Türkiye ekonomisi, dijitalleşme sürecinde hızla ilerlerken, kartlı ödemelerdeki artış oranları ve tüketicilerin değişen ödeme alışkanlıkları dikkat çekiyor. 2024 Mart ayında, kartlı ödemelerin toplam tutarı %126 oranında artarak 1,2 trilyon liraya yaklaştı. Bu artış, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla yapılan işlemlerin toplamını içeriyor ve Türkiye’nin ödeme sistemlerindeki hızlı değişimi gözler önüne seriyor.
Kredi kartlarıyla yapılan ödemelerin büyük bir kısmını oluşturan 991,8 milyar liralık bir hacme ulaşırken, banka kartlarıyla yapılan ödemeler 167,8 milyar lira ve ön ödemeli kartlarla yapılan ödemeler ise 21,8 milyar lira olarak kaydedilmiş. Kredi kartlarının popülerliği devam ederken, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla yapılan ödemelerde de önemli bir artış gözlemleniyor. Özellikle ön ödemeli kartlarla yapılan ödemelerdeki %157’lik artış, bu ödeme yönteminin giderek daha fazla tercih edildiğini işaret ediyor.
İnternet üzerinden yapılan kartlı ödemelerin tutarı ise %135 artarak 355 milyar liraya yükselmiş. Online alışverişin popülerliğinin artması ve tüketicilerin internet üzerinden alışveriş yapma eğiliminin güçlenmesi bu artışın temel sebepleri arasında yer alıyor. İnternetten kartlı ödeme sayısının toplam ödeme sayısı içindeki payı %16 olarak kayıtlara geçmiş. Temassız ödeme sayısının yıllık bazda %38 artarak 916 milyon olduğu ve temassız ödeme tutarının %155 artışla 327,2 milyar lira olarak hesaplandığı belirtiliyor. Temassız ödeme teknolojisinin hızla benimsenmesi ve günlük alışverişlerde yaygınlaşması, ödeme sistemlerindeki teknolojik gelişmelerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Ancak, kartlı ödemelerdeki bu artışın ardında yatan bir diğer önemli faktör, vatandaşların nakit sıkıntısı çekmesi ve bu durumun kartlı ödemelere yönelik talebi artırmasıdır. Ekonomik sıkıntılar ve nakit erişiminde yaşanan zorluklar, tüketicileri daha fazla kart kullanımına itiyor. Banka kredilerine erişimde yaşanan sıkıntılar ve kredi faiz oranlarının yüksekliği, vatandaşları alternatif ödeme yöntemlerine yönlendiriyor. Bu durum, kartlı ödemelerin artışında önemli bir rol oynuyor ve tüketicilerin finansal tercihlerindeki değişimi gösteriyor.
Bu ekonomik tablonun bir diğer yüzü ise, emeklilerin düşük aylıkları ve asgari ücretin açlık sınırı seviyesinde olmasıdır. Emeklilerin büyük bir kısmı, asgari ücretin altında aylık almakta ve bu durum, onları ekonomik olarak zor bir pozisyona sokmaktadır. Özellikle emeklilik maaşlarının düşük olması, emeklilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve birçok emekliyi ek iş yapmaya veya maddi destek aramaya itmektedir.
Asgari ücretin açlık sınırı seviyesinde olması ise, çalışan kesimin alım gücünü sınırlayan bir başka önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Asgari ücretli çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmalarına yol açmakta ve ekonomik baskı altında yaşamalarına sebep olmaktadır.
Türkiye’nin ekonomik yapısında derinlemesine bir analiz yapılmasını gerektiren bu meseleler, ekonomik politikaların ve sosyal güvenlik sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Devletin, emeklilerin ve asgari ücretli çalışanların yaşam standartlarını iyileştirmeye yönelik adımlar atması ve bu konularda kalıcı çözümler üretmesi bekleniyor.
Kartlı ödemelerdeki artış, dijital ekonominin büyümesi ve tüketicilerin değişen tercihleri, Türkiye’nin ekonomik dönüşümünde önemli bir rol oynasa da, emeklilerin ve asgari ücretli çalışanların karşılaştığı ekonomik zorluklar, bu dönüşümün her kesim tarafından hissedilmesi için çözülmesi gereken temel sorunlar olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin ekonomik geleceği, bu sorunların üstesinden gelme yeteneğine ve sosyal adaleti sağlama çabalarına bağlı olacak.
NHY, Ekonomi