Åžebnem Koru Fincancı’yı makasa almak
Dün hukuksuz ve mesnetsiz bir ÅŸekilde gözaltına alınan “Sebnem Korur Fincanci’ya bir darbe de UÄŸur Mumcu’nun aÄŸabeyi Ceyhan Mumcu’dan geldi. Perinçek’in askeri Ceyhan Mumcu, “Fincancı’nın UÄŸur Mumcu cinayeti sanıklarına iÅŸkence raporu vererek, gerçeklerin ortaya çıkmasını engellediÄŸini” iddia etti ve şöyle dedi: “Aklı sıra iÅŸkenceye karşı çıkmak adına bunu yaptı.”
Zaten iktidarın vurduÄŸu Fincancı’ya biraz daha vurmak için bahane arayan bir kısım sözde iktidar karşıtı ulusolcu ne yaptı peki? Artık bu ülke insanının tamamına yakınının alışkanlık edindiÄŸi gibi, asla iddialar üzerinde hayatın doÄŸal akışı, mantık, adalet, eÅŸitlik, evrensel insan hakları çerçevesinde kafa yormadan; asla karşı tarafın savunmasını öğrenmeye gerek duymadan, bu algı operasyonunun üzerine atladı ve Mumcu’nun iddialarını tek taraflı bir ÅŸekilde peynir ekmek gibi paylaÅŸarak, Fincancı’nın lincine biraz daha benzin dökmeye baÅŸladı.
Oysa ki Google’da ufak bir taramada bulunsalar, Åžebnem Hanım’ın Ceyhan Mumcu’ya verdiÄŸi yanıta da ulaÅŸabilir; ardından da hakkaniyet çerçevesinde yorum yapabilirlerdi.
Yurdumun, her inançtan, her tiynetten insanının en büyük tutkusu, gerçeğin ırzına geçmek artık.
Sanıkları “hiç muayene etmediÄŸini” kabul eden Åžebnem Korur Fincan’cı, Bianet’te okuduÄŸum ve linkini de yazımın sonuna koyacağım yanıtında şöyle diyor:
“Adlî tıp ÅŸikâyet formlarını, sanıklar avukatlarına verir. Avukatlar bu formları, müvekkillerine cezaevinde doldurtarak getirir. Bu formlarda hasta, ÅŸikâyetlerini yazılı olarak dile getirir. Ben sadece bu yakınmalardan yola çıkarak, muayene ve testler önerebilirim. Zaten söz konusu raporda da sanıklar, iÅŸkence nedeniyle hasar gördüklerinden yakınıyorlardı. Ben de psikiyatrik ve nörolojik muayene önerdim. Yetkim bununla sınırlıdır. Avukatlar kötüye kullanmış olabilir. Ceyhan Mumcu benim için, ‘aklı sıra iÅŸkenceye karşı çıkmak adına bunu yaptı’ demiÅŸ. SaÄŸcıların iÅŸkence görebileceÄŸini ama solcuların göremeyeceÄŸini düşünmüyorum. İşkence, kime yapılırsa yapılsın insanlık dışıdır.”
Åžimdi soruyorum: Åžebnem Korur Fincancı, bir hekim olarak, -gerçek fail oldukları bile şüpheli- sanıkların, “iÅŸkence gördüklerine” dair iddiaları karşısında ne yapmalıydı? Öldürdükleri söylenen kiÅŸi “UÄŸur Mumcu”, kendileri de “saÄŸcı” diye, bu ağır hak ihlali iddialarını görmezden mi gelmeliydi?
İşkence, düşmanımıza dahi uygulanmasına karşı çıkmamız gereken bir insanlık suçu iken; hangi, gerçek yaşam hakkı savunucusu böyle bir şey yapabilir?
Fincancı’nın, nasıl ki bugün ortada “T.C.’nin kimyasal silah kullandığına” dair direkt bir “hüküm beyanı” yoksa; dün de UÄŸur Mumcu cinayetinin sanıklarıyla ilgili bir “iÅŸkence” raporu yoktur. Kendisi, her iki durumda da birtakım “insan hakkı ihlali” iddiaları karşısında Hipokrat yemininin ve vazifesinin gereklerini yerine getirerek, “araÅŸtırma ve tetkik” öneriyor sadece… Görevini yapıyor yani…
Lafa gelince tamamen uç kutuplarda gözüken birileri ise çıkıyor; “Yapamazsın!” diyerek, bu ülkenin en önemli hak savunucularından birini makasa alıp bitirmeye; onun ÅŸahsında, demokratik hak ve özgürlüklere bir darbe daha indirmeye; bu arada da bahaneyle, nicedir çok rahatsız oldukları Türk Tabipler BirliÄŸi’ni ortadan kaldırmaya uÄŸraşıyorlar.
Kim bunlar? SaÄŸ muhafazakâr iktidar tayfası ve sözde o iktidarın antidemokratik uygulamalarından çok rahatsız olan “Perinçek’in askeri” ulusolcular… Tabii baÅŸta da CHP…
Birbirlerini boÄŸazlasalar bile, konu Kürtler olduÄŸunda can ciÄŸer kuzu sarması olan cibilliyetsizler yani…
Åžebnem Korur Fincancı, bu ülkenin vicdanıdır. Velev ki iddia edildiÄŸi gibi, “hüküm” verdiÄŸi bir konuÅŸma bile yapmış olsa; temiz bir iktidara düşen, önerdiÄŸi araÅŸtırmaları gerçekleÅŸtirmeyi gönül rahatlığıyla kabul ederek, haksızsa onu utandırmaktır; hiçbir ÅŸekilde kaçma riski bulunmayan deÄŸerli bir insanı, hiç gereÄŸi yokken tutuklamak deÄŸil. Tabii asıl maksadı, topluma seçim öncesi biraz daha gözdağı vererek aykırı sesleri sindirmek deÄŸilse…
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti ya da ordusu, bir bilim insanının herhangi bir meslekî fikir beyanıyla karalanıp sarsılıyorsa vay halimize!.. Ya da “iÅŸkenceye uÄŸradığını iddia eden kiÅŸi bizden deÄŸilse, iddialarını görmezden gelmemiz gerektiÄŸini” savunuyorsak, tamamen insanlıktan çıkmışız demektir.
Sanki o süreçte bu ülkede, benim gibi bir avuç marjinal hariç “yetmez ama evet” demeyen aydın ya da hak savunucusu kalmış gibi, kadını bir de oradan vurmaya çalışmıyorlar mı; insanlığa ziyan. Bu vurguncuların hepsi, ceza aldığı bir ÅŸiir yüzünden milletvekili olamayan ErdoÄŸan’ı bugünkü konumuna taşıyan kiÅŸinin Deniz Baykal olduÄŸunu unutmuÅŸ gözüküyor ne hikmetse…
Velhasılı kelam; gerçeğin ırzına geçmenin, hakikatleri çarpıtarak algı operasyonları gerçekleştirmenin, birbirinden değerli insanların sonsuz emeklerle geçen koskoca ömürlerini bir cümleleri yüzünden çöpe atmanın, linççiliğin, toplumun hepsi birbirinden fanatik ve inanç asalağı olan her kesimi için en yükselen ortak paydalar haline geldiği bir coğrafyada harç bitmiş, yapı paydos demektir. Seçim meçim neyin derdindeyiz ki?.. Herkes aynı lacivertin farklı bir tonu olmuş, çoktaan belamızı bulmuşuz.
Not: Åžebnem Korur Fincancı’nın, Ceyhan Mumcu’nun iddialarına yanıtı: https://bianet.org/biamag/toplum/497-fincancidan-ceyhan-mumcuya-yanit
- Bu Kadar Åžuursuzluk Akla Ziyan – Rabia Mine - 19 Ekim 2023
- At Gözlükleri Atlar İçindir - 18 Ekim 2023
- Yine Filler Tepişirken Çimenler Ezildi - 13 Ekim 2023