Özel sektör öğretmenlerinin maaşı asgari ücretin altında kaldı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre, Türkiye’de 1 milyon 139 bin bin 673 öğretmen bulunuyor. Bu öğretmenlerin 975 bin 698’i resmi okullarda, 163 bin 975’i özel okullarda görev yapıyor.

Özel sektör öğretmenleri, çalıştıkları kurumla dönem başında asgari ücretin biraz üstünde bir ücrete anlaşıyor. Asgari ücretin 8 bin 506 TL olarak açıklanmasıyla beraber özel sektör öğretmenlerinin en büyük kaygısı, patronlarının eylülde anlaştıkları maaşların üzerine çıkmak istememesi ya da verilecek farkların elden geri istenmesi. Özel sektör öğretmenleri, patronların “Dönem başında anlaştığımız para bu, asgarinin altında olup olmaması beni ilgilendirmez” diyeceğini ve bu nedenle 10 binlerce öğretmenin asgari ücretin altında bir ücrete çalışmak zorunda kalacağını belirtiyorlar.

14 yıllık edebiyatı öğretmeni Nilay Bayrak, “Üniversite öğrencisiyken hep daha iyi olacağını umuyordum ama mezun olduktan sonra yasadaki birçok şey değişti. Asgari ücreti görmeye başladık ve yaşam koşullarımız her geçen gün daha kötü gitmeye başladı” dedi.

ANKA Haber Ajansı’ndan Dilan Kutlu‘ya konuşan Bayrak, “Türk dili ve edebiyatı öğretmenleri, ‘Açık öğretimden daha çok mezunu var’ diye maalesef daha düşük alan grupta yer alıyor. ‘Biri gider, biri gelir mantığıyla yaklaşılıyor. Üniversiteye girmeden önce asgari ücret alarak markette çalışıyordum, şimdi tekrar aynı düzeye gelmek açıkçası üzücü. O zaman diyorum ki ‘15 yılımı ne için verdim’. Ben, mesleğime devam edebildiğim için mutluyum ama maddi olarak bu yaşadığımız bütün sıkıntılar bizi olumsuz etkiliyor. Okumanın çok bir anlamı kalmadı” diye konuştu.

17 yıldır özel sektörde felsefe öğretmenliği yapan Özge Günday da çalıştığı kurumdan asgari ücretin sadece 500 TL üstünde bir ücret aldığını belirterek şunları söyledi:

 Bundan 6 ay önce çalıştığım kurum, asgari ücretin üstünü elden geri istedi benden. 9. sınıflara demokrasi, insan hakları anlatıyorum ve yoksulluk bir insan hakkı ihlali. Çocuklara hep bunu söylüyoruz ama kendimiz her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Bir öğretmen olarak, bir kitap alırken ne kadar olduğunu düşünmek… Her şeyden öte artık temel yaşam giderlerimizi karşılayamamak…

Hiçbir birikimim yok, nasıl ödeyeceğimi bilmediğim bir borçla yaşıyorum. Hafta sonu sınav gözetmenliğine gidiyorum. Şu an bir yıllık maaşım, borç olarak birikmiş durumda. Bir sonraki ay için yarım maaş borçlanarak yaşıyorum. 17 yıllık bir öğretmenin 3-4 okuldan daha fazla okul değiştirmemesi idealdir. Biz de sürekli bir sirkülasyon. Hiçbir zaman hiçbir güvencemiz yok. 17 yıllık bir öğretmenin kıdem hakkı yok. Kısa çalışma dönemi zamanında devlet okullara teşvikte bulundu. O paraların bile üzerine yattı kurucular. Bize hiçbir şekilde geri dönüşü olmadı. Biz, iki kat çalıştık. Hem online çalıştık hem de yasa dışı bir şekilde okullara gittik. Tamamen yasa dışı bir sektör, hiçbir denetim yok. Korkunç.

 Bugün bir markette çalışsam zaten daha çok kazanacağım. Bıçak kemikte’ denir ya… Biraz da ondan kaybedecek bir şey yok. Maddi anlamda kaybedecek bir şey kalmadığı için öğretmenlerin biraz daha cesaretle hareket edebileceğini düşünüyorum. (ANKA)