Arapça bir sözcük olan SADAT, büyük , efendi,reis anlamına da geliyor. “Reis” ile bu benzeşme bilinçli mi yoksa tesadüf mü bilemeyiz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışman olarak atadığı
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin yeni pozisyonu ‘denetlenmeyen güvenlik şirketi’ SADAT’ı incelemeye devam edelim. 28 subat 2012 yılında kurulan SADAT’ın, kuruluş tarihide manidar. Fiili bir
hesaplaşmanın ürünü gibi…
Tüm veriler gösteriyorki SADAT, sıradan bir güvenlik şirketi değil.
SADAT’ın faaliyetlerine ilk dikkati çeken Fransız istihbaratı olmuştu. Fransız istihbarat raporlarında, SADAT’ın Libya, Suudi Arabistan ve Pakistan’da askeri eğitim ve danışmanlık faaliyetleri için
görüşmelerde bulunduğuna dikkat çekilerek “Bunun için de dini imajı ve de Erdoğan ile yakın ilişkilerini ön plana çıkarıyorlar”değerlendirmesinde bulunulmuştu.
Aynı raporlarda, SADAT’a hizmet veren emekli subayların büyük çoğunluğu irticai faaliyetler nedeniyle TSK’dan ilişiği kesilen özel harpçilerden oluştuğuna dikkat çekilmişti.
Aslında mesele yeni değil.Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli birliklerinden emekli olmuş 23 subay ve astsubayın kurduğu ve başkanlığını emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin yaptığı SADAT,
2012’de Aydınlık gazetesi tarafından gündeme getirilmişti.
Aydınlık, SADAT ile ilgili haberlerinde “Suriyeli ve yabancı militanlar, AKP Hükümeti’nin özel bir şirket olarak kurdurduğu SADAT tarafından eğitiliyor ve silahlandırılıyor” iddiasını öne sürmüştü.
Erdoğan, geleceğini bu paramiliter güvenlik ordusuna bağlamış görünüyor.
SADAT’in kurucusu Adnan Tanriverdi kimdir? Vakit ( Şimdiki adıyla Yeni Akit) gazetesi ve Milli Gazete’de bir dönem yazarlık yapan Adnan Tanriverdi’nin geçmişine bakalım.
Vakit’e Milli Gazete’den transfer edilen Tanrıverdi, 1964 yılında Kara Harp Okulu’na girdi. Kenan Evren döneminde yıldızı parlayan Tanrıverdi, İslamcı bir kimliğe sahip olduğunu hiçbir zaman gizlemedi
ve orduda dini propaganda yapmaya devam etti.
Kurmay subay olarak; 2. Piyade Tümen Komutanlığı’nda (Adapazarı) İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kurmay Başkan Vekilliği; Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği; Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı
Lojistik ve Harekat Şube Müdürlükleri, Kurmay Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu. 1980 Ağustos’unda Binbaşılığa terfi etti. 1984 yılında Yarbay, 1987 yılında ise Albay oldu. 1990 yılında 8’inci Kolordu Topçu Alay Komutanlığı (Malazgirt) görevine atandı. Bu görevde iken 30 Ağustos 1992 tarihinde Tuğgeneralliğe yükseltildi.
Tanrıverdi, 1995–1996 yıllarında da Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra, 30 Ağustos 1996 tarihinde, İsmail Hakkı Karadayı’nın genelkurmay başkanlığı döneminde, kendi
rızası olmadan emekli edildi.
Emekli olduktan sonra, Enver Ören’in sahibi olduğu devre mülk şirketi İhlas Marmara Evleri’nin Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu’nda görev alan Tanrıverdi, Kasım 2004 tarihinden itibaren de, YAŞ kararları ile ordudan atılan 7 askerin kurduğu Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) Genel Başkanlığı görevini üstlendi.
ASDER Muhafazakar çizgiye sahip bir dernek. Dernek ordunun dini bir kimlik ile idaresini savunuyor. Türban yasağını eleştiriyor. Genel olarak ise hükümeti destekleyen çalışmalar yapıyor. Bir dönem
Cumhuriyet mitinglerine alternatif olarak düzenlenen ve hükümeti destekleyen Ortak Akıl Hareketi içerisinde ASDER de var. ASDER, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararları sert bir dille eleştiren
bildirileri de kaleme aldı. Dernek “Darbeye Karşı Dur De” hareketinin de destekçisi.
SADAT örgütlenmesinde, Emekli askerlerin yanı sıra iki sivil isimde dikkat çekiyor Akit yazarları Abdurrahman Dilipak ve Ahmet Varol. Dilipak ve Varol, SADAT’ın “Ortadoğu Danışmanı” olarak görülüyor.
Şirketin danışman kadrosundaki bazı isimler şunlar:
- Emekli Tuğgeneral Korkmaz Tağma: Askeri Yüksek Sevk ve İdare Danışmanı
-
Emekli Topçu Albay Prof. Dr. Mehmet Zelka: Ekonomi Danışmanı
-
Emekli Öğretmen Kıdemli Albay Mehmet İnkaya: Askeri Eğitim Sistemi
ve Rehberlik Uzmanı -
Emekli Pilot Albay Haluk Yıldırım: Savaş Uçak Pilotu ve Savaş pilotu
eğitimi uzmanı -
Emekli Albay İrfan Çalışkan: Özel Kuvvetler Harekat, İç Güvenlik ve
Harita Uzmanı
SADAT şirketinin web sayfasında Abdurrahman Dilipak ve Nevzat Tarhan’ın isimleri de danışman olarak geçiyor.
Genç Bakış Dergisi’nin genel yayın yönetmeni Mustafa Seyfullah Kılıç, 2013 yılında verdiği röportajda şunları belirtmişti.
“Sadat , ‘Blackwater’in yerli versiyonudur’ diyebiliriz. Emekli general Adnan Tanrıverdi tarafından kuruldu, merkezi Beylikdüzü’nde. Arap baharı sahasında yeni kurulan ordulara eğitim veriyor. AKP ile birlikte parladı, o yüzden ‘AKP’nin ordusu’ olarak da tanınıyor. Suriye’de bulunan muhaliflere askeri ve lojistik imkan sağlıyorlar, eğitiyorlar. Suriye‘deki savaşta SADAT çalışanları da öldürüldü. Elemanlarını yüksek maaşlar karşılığı çalıştırıyor.
Yayladağı’nda sınırın hemen diğer tarafında Muhammed Feyzo’nun kampı SADAT tarafından şekillendiriliyor. Bu kamp SADAT için ön eğitim kampı olarak kullanılıyor, ayrıca Deniz Kuvvetleri’ne ait bazı araziler SADAT tarafından alındı ve kullanılıyor. Bu yerlerde poligonlar ve simülasyon eğitimleri veriliyor. Örneğin termal füzelerin kullanımı veya tank ile zırhlı taşıyıcıların kullanımı gibi. Ayrıca askeri
istihbarat, elektronik haberleşme ve teknik bilgiler verilen dersler arasında. Bütün bunlar hem Türkiye hem Suriye sınırları içinde gerçekleşiyor.”
Genç Bakış Dergisi genel yayın yönetmeni bir yazısında istihbarat subayı olan Mustafa Bozgeyik’in Suriye’de öldürülen SADAT elemanı oldugunu söylemişti. Ve Suriye savaşında öldürülen bir çok Türk
subayından bahsetmişti.
Mustafa Seyfullah Kılıç : “Mustafa Bozgeyik emekli bir istihbarat subayı, bölgede öldürülen SADAT mensuplarından sadece bir tanesi. Cenazesi ülkeye sessiz sedasız getirildi ve defnedildi. İsmi halen
SADAT web sayfasında ‘danışmanlar’ bölümünde kayıtlıdır. SADAT bunların resmi görevde olmadığını, emekli askerler olduğunu savunuyor.”
Nitekim SADAT’ın Internet sitesinde Suriye, Mısır, Tunus’da “hizmet” verildiği alenen söyleniyor. Yani AKP, Suriye’den Tunus’a kadar bir kontrgerilla teşkilatı kurmuş.
SADAT A.Ş., yapısını “Hizmet verilen ülkelerin Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyacağı her türlü silah, araç gereç, yedek parça, patlayıcı madde ve malzemenin tedarikinde aracılık yapar” diyerek tanımlarken,
adeta Suriye’ye ‘gönderilenlerle’ ilgili bir itirafta da bulunuyor. SADAT, bu faaliyetlerin 5201 ve 5202 sayılı yasaların belirlediği şekilde Milli Savunma Bakanlığımızın kontrol ve denetiminde gerçekleştirildiğini söylüyor.
SADAT’ın kendisi hakkında yaptığı “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülke ve askeri sahalardaki boşluğu doldurmak üzere kurulmuş yasal bir şirkettir” tanımı bir hayli ilginç. Ancak SADAT, faaliyetlerinin
sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını da belirtiyor.
Pek de öyle gizli saklı yapılmıyor yani. Bu açıdan Suriye’ye gönderilen silahlarla ilgili bu kadar tepki konulması, MIT Tırları meselesinde Can Dündar’lara ağır cezalar yağdırılması anlamsız. Zaten
kendileri her şeyi alenen yapıyor. Ama ne hikmetse haberi yapanlar yargılanıyor.
Lice’de 34 köylünün yakılmak istenmesi iddialarıyla da gündeme gelen SADAT A.Ş. benzeri örgütlerin dünyada bir çok örneği var. Bu amaçlarla kurulmuş 70’ten fazla fazla şirket var. Türkiye’de ise ilk kez
gerçekleşiyor. ” Onlar konuşur Ak Parti yapar. ” AKP’nin ilklerinden biri! Ya da hayaldi gerçek oldu diyelim.
Böyle bir ikinci orduya neden gerek görülüyor? Ülkeyi talan edip, iktidar sarhoşluğuna kapılan AKP’nin yangın çıkarma çılgınlığı tüm pervasızlığıyla devam ediyor.
Lakin bu yasa dışı yapılanmaların Türkiye’ye bir faydası olmadığı aşikar. Hiç bir iktidar sonsuz değildir. Bugün muktedir olanlar elbet bu kanun dışı faaliyetlerin hesabını yargı önünde verecektir!
- Puslu Havada “Etki Ajanlığı” Yasası - 2 Kasım 2024
- Bahçemizi Yetiştirelim - 12 Ekim 2024
- Toplumsal Yozlaşma - 22 Eylül 2024