Çin’de Emeklilik Yaşının Artırılması: Demografik DeÄŸiÅŸim ve Sosyal Etkiler

Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi olarak bilinir ve ÅŸimdi, hızla yaÅŸlanan nüfusuyla karşı karşıya kalan bir demografik dönüm noktasında. Bu durum, emeklilik yaşını artırma kararı alınmasına neden oldu; bir deÄŸiÅŸiklik ki, Avrupa’daki benzer eÄŸilimlerle paralellik gösteriyor ve genç nüfusun emeklilik sistemine olan yükünü hafifletmeyi amaçlıyor.

Yeni Emeklilik Yaşı ve Uygulama Süreci

Çin hükümeti, erkekler için mevcut emeklilik yaşını 60’tan 63’e, kadınlar için ise mesleklerine baÄŸlı olarak 50 veya 55’ten 55 ve 58’e çıkarmayı planlıyor. Xinhua’nın haberine göre, bu kademeli artış 2025 yılında baÅŸlayacak ve 2040 yılına kadar sürecek. Bu süre zarfında, emeklilik için gerekli çalışma süresi de 2030 yılı itibarıyla her yıl altı ay artırılarak 20 yıla çıkarılacak, mevcut durumda bu süre 15 yıl olarak uygulanmakta.

Çin’in yaÅŸlanan nüfusu, genç nüfusun emeklilik sistemine olan katkısını zorlaÅŸtırıyor. Dünya Bankası verilerine göre, 60 yaÅŸ ve üstü bireylerin oranı 2020 itibarıyla %18.4 iken, bu oranın 2040 yılına kadar %30’u aÅŸması bekleniyor. Bu demografik deÄŸiÅŸim, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliÄŸi için büyük bir baskı oluÅŸturuyor.

Uluslararası Karşılaştırma

Bu reform, Almanya, Fransa ve Japonya gibi diÄŸer ülkelerdeki emeklilik yaşını artırma eÄŸilimleriyle uyumlu. Almanya’da emeklilik yaşı 2029’a kadar 67’ye çıkarılacak, Fransa 62’den 64’e çıkarmayı planlıyor ve Japonya zaten emeklilik yaşını 65’e çıkarmış durumda.

Çin’in bu adımı, çalışma çağındaki nüfusun azalması ve yaÅŸlanan nüfusun artması gibi demografik zorluklarla baÅŸa çıkmak için atılmış stratejik bir hamle olarak görülebilir. Bu reformlar, ekonomik sürdürülebilirliÄŸi desteklemek ve sosyal güvenlik sistemini güçlendirmek için kritik öneme sahip. Ancak, bu deÄŸiÅŸikliklerin toplum üzerindeki etkileri ve kabulü zamanla daha netleÅŸecektir. Çin’in emeklilik yaşını artırma kararı, gelecekteki iÅŸ gücü piyasasını ve ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek? Bu ve benzeri sorular, önümüzdeki yıllarda hem Çin’de hem de dünya genelinde sıkça tartışılacak konular arasında yer alacak.