Avrupa Komisyonu tarafından 2020 yılı eylül ayında sunulan “Yeni Göç ve İltica Paktı” perşembe günü Avrupa Birliği ülkelerinin içişleri bakanları tarafından oylanacak.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, göçmen akınını kontrol altına almak ve entegrasyonu sağlamak için ortak bir göç politikasını oylamak üzere bir araya geldi. Bu politika, düzensiz göçü engellemek, yasal göçü teşvik etmek ve kaynak ülkelerle iş birliği yapmak gibi hedefler içeriyor. Ancak bu politikanın uygulanması, AB üyesi ülkeler arasında farklı görüşler ve çıkarlar nedeniyle zorluklarla karşılaşıyor.
AB’nin göç politikasının tarihçesine baktığımızda, bu politikanın sürekli olarak geliştiğini görüyoruz. İlk olarak, AB ülkeleri arasında serbest dolaşım hakkı tanındı ve 1985 yılında Schengen Anlaşması ile sınır kontrolleri kaldırıldı. Ancak, AB dışından gelen göçmenler için durum farklıydı. 1990’larda, eski Yugoslavya’daki savaşlar ve diğer siyasi ve ekonomik krizler nedeniyle AB’ye yönelik göç arttı. Bu durum, AB ülkelerini ortak bir yaklaşım geliştirmeye yöneltti.
1999 yılında Tampere Zirvesi’nde, AB ülkeleri ortak bir Avrupa Sığınma Sistemi (CEAS) kurulması konusunda anlaşmaya vardı. CEAS, sığınma başvurularının değerlendirilmesi, sığınmacılara verilecek statü ve haklar, sığınmacıların yerleştirilmesi ve geri kabulü gibi konularda ortak standartlar belirlemeyi amaçladı. Ancak, bu sistemin tamamlanması için hala anlaşmazlıklar bulunuyor.
AB’nin göç politikasının mevcut durumuna baktığımızda, birkaç zorlukla karşılaşıldığını görüyoruz. Ortak bir Avrupa Sığınma Sistemi’nin tamamlanması konusunda anlaşmazlıklar devam ediyor. Yasal göçün yönetimi ve düzensiz göçle mücadele konularında da farklı yaklaşımlar bulunuyor. Ayrıca, göçmenlerin entegrasyonu ve haklarının korunması konularında daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor.
Gelecekte AB’nin göç politikasıyla ilgili zorlukların devam edeceği öngörülüyor. Demografik değişim, AB’nin yasal göçü teşvik etme ihtiyacını ortaya koyuyor. Küresel eşitsizlikler ve siyasi krizler, göç akımlarını etkilemeye devam edecek. Bu nedenle, AB’nin göç politikasını sürekli olarak güncellemesi ve ortak bir yaklaşım geliştirmesi gerekecek.
Sonuç olarak, AB’nin göç politikası hem siyasi hem de insani açıdan büyük önem taşıyor. Göçmenlerin haklarının korunması, AB’nin değerleri ve normlarıyla uyumlu olmalıdır. Aynı zamanda, AB’nin güvenliği, ekonomisi ve sosyal uyumu göz önünde bulundurulmalıdır. AB üyesi ülkelerin ortak bir yaklaşım geliştirmesi ve dayanışma içinde hareket etmesi, göç politikasının başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlayabilir.
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024