Yeni Anayasa Hazırlığı: Tanıdık İsimler ve Tartışmalı Yöntemler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “sivil ve demokratik anayasa” çağrısını yineleyerek 10 kişilik bir hukukçu heyeti görevlendirdiklerini açıkladı. Ancak Erdoğan’ın “yeni anayasa” söylemine rağmen bu heyetin bileşimi, geçmişte hukuk devleti ilkelerini aşındıran, yargı bağımsızlığına mesafeli ve otoriter uygulamaların savunucusu olarak tanınan isimlerden oluşuyor.

İktidara yakın Sabah gazetesi ve Anadolu Ajansı tarafından duyurulan listeye göre heyette Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AKP Genel Başkanvekilleri Mustafa Elitaş ve Efkan Ala, Meclis Grup Başkanı Abdullah Güler, Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Bahadır Yenişehirlioğlu ve Muhammet Emin Akbaşoğlu, Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ali İhsan Yavuz ile son olarak AKP’ye geçen Serap Yazıcı Özbudun yer alıyor.

Anayasa Kadrosunun Siyasal Profili

Bu isimlerin pek çoğu, yürütme gücünün genişletilmesi ve toplumsal muhalefetin bastırılması yönündeki politikaların savunucusu olarak öne çıkıyor. Örneğin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomik kriz karşısında yalnızca “programa sadığız” demekle yetinirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası dövizdeki dalgalanmalara karşı sessiz kalmasıyla hatırlanıyor. Yılmaz’ın başında bulunduğu ekonomi yönetimi, yargı krizlerinin piyasaya etkilerini dahi göz ardı etmeyi tercih ediyor.

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, emeklilik yaşını 70’e çıkarmayı savunması ve kamusal talepleri “gerçekleri söyleyemeyecek miyiz?” diyerek küçümsemesiyle bilinirken; Grup Başkanvekili Özlem Zengin, cezaevlerindeki çıplak arama iddialarını gündeme taşıyan milletvekillerine açtığı tazminat davası ve sosyal politikalar karşısında sergilediği duyarsızlıkla dikkat çekiyor. Bahadır Yenişehirlioğlu ise kamuoyunun büyük tepkisini çeken “sokak hayvanlarını itlaf tasarısı”nın mimarı olarak, toplumsal şiddeti meşrulaştıran yasaların savunucusu konumunda.

Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, bugüne kadar yapılan anayasa ihlallerini meşrulaştıran açıklamalarıyla öne çıkarken; Ali İhsan Yavuz ise 2019 İstanbul seçimlerinin iptal sürecinde “bir şey olmasa bile kesin bir şey oldu” sözleriyle Türkiye siyasal tarihine geçti. Muhammet Emin Akbaşoğlu ise ekonomik verilerle çelişen açıklamaları ve “asgari ücretle geçinilir” gibi söylemleriyle kamusal güveni sarsan çıkışlar yaptı.

Tarafsız Akademisyen mi, Siyasi Aktör mü?

Komisyondaki tek hukuk akademisyeni olan Serap Yazıcı Özbudun, geçtiğimiz yıl CHP listesinden Meclis’e girmiş ancak yalnızca bir gün içinde Gelecek Partisi’nden istifa edip AKP’ye geçerek dikkat çekmişti. Anayasa hukuku alanındaki akademik birikimi tartışılmaz olsa da, böylesine hızlı bir siyasi dönüşüm, hazırlanan anayasa metninin nesnelliği ve tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor.

Anayasayı Kim, Kim İçin Yazıyor?

Ortaya çıkan tablo, Erdoğan’ın açıkladığı “sivil anayasa” iddiasının içeriğinden çok, kimler tarafından kaleme alınacağına odaklanmayı gerektiriyor. Zira komisyonda yer alan hemen herkesin geçmişi, kuvvetler ayrılığını savunmaktan çok yürütme lehine güç yoğunlaşmasına hizmet eden pozisyonlara işaret ediyor. Toplumsal mutabakat zemini oluşturacak bir anayasa için gereken çoğulculuk ve şeffaflık, bu kadro yapısıyla şimdiden tartışmalı hale gelmiş durumda. Anayasa yapım süreci, yalnızca hukukçuların değil, toplumun tamamının ortak iradesini yansıttığında anlam kazanır; mevcut liste ise tam aksine, iktidarın çizdiği dar çerçevenin yeni bir tekrarına işaret ediyor.