Ali Erbaş’ın Tripleks Villası: 975 TL’lik Kira Tartışma Yarattı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ankara’nın lüks semtlerinden Bilkent’te 450 metrekarelik tripleks bir villada aylık yalnızca 975 TL kira ödediği bilgisi kamuoyunda tartışma yarattı. Kamu bütçesinden karşılanan giderlerle desteklenen bu konutun, benzer özellikteki villaların kira fiyatlarıyla kıyaslandığında çok düşük bir bedelle kiralandığı ifade ediliyor.

Bilkent’teki benzer tripleks villaların kira bedelleri aylık 110 bin TL’ye kadar çıkarken, satış fiyatlarının ise 30 milyon TL’yi geçtiği belirtiliyor. Erbaş’ın yaşadığı villanın kamu kaynaklarıyla ısıtma, elektrik, su ve telefon giderleri karşılanıyor ve 6 koruma görevlisiyle özel olarak korunuyor.

Bu durum, vatandaşlar arasında tepkilere yol açtı. Sosyal medyada ve kamuoyunda sıkça dile getirilen yorumlardan biri, “Ekmek elden su gölden, hayat onlara kolay” ifadesi oldu.

26 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile kamu konutları kira bedellerine 2025 yılı için %44 oranında zam yapıldığı açıklandı. Bu düzenlemeye göre, Erbaş’ın ödediği kira bedeli 1404 TL’ye çıkacak. Ancak bu yeni bedelin bile piyasa fiyatlarının oldukça altında olduğu belirtiliyor.

Lüks Konutlar ve Kamu Eleştirisi

Diyanet İşleri Başkanı’nın tripleks villası dışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın ikamet ettiği 250 odalı “yavru saray” da dikkat çekiyor. Sarayın özellikleri arasında 104 metrekare kapalı ve 89 metrekare açık havuz, geniş bir mutfak, iki tenis kortu ve acil tıp merkezi bulunuyor. Ancak Erdoğan çiftinin bu saray için kira ödeyip ödemediği bilinmiyor.

Vatandaşlar, kamu yöneticilerinin lüks yaşam standartlarını sürdürürken halkın ekonomik zorluklarla mücadele etmesine tepkili. Bu tür konutlar ve masrafların kamu bütçesinden karşılanması, sosyal adalet ve kaynakların dağılımı açısından eleştiri konusu olmaya devam ediyor.

Devlet kaynaklarının etkin kullanımı ve kamu görevlilerinin yaşam standartlarının şeffaflık ilkelerine uygun olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki çağrılar, bu tür tartışmaların odak noktası haline gelmiş durumda. Özellikle ekonomik kriz koşullarında, yöneticilerin yaşam tarzlarının halkın gündelik yaşamıyla tezat oluşturması, adalet algısını zedeliyor.