İran’ın kuzeybatısında Türkiye sınırında yer alan Urumiye Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Bir zamanlar feribotlarla turistlerin gezdirildiği göl, kuraklığın etkisiyle yok olmanın eşiğinde.
Urumiye gölü Ortadoğu’nun en büyük, dünyanın ise sayılı tuz göllerinden biriydi. 1990’lı yıllarda insanların yüzmeye geldiği göl, o dönem 5 bin 400 kilometrekarelik bir genişliğe sahipti. Gölün şu anki genişliği yaklaşık olarak 2 bin 500 km genişliğinde.
Urumiye Gölü, 2013 yılından önce yaklaşık yüzde 90 kurumuş ve sadece yüzde 10’luk kısmı kalmıştı. Bu tarihten sonra atılan adımlar gölü biraz canlandırsa da kuraklık bunu sekteye uğratıyor.
Bölgede ihya çalışmaları devam ediyor ancak son dönemde ülkenin genelini etkileyen kuraklık nedeniyle göl yeniden çöl olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Uzmanlara göre gölü tehdit eden etkenlerden biri de yağmur azlığı nedeniyle tarım arazilerinin yer altı suları kullanılarak sulandırılması. Talebin sürekli artması, buna karşın yağmur sularının azalması, nehirlerin ve göllerin kurumasıyla sonuçlanıyor.
Urumiye gölü, diğer tuz göllerinde de görüldüğü gibi, sudaki tuz oranının artması nedeniyle ortaya çıkan fitoplanktonlar ve bakterilerin etkisiyle kırmızıya bürünmüş durumda.
Analistler, su kaynaklarının hızla kurumasının gelecekte birçok yeri artık yaşanmaz hale getireceği ve örneğin ‘tuz fırtınası’ gibi çevre felaketlerine sebep olabileceği gibi siyasi kargaşalara ve çatışmalara da yol açabileceğini öngörüyor.
Türkiye’de Tuz Gölü’nün kuruması
Öte yandan Ege Üniversitesinde (EÜ) yürütülen uydu görüntüleme çalışması sonucu Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olan Tuz Gölü’nde suların tamamen çekildiği, yer altı su seviyesinin de önceki yıllarda görülmemiş ölçüde düştüğü saptandı.
EÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi ve İklim Uzmanı Prof. Dr. Ecmel Erlat ile EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü’nden Dr. Fulya Aydın Kandemir’in, gölün son 37 yıla ait uydu görüntülerini kullanarak tamamladığı çalışma, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Gölde 1985-2000 yılları arasında çekilen uydu görüntülerinde güneybatı kesiminde mutlaka suyla kaplı bir alanın bulunduğu, suyla kaplı alanın, gölün toplam alanının yüzde 20’sinin altına düşmediği belirlendi.
Bu dönemde yağışlar yetersiz olsa bile taban suyunun yüksek olması nedeniyle gölün beslendiği ortaya kondu.
Ancak 2000 yılından itibaren yükselen sıcaklıklar, şiddetlenen buharlaşma ve yağış yetersizliğine bağlı olarak yaz aylarında göldeki suyla kaplı alanın hıza azalmaya başladığı, 2021 yılının yaz mevsiminde göldeki suyun tamamen çekildiği belirlendi.
“Kuyulardan aşırı su çekilmesi de etkili”
Anadolu Ajansı’na konuşan Ecmel Erlat, yükselen sıcaklıklar, şiddetlenen buharlaşma ve yağış yetersizliğine bağlı olarak 2021 yılının yaz mevsiminde gölde suyla kaplı alanın kalmadığını gözlemlediklerini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Tuz Gölü ve çevresinin, 2019 yılının Mayıs ayından bu yana kesintisiz kurak koşullara, 2021 yılının ilk 7 ayında ise şiddetli kurak koşullara sahip olduğu görülmektedir. Tuz Gölü’nün kurumasında, bölgenin giderek ısınması ve kuraklaşması yanında su ihtiyacı yüksek olan tarım bitkilerini yetiştirmek amacıyla açılan kuyulardan aşırı su çekilmesi sonucu havzadaki yer altı suyu seviyesinin düşmesi etkilidir.”
NASA-GRACE FO uydusundan alınan yüzeye yakın Yeraltı Suyu Kuraklık İndisi verilerine göre Tuz Gölü ve çevresinde özellikle 2000 yılından itibaren yer altı suyu miktarında çok çarpıcı bir azalma gözlendiğini vurgulayan Erlat, “2021 yılında Tuz Gölü çevresinde yer altı sularının seviyesi önceki yıllara göre hiç görülmemiş ölçüde düşmüştür. Bu durum bitkilerin kök seviyesindeki toprak nemliliğinin de azalması anlamına gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
Tuz Gölü ekosisteminde 279 bitki türü bulunduğunu, bunlardan 39’unun sadece su bölgesinde yetişebildiğini dile getiren Erlat, 2021 yılında yaşanan şiddetli kuraklık ve kurumanın, gölde yaklaşık 5 bin yavru ve yetişkin flamingonun telef olmasına yol açtığını da hatırlattı.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024