ABD ‘en çok çatışma yaşanan’ ülkeler listesinde ilk 50’ye girdi, Türkiye 32. sırada

Silahlı Çatışma Konumu ve Olay Verileri Projesi’nin (ACLED) “Çatışma Endeksi” sıralaması açıklandı. Dünya genelinde siyasi şiddeti ölçen araştırmaya göre, ABD, “dünyanın en çatışmalı 50 ülkesi” arasına girdi. Çatışma endeksi listesinde Türkiye 32. sırada yer alıyor.

ACLED Çatışma Endeksi, geçtiğimiz yıl toplanan siyasi şiddet olay verilerinin analizine dayanarak dünyadaki her ülke ve bölgeyi dört göstergeye göre (ölümcüllük, siviller için tehlike, coğrafi yayılma ve silahlı grup parçalanması) değerlendiriyor. İlk 50 sırada yer alan ülke ve bölgeler aşırı, yüksek veya çalkantılı çatışma seviyelerine derecelendiriliyor.

ACLED’e göre ABD’nin sıralamadaki yeri, son yıllarda ülkede artan siyasi şiddet ve aşırı sağcı grupların çoğalmasından kaynaklanıyor.

Merkezi ABD’nin Wisconsin eyaletinde bulunan ve kâr amacı gütmeyen bir veri toplama, analiz ve kriz haritalama kuruluşu olan ACLED, dünya genelinde 240’tan fazla ülke ve bölge için veri topluyor. Eylül başına kadarki 12 aylık dönemde dünya genelinde 139.000’den fazla siyasi şiddet olayı kaydedildi ve bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 27’lik bir artışı gösteriyor.

İlk sırada Myanmar var

Dünyada en fazla silahlı grubun bulunduğu Myanmar “aşırı” derecesiyle listenin başında yer alırken, onu Suriye ve Meksika izliyor.

ABD ve Türkiye, Libya, Gana ve Çad dahil olmak üzere çoğu Afrika ve Asya’da bulunan 20 ülkeyle birlikte “çalkantılı” olarak değerlendiriliyor.

ACLED’in iletişim sorumlusu Sam Jones, ABD’nin listede yer almasının “siyasi şiddetin” sadece yoksul ya da demokratik olmayan ülkelerle sınırlı olmadığını gösterdiğini söyledi.

Jones, VOA’ya gönderdiği e-postada, “ABD, Orta Afrika Cumhuriyeti gibi geleneksel olarak ‘çatışmalardan etkilenen’ olarak anlaşılabilecek diğer ülkelerle aynı çalkantılı endeks kategorisinde yer alıyor… ancak elbette bu ülkelerden çok daha düşük bir genel sıralamaya sahip, bunu not etmek önemli” dedi.

Jones, ABD’nin sıralamadaki düşüşünden büyük ölçüde iki göstergede (sivillere yönelik tehlike ve silahlı grupların bölünmesi) yaşanan kötüleşmenin sorumlu olduğunu söyledi.

“Sivillere yönelik tehlike” sivilleri hedef alan şiddet olaylarının sayısını temsil ediyor ve polis ateşi gibi şiddet eylemlerini içeriyor. “Silahlı grupların parçalanması” göstergesi de aynı derecede önemli. Siyasi şiddete karışan milisler gibi silahlı grupların sayısını gösteriyor.

Jones, Amerika bağlamında bunun “aşırı sağcı milis grupları gibi devlet dışı silahlı aktörlerin… giderek çoğaldığı ve parçalandığı anlamına geldiğini, bunun da daha yüksek şiddet riskiyle ilişkili olduğunu ve şiddeti önleme çabaları için ek engeller yarattığını” söyledi.

Huzursuzluğun arttığı Batılı ülkeler

ACLED’in çatışmaların en yoğun yaşandığı 50 ülke listesindeki tek Batılı ülke ABD olsa da Batı’da siyasi şiddet ve huzursuzluğun arttığı tek ülke ABD değil.

Fransa bu yaz polisin Paris’in bir banliyösünde bir genci vurarak öldürmesinin ardından polis karşıtı şiddetli ayaklanmalarla sarsıldı.

Kanada’da son yıllarda LGBTQ karşıtı gösterilerde, aşırı sağcı gruplar tarafından organize edilen daha büyük ABD protestolarının bir yansıması olarak küçük ama gözle görülür bir artış yaşandı.

Washington’daki Amerikan Üniversitesi’nde siyasi şiddet uzmanı olan Thomas Zeitzoff hem Fransa hem de Kanada’daki son seçimlere kışkırtıcı söylemlerin damga vurduğunu belirtti. Zeitzoff, “[Fransa ve Kanada’daki] şiddetle aynı düzeyde değil ama bence genel olarak ABD’nin izole olmadığını düşünüyorum, çünkü kesinlikle… Batı dünyasında… artan siyasi çekişmeler var” dedi.

Verilerin oluşturulması

Zeitzoff, ACLED verilerinin bir “raporlama yanlılığına” maruz kalabileceği konusunda uyarıda bulundu. Çünkü ABD’de şiddeti raporlayan özgür bir basın varken, yüksek şiddet seviyelerine sahip birçok ülkede basın özgürlüğü daha az.

Zeitzoff, bir röportajında “ABD’de şiddetin ne zaman meydana geldiği konusunda oldukça net bir fikrimiz var, ancak Meksika kırsalında, Nijerya’nın kuzeyinde ya da Afganistan’ın kırsal kesimlerinde şiddetin ne zaman meydana geldiği konusunda çok net bir fikrimiz yok” dedi.

Bu eleştiriyle ilgili olarak Jones, medyanın kısıtlandığı ülkelerde veri toplamanın, ACLED’in doğrulanmış “yeni medya” ve dünya çapında 60’tan fazla ortak kuruluştan oluşan ağına güvenerek hafifletmeye çalıştığı bir zorluk olduğunu söyledi.

Jones, “Mükemmel çözümler yok. Kesinlikle mükemmel olduğumuzu iddia etmiyoruz; verilerimiz tahminleri temsil ediyor ve kullanıcıları verilerle çalışırken tüm bu uyarıları ve metodolojik sınırlamaları dikkate almaya teşvik ediyoruz. Ancak her zaman bu tür zorlukları ve potansiyel önyargıları elimizden geldiğince iyileştirmeye ve hesaba katmaya çalışıyoruz” dedi.

Türkiye 32. sırada

Listede 50 ülkenin konumu “Aşırı”, “Yüksek” ve “Çalkantılı” olarak değerlendiriliyor.

İlk 10’da yer alan ükeler “aşırı çatışma yaşanan ülkeler” olarak değerlendiriliyor. Myanmar, Suriye, Meksika, Ukrayna, Nijer, Yemen ve Irak gibi ülkeler bu grupta yer alıyor.

Sıralamada sonraki 20 ülke ise “çatışmanın yüksek oranda yaşandığı yerler” olarak niteleniyor. Afganistan, Filistin, Somali, Kenya, Hindistan ve Venezuela gibi ülkeler bu grupta bulunuyor.

“Aşırı” ve “yüksek” düzeyde değerlendirilen ülkelerin birçoğu geleneksel isyanlar olmayan çatışmalara ev sahipliği yapıyor, ancak yine de aktif iç savaş yaşayan ülkelerden daha fazla şiddet olayı ve ölüm vakası yaşanıyor.

Üçüncü grupta yer alan 20 ülke ise “çalkantılı” olarak gruplandırılan ülkeler ise daha çok bireysel ve gruplar arasındaki çatışmaları kapsıyor. Türkiye bu grupta ve genel sıralamada 32. sırada yer alıyor. Bu gruptakilerde bazıları ise Rusya, Lübnan, İsrail, ABD ve Libya gibi ülkeler. (Ajans Bizim)