Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2024’te açıklanan son verilere göre, dünya genelinde 735 milyon insan açlıkla mücadele ediyor. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca kişi kıtlığın eşiğine gelmiş durumda. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, bu krizi vurgulayarak, israfın önlenmesi ve daha sürdürülebilir gıda sistemlerine geçilmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle iklim değişikliği, savaşlar ve ekonomik eşitsizliklerin tetiklediği bu kriz, küresel çapta insani bir felaketin sinyallerini veriyor.
Küresel Ölçekte Açlık Krizi
BM’nin Dünya Gıda Programı (WFP) ve Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi kuruluşlarının 2023 raporları, açlığın yalnızca gıda üretimindeki eksiklikten değil, aynı zamanda ekonomik eşitsizlikler, politik istikrarsızlıklar ve silahlı çatışmaların etkisiyle hızla yayıldığını gösteriyor. Sahra Altı Afrika, Güney Asya ve Orta Doğu bölgeleri, açlık krizinin en ağır yaşandığı yerler arasında. Özellikle Yemen, Sudan ve Afganistan gibi savaş ve iç çatışmaların yaşandığı ülkelerde, gıda güvenliğinin sağlanamaması insanları kıtlıkla yüz yüze getiriyor. İklim değişikliği de bu durumu daha da zorlaştırıyor; aşırı hava olayları, kuraklıklar ve sel felaketleri, tarımın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
BM’nin 2023 yılında yayımladığı rapor, dünya genelindeki açlık sorununu daha da derinleştiren unsurlara dikkat çekiyor. Bu rapora göre, COVID-19 pandemisinin etkileri, ekonomik krizler ve iklim değişikliği, açlık sorununu daha da karmaşık hale getiriyor. Gıda fiyatlarındaki artışlar, özellikle düşük gelirli ülkelerdeki yoksul nüfusun daha fazla açlık çekmesine neden oluyor. Volker Türk de bu duruma dikkat çekerek, mevcut ekonomik sistemin sürdürülebilir olmadığını ve gıda israfının bu krizin çözümünde en büyük engellerden biri olduğunu vurguladı.
Türkiye’de Açlık ve Yoksulluk Sorunu
Türkiye’de ise açlık sorunu küresel ölçekteki kadar yaygın olmasa da yoksulluk ve gıda güvensizliği ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke genelinde yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca insan var. Özellikle artan enflasyon, yüksek gıda fiyatları ve işsizlik, Türkiye’deki yoksul haneler üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de son yıllarda tarım ürünlerindeki maliyetlerin yükselmesi, çiftçilerin üretimden çekilmesine neden oldu. Bu da gıda fiyatlarının artmasına ve erişim sıkıntısına yol açtı.
Ekonomik kriz ve enflasyon, Türkiye’deki düşük gelirli kesimlerin gıdaya erişimini zorlaştırdı. Asgari ücretle geçinmeye çalışan birçok aile, temel gıda maddelerine ulaşmakta zorlanıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan yoksul aileler, mutfak masraflarını kısmak zorunda kalıyor. Türk İş Sendikası’nın yayımladığı 2024 raporuna göre, Türkiye’de açlık sınırı 20 bin TL üzerine çıkmış bulunuyor. Gıda fiyatlarındaki artış, özellikle yoksul kesimlerde beslenme yetersizliğine yol açarken, çocukların ve hamile kadınların bu durumdan en fazla etkilenen gruplar arasında yer aldığı belirtiliyor.