Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi, “Ayhan Bora Kaplan” suç örgütüne yönelik hazırlanan 61 sanıklı davada kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, Kaplan’ı biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ile 169 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklardan 12’si müebbet, 24’ü ise değişen oranlarda hapis cezalarına mahkum edildi. 25 sanık ise beraat etti.
Davanın son duruşmasında savunma yapan Kaplan, suçlamaları reddederek beraatini talep etti. Kaplan, “Ben bir suç örgütü lideri değilim. Benimle ilgili iddialar asılsızdır. Benim adım Ayhan Bora Kaplan değil, Ayhan Bora Kaya’dır. Bu ismi değiştirmemdeki amaç, ailevi sorunlardan kaçmaktır. Benimle ilgili beyanda bulunan gizli tanık ve müştekiler yalan söylüyorlar. Ben kimseye işkence yapmadım, kimseyi öldürmedim. Ben sadece bir iş adamıyım” dedi.
Mahkeme heyeti, Kaplan’ın savunmasını yeterli bulmayarak, delilleri değerlendirdi. Heyet, Kaplan’ın suç örgütü kurmak ve yönetmek, kasten öldürmeye azmettirmek, kasten öldürmek, silahlı yağma, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, silahla yaralama gibi suçlardan cezalandırılmasına karar verdi.
Davaya konu olan olaylar
Davanın iddianamesine göre, soruşturma 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D.’nin beyanları üzerine başlatıldı. Erkan D., savcılık ifadesinde Kaplan ve suç örgütü üyelerince 2016’da 2 gün boyunca zorla alıkonularak dişlerinin söküldüğünü, bu dönemde şikayetçi olduğunu ancak suç örgütünün tehdit ve baskıları nedeniyle kolluktaki ifadesinde gerçekleri söyleyemediğini anlattı.
Soruşturma aşamasında kod adıyla ifade veren gizli tanık da 2016’da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar’ın, suç örgütü kurucusu ve yöneticisi Kaplan’ın talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü bilgisini verdi. Tatar’ın öldürülmesi olayıyla ilgili yapılan delil toplama ve değerlendirme faaliyetleri kapsamında bu suçla bağlantılı olarak bir cinayetin daha işlendiği anlaşıldı. Tatar’ı silahlı suç örgütü üyesi Muhammet Kaplan ile öldüren Semih Arslan’ın, suç delillerinin gizlenmesi amacıyla suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde kasten öldürüldüğü belirlendi.
Suç örgütünün faaliyetleri arasında uyuşturucu ticareti, haraç toplama, gasp, tehdit ve şantaj gibi eylemlerin de yer aldığı iddia edildi.