karşımıza ÅŸiddete uÄŸramaktan, hatta öldürülmekten korkan kadınlar  da çıktı. Soru: Bir kadına ÅŸiddet uygulamış, mesela kadını yaralamış suçlu da infaz yasasından faydalanabilecek mi? Düzenleme bu konuda hem infaz hükümlerini ağırlaÅŸtırır, hem de hafifletir gibi görünüyor. Bu noktada yargı muhabiri meslektaşım Gökçer TahincioÄŸlu’nun yardımına baÅŸvurdum. Expression Interrupted’da yayınlanan yazısından: “Kasten yaralama suçunun, yüze kezzap atmak gibi canavarca hisle iÅŸlenmesi durumunda verilecek ceza bir kat artırılacak. Silah kullanma nedeniyle ise ayrıca artırım yapılmayacak. Yaralama sonucu ölüm yaÅŸandığında verilen cezanın üst sınırı ise 16 yıldan 18 yıla çıkarıldı. Buna karşılık bu suçlar, infaz indirimi kapsamına giriyor. Sadece ağırlaÅŸmış yaralama kapsam dışında. Böylece bu suçu iÅŸleyenler de hem yarı oranında infazdan, hem de üç yıl denetimli serbestlikten yararlanabilecek.”

Ve en nihayetinde AKP iktidarına dair akıllardan silinmeyecek genel kurul fotoÄŸraflarından biri de kazındı zihnimize. Bütün bu resimleri görmemize yol açan düzenleme için çalışan milletvekilleri, yüzlerinde maskelerle TBMM Genel Kurulu’nda poz verdiler. Maskelilerin arasında göremedim ama yasa için canla baÅŸla çalışan kiÅŸi de meclisteydi. MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı, Alaattin Çakıcı’nın eski avukatı Feti Yıldız. Artı Gerçek’ten Sibel Hürtaş’ın bu iliÅŸkiye dikkat çektiÄŸi haberinin ardından Yıldız’ın attığı ÅŸu Tweet, iktidarın nerede durduÄŸunu bir kez ortaya koydu: “Alaattin Çakıcı, Türk Devletine büyük hizmetleri olmuÅŸ yiÄŸit ve fedakar bir Ãœlküdaşımızdır. Bazı haber siteleri ÅŸahsımla Avukat-Müvekkil iliÅŸkisinden bahsetmektedir. Türk Milliyetçileri için ÃœlküdaÅŸlık hukuku, tüm hukuki baÄŸların üzerindedir.”

Kareye sokulmayanlar

Bir de fotoğraflarda görünemeyenler vardı.

Bu infaz düzenlemesinden yararlanacakken, MÄ°T Kanunu’na giren suçları kapsam dışı bırakan bir maddeyle hapisten çıkmaları engellenen 6 gazeteci mesela. KimliÄŸi daha önce meclis çatısı altında açıklanan bir MÄ°T mensubunun cenazesiyle ilgili haber ve paylaşımları nedeniyle tutuklanan Hülya Kılınç, Barış TerkoÄŸlu, Barış Pehlivan, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’den söz ediyorum.

Onlardan, bu düzenlemeden yararlanmalarının önüne özel çabayla geçildi diye özellikle söz ediyorum. Yoksa onlar gibi daha düzinelerce gazeteci var yasamanın görmek istemediği. Kimi delilsiz mahkum, kimi yalancı tanıklıkla, baskı altında alınmış ifadelerle. Hemen hepsinin üzerine terör suçu atılı. Yukarıdaki iktidar gazeteciler hiç çıkmasın, işlerini yapamasın istiyor.

Hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı olmadan neredeyse iki buçuk yıldır cezaevinde tutulan Osman Kavala da infaz yasasından özel olarak yararlandırılmayanlardan. Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi (AÄ°HM), Kavala’nın Gezi Davası ve uyduruk darbe giriÅŸimi soruÅŸturması kapsamında “Acilen serbest bırakılmasını” istemiÅŸti ya… Yargı da Kavala’yı hapiste tutabilmek için en son bir casusluk suçlaması uydurmuÅŸtu. Ä°ÅŸte o suç için de istisna getirildi yeni infaz yasasında.

Sonsuz sayıda dava dosyasıyla tutuklanıp bir oradan bir buradan mahkum edilen eski milletvekilleri, belediye başkanları da yok tahliye edilenlerin arasında. Korona salgını ortalığı kasıp kavururken ve çoğunun sağlık sorunu da olmasına rağmen salıverilmiyorlar. Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş belli aralıklarla videolar yayınlıyor ve önemli sağlık sorunları olan eşinin neden risk altında olduğunu anlatıyor.

Avukatlar var sonra. ÇaÄŸdaÅŸ Hukukçular DerneÄŸi’nden avukatlar açlık grevi bile yaptılar. Uluslararası çaÄŸrılar falan da kimsenin umrunda deÄŸil. Aranan hukuk devletine ulaşılamıyor çünkü. Savunma hakkına da gökyüzü yok.

Terazi artık infaz hakiminde

Düzenlemeyle tahliye ve açık cezaevi uygulamaları için infaz hakimlerinin onayı şart koşuldu. Terörden casusluğa kadar her türlü fantastik suçlamayla hapiste tutulan siyasi tutuklu ve mahkumların tahliyesi önünde engel oluşturması muhtemel infaz hakimleri, kasten öldürme, cinsel suçlar, uyuşturucu suçlarından ceza alanların açık cezaevine geçişleri konusunda da söz sahibi. Bakalım performansları nasıl olacak?

Daha önemlisi, Anayasa Mahkemesi, önüne gelmesi halinde  bu yasanın eşitlik ilkesini çiğnediğini görecek mi?

Yazıyı arkadaşım akademisyen, gazeteci AyÅŸe Çavdar’ın durumu özetleyen tek cümlelik Tweet’iyle bitireceÄŸim: “Bana kimi affettiÄŸini söyle, sana kim olduÄŸunu söyleyeyim.”

Kaynak: DW