Hacıbektaş’taki Anma Törenlerinde Alevi Sorunları ve İkili Hukuk Eleştirisi

Her yıl düzenlenen ve geleneksel hale gelmiş 61. Ulusal ve 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, Alevi kültürünün ve Bektaşi inancının yaşatılmasında büyük rol oynuyor. Bu yılki etkinlikler, Hacıbektaş’ta hem tarihi derinlikleri hem de güncel meseleleri içeren zengin bir programla gerçekleştirildi. Etkinlikler, Alevi ve Bektaşi inancına mensup bireyler için büyük bir anlam taşıyor ve her yıl yerli ve yabancı birçok katılımcı tarafından takip ediliyor.

Tuncer Bakırhan’dan Sert Eleştiriler

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Hacıbektaş’taki anma törenlerinde yaptığı konuşmada, Alevi inancının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanma girişimini sert bir şekilde eleştirdi. Bakırhan, “30 milyon Alevi o Kültür Bakanlığı’nın içine sığmaz” diyerek, bu yaklaşımın Alevi inancını küçümsediğini ve sosyal adalet ilkelerine aykırı olduğunu vurguladı.

Bakırhan, ayrıca Hacıbektaş Veli Dergahı’na yapılan kayyım atamalarını eleştirdi. Bu atamaların Alevi inancının değerlerine ve ibadet şekillerine müdahale olarak değerlendirildiğini belirtti. Kayyım atamalarının toplumsal barış ve din özgürlüğü açısından ciddi tehditler oluşturduğunu ifade eden Bakırhan, devlet kurumlarına olan güveni zedeleyen bu uygulamaların toplumda uyumsuzluk yarattığını söyledi.

Türkiye’deki cami ve cemevi uygulamalarındaki ikili hukuk düzenine de dikkat çeken Bakırhan, camilerin ibadete açıkken cemevlerinin kapalı kalmasının adaletsiz olduğunu vurguladı. Bu uygulamanın devletin dinler arasındaki eşitsiz tutumunu ortaya koyduğunu ve toplumsal adalet ile eşitlik prensiplerine aykırı olduğunu belirtti.

Özgür Özel’den Eşitlik ve Adalet Vurgusu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, anma törenlerinde yaptığı konuşmada Alevi vatandaşların karşılaştığı ayrımcılıklara dikkat çekti. Özel, Alevi cemevlerinin resmi olarak ibadethane olarak tanınmamasının, ayrımcılığın somut bir örneği olduğunu belirtti. Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesinin Alevi toplumunun temel taleplerinden biri olduğunu vurgulayan Özel, bu meselenin sadece sembolik değil, aynı zamanda eşit yurttaşlık hakkının bir gereği olduğunu ifade etti.

Özel, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Alevi toplumunun gerçek temsilcisi olmadığını belirtti. Devlet tarafından oluşturulan bu kurumun Alevi vatandaşların taleplerini yeterince yansıtmadığını savunan Özel, Alevi toplumunun kendi inançlarını ve ritüellerini özgürce yaşama hakkının tanınması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Madımak Katliamı’nın bir utanç müzesi haline gelene kadar mücadelelerinin devam edeceğini belirtti. Madımak otelindeki trajedinin toplumsal hafızada unutulmaması gerektiğini ifade eden Özel, bu mücadelenin tüm Türkiye için bir insanlık meselesi olduğunu vurguladı.

Özgür Özel, konuşmasının sonunda CHP’nin kurucu değerlerine vefa gösterilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin çok kültürlü yapısını koruyarak ilerlemesi gerektiğini söyleyen Özel, Alevi toplumunun bu zenginliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. CHP’nin eşitlik ve adalet temelindeki politikalarını sürdüreceğini belirten Özel, tüm vatandaşlara eşit muamele edilmesi gerektiğini savundu.

Alevi Sorunları ve İkili Hukuk Eleştirisi

Türkiye’de Alevi vatandaşlar uzun yıllardır çeşitli sosyo-kültürel ve dini ayrımcılıklara maruz kalmaktadır. Alevi inancının resmi olarak tanınmaması, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmemesi ve dini ödeneklerin camilere tahsis edilmesi gibi uygulamalar bu ayrımcılığın örneklerindendir. Ayrıca, eğitim sistemindeki Sünni İslam merkezli müfredat, Alevi çocuklar üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Hacıbektaş’taki anma törenleri, bu sorunların görünürlük kazandığı önemli bir platformdur. Konuşmalar, Alevi inancının resmi düzeyde tanınması ve ibadet özgürlüğünün sağlanması gibi taleplerin ön planda olduğunu göstermektedir. İkili hukuk düzeninin kaldırılması ve eğitim müfredatının yeniden düzenlenmesi gibi çözüm önerileri, devletin daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu törenler, toplumsal barış ve bütünleşme açısından önemli fırsatlar sunmaktadır.