ABD’de protesto dalgası tüm ülkeyi sardı

ABD’de Floyd cinayetinin ardından başlayan polis karşıtı protesto eylemleri devam ediyor. Protesto eylemlerinde şiddet olaylarının artması üzerine çok sayıda kentte sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlandı.

ABD’nin başkenti Washington’da George Floyd’un ölümünü protesto eden eylemciler

Minneapolis’de bir polisin gözaltına aldığı siyah Amerikalı George Floyd’u yaklaşık dokuz dakika boyunca nefessiz bırakarak ölümüne sebep olmasının ardından başlayan protestolar Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) dört bir yanında devam ediyor.

Dün gece de çok sayıda şehirde on binlerce kişi Floyd cinayetinin faili polis memuru Derek Chauvin’in yargılanmasının yanı sıra, cinayetle ilişkili daha fazla yargılama, tutuklama ve adalet talebiyle yürüdü.

New York’un da aralarında olduğu birçok şehirde göstericiler polisle karşı karşıya geldi, polis eylemlere biber gazıyla müdahale ederken, bazı eylemciler polis araçlarını ateşe verdi, mağazaların camlarını indirdi.

New York’un yanı sıra, Miami, Chicago ve Los Angeles gibi ABD’nin önde gelen kentlerinin de aralarında bulunduğu onlarca şehirde düzenlenen ve beşinci gününe giren eylemlerde göstericiler, “I can’t breathe!” (Nefes alamıyorum) sloganları attı. George Floyd da, polisin müdahalesi esnasında defalarca nefes alamadığını söylemesine rağmen, polisin sert tavrı değişmemiş ve Floyd hayatını kaybetmişti.

Sokağa çıkma yasağı

Bu arada öfkeli protestocularla güvenlik güçleri arasında çatışmaların ve şiddet olaylarınınn artması üzerine, Atlanta, Los Angeles, Philadelphia, Denver, Cincinnati, Portland/oregon ve Louisville gibi pek çok kentte sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlandı.

Yasağa uymayarak protesto eylemlerine devam eden gruplara ise polis, yine biber gazı ve plastik mermilerle müdahale etti.

Trump’tan eylemcilere tehdit

ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Ulusal Muhafız Birlikleri’nin de devreye sokulduğu Washington’da, Beyaz Saray’ın önünde toplanan göstericilerle gizli servis görevlileri ve polis arasında arbede yaşandı.

Öte yandan BaşkanTrump, göstericilere yönelik tehditkar mesajlarını sürdürüyor. Olaylardan “ANTIFA”yı ve “radikal solu” sorumlu tutan Trump, attığı tweetlerde göstericilerle Beyaz Saray’ın önünde karşı karşıya gelen gizli servis elemanlarını övdü. Trump, olup bitenleri içerden izlediğini belirterek, “daha güvende hissedemezdim” diye yazdı. Eylemcilerin çitleri aşmaya çalışmadığını kaydeden ABD Başkanı, “eğer buna yeltenselerdi, gördüğüm en saldırgan köpekler ve en uğursuz silahlarla karşılanacaklardı” ifadelerini kullandı. Trump, tweetinde ayrıca kendine iletilen “ön saflara genç gizli servis elemanlarını yerleştirdik efendim, buna bayılıyorlar, onlara pratik de olmuş oluyor” şeklindeki raporu da alıntıladı.

Başkanın aynı tweet zincirinde polisi devreye sokmamakla ve her daim yardım arayışında olmakla suçladığı Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser, Trump’ın ifadelerine tepki gösterdi. Başkan Trump’ın Amerikan halkını bölmeye çalıştığını söyleyen Bowser, göstericilere itidal çağrısı yaparak, “gücümüzün barışta, sesimizde ve sonuç olarak da sandıkta olduğunun bilincindeyiz” diye konuştu.

Demokratların başkan aday adayı Joe Biden da protesto eylemlerinde yaşanan “şiddeti” kınadı. “Böyle bir acımasızlığı protesto etmek bir hak ve gerekliliktir. Ancak kamuyu ateşe vermek ve gereksiz tahribata yol açmak için aynı şey söylenemez” diye konuştu.

Polis basın mensuplarını hedef alıyor

Bu arada Amerikan polisinin, eylemleri takip eden gazetecileri hedef aldığı görüntüler de ekranlara yansıdı. Louisville’de bir yerel televizyon ekibinin canlı yayında doğrudan hedef alındığı ve sosyal medya üzerinden yayılan görüntüler tepki topladı.

İki eylemci hayatını kaybetti

St. Louis’de bir göstericinin FedEx’e ait bir tırın altında kalarak sürüklendiği ve hayatını kaybettiği bildirildi. Cuma gecesi de Detroit’teki eylemler esnasında SUV tipi bir araçtan kalabalığın üzerine ateş açılmış ve bir eylemci yaşamını yitirmişti. İki olaya ilişkin de soruşturmalar sürüyor.

George Floyd için Londra’da eylemler başladı

Amerika’nın Minneapolis kentinde polisin gözaltına aldığı sırada diziyle boynuna çökmesi sonucu hayatını kaydeden George Floyd, ırkçılık karşıtlarının öfkesini yeniden alevlendirdi.

İngiltere’nin başkenti Londra’da biraraya gelen yüzlerce protestocu ellerinde pankartlarla Trafalgar meydanını doldurdu.

Meydandaki kalabalığın Corona virüs kısıtlamalarına rağmen eylem yapmaktaki ısrarına polisin kayıtsız kaldığı gözlemlendi. Sloganlarla iki saat boyunca meydanda öfkesini yansıtan kalabalık daha sonra yürüyüşe geçip Başbakan Boris Johnson’ın konut ve ofis olarak kullandığı binanın kapısına geldi. Öfkeli kalabalığı yatıştırmak için demir kapının önüne geçen polisle protestocular arasında polis şiddetine ilişkin tartışmalar olması dikkat çekti.

Bir saate yakın süre boyunca ırkçılık karşıtı protestolarla Başbakan’a seslerini duyurmaya çalışan kalabalık daha sonra Buttersea’deki Amerika Büyükelçiliği’ne yürüdü. Burada daha kalabalık bir polis grubuyla karşılaşan protestocular polisin ‘dağıl’ uyarısına karşı kayıtsız kaldı. Polis memurlarının, kalabalık arasında dolaşıp Corona virüs tedbirleriyle gelen kişiler arası iki metre mesafe kuralını hatırlattığı gözlemlendi. Tutuklama uyarısına rağmen kalabalık, eyleme bir saat daha devam etti.