Türkiye Tarımında İthalat Krizi: Çiftçiye Vurulan Darbe

Türkiye tarımı ithalat kıskacında can çekişiyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in son açıklamaları, tarımda gelinen vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Gürer, Cumhurbaşkanı kararıyla mısır ekim döneminde 1 milyon tonluk sıfır gümrüklü mısır ithalatı izni verilmesini “çiftçiye vurulan açık bir darbe” olarak nitelendirdi. İktidarın “ithalatla çözüm” anlayışını sürdüren politikalarının, Türkiye’de yerli üretimi sistemli biçimde tasfiye ettiğine dikkat çeken Gürer, tarımda sürdürülebilirliğin her geçen gün daha da imkânsız hale geldiğini vurguladı.

Üreticiye Açık Mesaj: “Mısır Ekme!”

Gürer’in açıklamaları, mısır ekim sezonunun tam ortasında alınan bu ithalat kararının çiftçiye verilen apaçık bir gözdağı olduğuna işaret ediyor. Nisan-mayıs-temmuz arasında gerçekleşen mısır ekimi sürecinde ithalata kapıların açılması, üreticiye “ekme, dışarıdan alacağız” demekten başka bir anlam taşımıyor.

Oysa geçtiğimiz aylarda Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’nin mısır üretiminde kendi kendine yeter hale geleceğini açıklamıştı. Gürer, bu söylemin de kâğıt üzerinde kaldığını belirterek şunları söyledi:

“Demek ki Bakanlığın bu söylemi geçerlilik göstermiyor. İthalat kararı, hem bu beyanatı boşa düşürüyor hem de çiftçiye yeni bir güven bunalımı yaratıyor.”

Sıfır Vergiyle İthal, Yerli Üreticiye Sıfır Umut

Türkiye’de çiftçiye alım güvencesi vermeyen, girdi maliyetlerini karşılamayan bir devlet anlayışıyla tarımın sürdürülemeyeceği her geçen gün daha belirgin hale geliyor. Gürer, sıfır gümrük vergisiyle yapılacak ithalatın birilerini zengin edeceğini, ancak olanın yine üreticiye olacağını şu sözlerle ifade etti:

“Sıfır gümrük vergisiyle yurtdışından mısır ithalatı demek, çiftçiye doğrudan darbe demektir. Geçim derdiyle üretim yapan köylü yine mağdur olacak. Ama ithalatla kazanç sağlayanlar köşeyi dönecek.”

Bu tablo, yalnızca ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda siyasi bir duruşun ifadesi. İktidar, üretimi desteklemek yerine dışa bağımlılığı tercih ediyor. Her yıl milyarlarca dolarlık tarım ithalatı yapılırken, Anadolu’nun bereketli toprakları ekilmeden bırakılıyor.

Çiftçi Üretiyor, TÜİK Sayıyor, İktidar İthal Ediyor

Gürer, geçen yıl TÜİK’in açıkladığı “8 milyon ton mısır üretildi” verisinin de ithalat kararına ters düştüğünü hatırlattı. Madem üretimde açık yok, neden ithalat?

Sorusunun yanıtı Gürer’e göre açık:

“Demek ki mısırdaki açığın kapatılması istenmiyor. Hedef üretimi artırmak değil, ithalat üzerinden başka dengeleri korumak.”

Bu dengesizlik, yalnızca bugünün değil, geleceğin de sorunlarını büyütüyor. Zira üreticinin mısırdan çekilmesi, gelecek yıllarda arzın düşmesi ve dışa bağımlılığın daha da artması anlamına geliyor.

Tarımda “İthal Ekonomi” Felaketi

Türkiye’nin tarım politikalarında son yıllarda sıkça başvurduğu “ithalatla çözüm” anlayışı artık yapısal bir krize dönüşmüş durumda. Ette, buğdayda, arpada, ayçiçeğinde ve şimdi de mısırda benzer ithalat politikaları yerli üreticiyi tarladan koparıyor. Gürer’in uyarısı ise net:

“İktidarın bu ithalatçı anlayışı devam ederse Türkiye’de yerli üretim diye bir şey kalmayacak.”

Bu yalnızca çiftçinin değil, tüketicinin de sorunu. Çünkü dışa bağımlılık arttıkça, fiyatlar daha fazla kur artışına ve dış spekülasyonlara bağlı hale geliyor. Sonuç: sofralara daha pahalı ürünler, üreticiye daha az kazanç, ülkeye daha büyük krizler.

İthalat Kararı Yerli Tarıma İhanettir

Ömer Fethi Gürer’in açıklamaları, Türkiye tarımının nasıl bilinçli şekilde dışa bağımlı hale getirildiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Alınan her ithalat kararı, Anadolu topraklarına, üreticiye, emeğe ve geleceğe vurulan bir darbedir.

İthalatla zenginleşen azınlıklar karşısında yoksullaşan milyonlar için artık şu soruyu sormanın zamanı gelmiştir: Bu ülkenin çiftçisi neden kendi ülkesinde üretici değil, seyirci konumuna düşürüldü?