Tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’den gelen açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik bir operasyonun hedefinde olduğunu belirten Özer, kendisi ve Esenyurt Belediyesi’ne yönelik suçlamaları “temelsiz ve asılsız” olarak nitelendiriyor. Özer’in açıklamaları, iktidar karşıtı belediyeler üzerindeki kayyum atama sürecini eleştirirken, CHP’nin Türkiye’nin demokratik değerleri için taşıdığı önemi vurguluyor.
Özer, Cumhuriyet’in 100. yılına atıfta bulunarak, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız ilk gün, bana ve partime yönelik bir operasyonla karşı karşıya kaldık,” diyerek bu sürecin kendisi için hem kişisel hem de ideolojik bir boyut taşıdığını ifade ediyor. Belediye başkanlığı döneminde Esenyurt’ta gerçekleştirdiği projelerle halkın refahını artırmaya odaklandığını belirten Özer, sosyal adaleti sağlamaya yönelik çalışmalara vurgu yaptı.
Kürt sorununa dair görüşlerini ve çözüm önerilerini geçmişte kitaplar ve makalelerle kamuoyuna sunduğunu ifade eden Özer, kendisinin ve belediye çalışmalarının terörle ilişkilendirilmesini “ucuz iftiralar” olarak nitelendirdi. Ayrıca, kamuoyunda kendisine yönelik yapılan eleştirileri ve iddiaları da “itibar cellatlığı” olarak tanımladı.
Özer, açıklamasını umutlu bir mesajla sonlandırarak Esenyurt halkına duyduğu özlemi dile getirdi ve “Hak, hukuk ve adalet kazanacak,” sözleriyle bu sürecin geçici olduğuna inandığını ifade etti.
Bu gelişmeler, hükümetin muhalif belediyelere yönelik uygulamalarının demokrasi ve yerel yönetimlerin bağımsızlığı üzerindeki etkileri konusunda yeni bir tartışma başlattı. Özer’in açıklamaları, Esenyurt özelinde olsa da, muhalif belediyeler üzerindeki baskılara karşı eleştirilerin giderek artabileceğine işaret ediyor.