Türkiye’de 2023 yılında insan hakları ihlalleri

TİHV ve İHD’nin ortak açıklamasında, Türkiye’de 2023 yılında insan hakları ihlallerinin kaygı verici bir boyuta ulaştığına dikkat çekildi. Açıklamada, siyasal iktidarın toplumu kutuplaştıran, ekonomiden toplum sağlığına, depreme kadar tüm meseleleri bir güvenlik sorunu haline getiren politikaları sonucu olarak hak ihlallerinin arttığı belirtildi.

Açıklamada, “Maalesef güçlü devletlerin çıkar ilişkilerine dayalı oluşturdukları askeri ve ekonomik birliktelikler, savaş politikaları, en son Gazze’de yaşanmakta olan derin insani krizde olduğu gibi, halkları temel hak ve özgürlüklerini tümüyle kullanamaz hale getirmiştir” denildi.

OHAL rejimi kalıcılaştırıldı

Devletlerin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşmalarının, insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının bir referans ve denetim sistemi olarak zayıflattığı belirtilen açıklamada, bunun küresel insan hakları rejiminin ağır bir kriz içine girmesine yol açtığı ifade edildi.

Bu kriz halinin Türkiye’deki yansımalarına değinilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

“Ülke, 2016 yılından bu yana önce doğrudan, 19 Temmuz 2018 tarihinden itibaren de resmen kaldırıldığı söylense de yapılan pek çok düzenleme ile kalıcılık/süreklilik kazandırılan bir OHAL rejimi ile yönetilmektedir. Bu durum/süreç, siyasal iktidarın gücünü sınırlandıran anayasacılık ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin terkedilmesine yol açmıştır. Böylelikle keyfilik ve belirsizlik kamusal/siyasal alanın asli unsurları haline gelmiştir. Özellikle bir yönetim tekniği olarak başvurduğu belirsizlik yaratma gücü, siyasal iktidara erkini daha da merkezileştirip toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü arttırma olanağı sağlamaktadır.”

Depremin yol açtığı ölümler yaşam hakkı ihlalidir

Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de, iktidarların sorumluluklarını yerine getirmemesinin acı sonuçlarının 6 Şubat depremlerinde görüldüğüne vurgu yapan İHD ve TİHV, “devletlerin başta yaşam hakkı olmak üzere tüm hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirme yükümlülüğü/sorumluluğu ile birlikte değerlendirdiğimizde, depremin yol açtığı ölümler yaşam hakkı ihlalidir. Daha da ötesi, yıkım ve tahribatın bu denli büyük bir boyuta ulaşmasında insan faktörünün doğrudan etkisi düşünüldüğünde, yaşanan deprem bizzat ağır insan hakları ihlalidir” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik kriz ve yoksullaşma vurgusu

İHD ve TİHV açıklamalarında, yaşanan ekonomik krizin yarattığı tahribata dikkat çekerek, “Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, muazzam savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürülebilmelerini tümüyle imkansız kılan ağır insan hakları ihlalidir” dedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), 2023 yılında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini değerlendiren raporunda aşağıdaki verileri paylaştı:

Yaşam hakkı ihlalleri

2023 yılında Türkiye’de yaşanan depremlerde en az 50 bin 783 kişi yaşamını yitirdi. Bu, Türkiye tarihinin en büyük doğal afetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Depremde yaralanan kişi sayısı ise 107 bin 204’e ulaştı.

İHD ve TİHV’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında yargısız infaz, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 12 kişi yaşamını yitirdi. Bu kişilerden 3’ü mülteciydi. Gözaltında bulunan 6 kişi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Ülke içinde, Suriye ve Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda ise en az 207 kişi yaşamını yitirdi. Bu kişilerin 59’u güvenlik görevlisiydi. Güvenlik güçlerine ve/veya resmî kurumlara ait araçların çarpması sonucu 3 çocuk, en az 6 kişi yaralandı. Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlamalar sonucu ise 10 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi yaralandı.

Toplanma ve gösteri özgürlüğü ihlalleri

2023 yılında Türkiye’de toplanma ve gösteri özgürlüğü ihlalleri önceki yıllara göre daha da arttı. TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında düzenlenen 15 bin 120 toplantı ve gösteriden 14 bin 971’i polis tarafından engellendi. Engellenen toplantı ve gösterilerin 13 bin 556’sında gaz ve tazyikli su kullanıldı. TOMA’lar da sıklıkla kullanıldı. 203 toplantı ve gösteride biber gazı ve tazyikli su kullanılarak çok sayıda kişi yaralandı.

Örgütlenme özgürlüğü ihlalleri

2023 yılında Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü ihlalleri de devam etti. TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında 170 dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütünün faaliyeti kapatıldı. 3 bin 230 kişi hakkında örgütlenme özgürlüğüne aykırı işlem yapıldı.

Kürt sorununda hak ihlalleri

2023 yılında Kürt sorunuyla ilgili olarak da hak ihlalleri yaşandı. TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında Kürt sorunuyla ilgili olarak 161 kişi gözaltına alındı, 11 kişi tutuklandı, 19 kişi yargılandı, 1 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Kadın ve LGBTİ+ hakları ihlalleri

2023 yılında kadın ve LGBTİ+ hakları ihlalleri de devam etti. TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında kadına yönelik şiddet nedeniyle 128 kişi yaşamını yitirdi, 7 bin 324 kişi yaralandı. LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemi ve şiddet olayları da devam etti.

İşçi hakları ihlalleri

2023 yılında işçi hakları ihlalleri de artarak devam etti. TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı en az 1772 işçi yaşamını yitirdi.

Sonuç olarak, 2023 yılında Türkiye’de insan hakları ihlalleri, önceki yıllara göre daha da artarak kaygı verici bir boyuta ulaştı. Bu ihlaller, siyasal iktidarın toplumu kutuplaştıran, baskıcı ve keyfi uygulamaları sonucunda yaşandı. Yaşanan ihlaller, Türkiye’nin insan hakları karnesinin giderek daha da kötüye gittiğini gösteriyor.


 

 

 

Yaşam hakkı ihlalleri

Resmî açıklamalara göre 6 Şubat depremlerinde:

  • En az 50 bin 783 kişi yaşamını yitirmiş,
  • 107 bin 204 kişi ise yaralandı.

İHD ve TİHV Dokümantasyon Birimi/Merkezi verilerine göre 2023 yılının ilk 11 ayına dair şu bilgiler kaydedildi:

  • Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 3’ü mülteci 12 kişi yaşamını yitirdi, 6’sı mülteci toplam 12 kişi yaralandı.
  • Gözaltında bulunan 6 kişi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
  • Ülke içinde, Suriye ve Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda, 59’u güvenlik görevlisi (49’u asker, 4’ü polis, 6’sı korucu), en az 207 kişi yaşamını yitirdi.
  • Güvenlik güçlerine ve/veya resmî kurumlara ait araçların çarpması sonucu 3’ü çocuk, en az 6 kişi yaralandı.
  • Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlamalar sonucu 10 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi yaralandı.

Toplanma ve gösteri özgürlüğü ihlalleri

TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında düzenlenen 15 bin 120 toplantı ve gösteriden 14 bin 971’i polis tarafından engellendi. Engellenen toplantı ve gösterilerin 13 bin 556’sında gaz ve tazyikli su kullanıldı, 133’ünde TOMA’lar kullanıldı, 203’ünde biber gazı ve tazyikli su kullanılarak çok sayıda kişi yaralandı.

Örgütlenme özgürlüğü ihlalleri

TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında 170 dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütünün faaliyeti kapatıldı, 3 bin 230 kişi hakkında örgütlenme özgürlüğüne aykırı işlem yapıldı.

Kürt sorununda hak ihlalleri

TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında Kürt sorunuyla ilgili olarak 161 kişi gözaltına alındı, 11 kişi tutuklandı, 19 kişi yargılandı, 1 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Kadın ve LGBTİ+ hakları ihlalleri

TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında kadına yönelik şiddet nedeniyle 128 kişi yaşamını yitirdi, 7 bin 324 kişi yaralandı. LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemi ve şiddet olayları da devam etti.

İşçi hakları ihlalleri

TİHV ve İHD’nin verilerine göre, 2023 yılının ilk 11 ayında iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı en az 1772 işçi yaşamını yitirdi.

Sonuç olarak, 2023 yılında Türkiye’de insan hakları ihlalleri, önceki yıllara göre daha da artarak kaygı verici bir boyuta ulaştı. Bu ihlaller, siyasal iktidarın toplumu kutuplaştıran, baskıcı ve keyfi uygulamaları sonucunda yaşandı. Yaşanan ihlaller, Türkiye’nin insan hakları karnesinin giderek daha da kötüye gittiğini gösteriyor.