Kadın ve Erkek Arasındaki Maaş Adaletsizliğinin Kökü Hitit Krallığına Kadar Gidiyor!

Kadın ve erkek arasındaki maaş adaletsizliği, günümüzde sıkça tartışılan ve çözümü için çaba sarf edilen bir konudur. Ancak bu sorunun kökleri, tarihin derinliklerine, Hitit Krallığı dönemine kadar uzanmaktadır. Hititler, M.Ö. 1600 ile M.Ö. 1178 yılları arasında Anadolu’da hüküm süren ve yazılı kanunlarla yönetilen bir uygarlıktır. Hitit kanunları, kadın ve erkek arasındaki eşitliği ve kadın haklarını tanıyan ileri düzeyde yasal düzenlemeler içermekteydi. Ancak, ekonomik hayatta kadın ve erkeğin aldığı ücret arasında farklılıklar bulunmaktaydı.

Hitit kanunlarına göre, hasat zamanında çalışan bir erkeğin üç ay için 30 yarım ölçü tahıl alırken, aynı işi yapan bir kadın iki ay için yalnızca 12 yarım ölçü tahıl almaktaydı. Bu, genellikle aynı işi yapan erkeğe ödenen ücretin, aynı işi yapan bir kadına ödenen ücretten iki kat fazla olduğunu göstermektedir. Hitit uygarlığında kadınlar, tapınak görevlisi, çiftçilik, dokumacılık, doktorluk, değirmencilik, terzilik gibi birçok alanda çalışabilmekteydi. Kadınların iş ve aile hayatında sahip oldukları haklar yasalarla korunuyordu ve boşanma ve eşle anlaşmazlık hallerinde mal varlığından pay alma gibi haklara sahiptiler.

Bu tarihi örnek, kadın ve erkek arasındaki maaş adaletsizliğinin yalnızca modern bir sorun olmadığını, aynı zamanda antik dönemlerde de var olduğunu göstermektedir. Hititlerdeki bu durum, kadınların ekonomik hayata katılımının ve emeğinin karşılığının nasıl değerlendirildiğine dair önemli bilgiler sunmaktadır.

Günümüzde, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen, maaş adaletsizliği hala devam etmektedir. Avrupa Konseyi’nin standartları, toplumsal cinsiyet eşitliğinin insan haklarının korunması, demokrasinin işleyişi, hukukun üstünlüğüne saygı ve sosyal refah bakımından asli bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası antlaşmalar, kadın ve erkek arasında sağlanacak gerçek eşitlik ve güç dinamikleri ile tutumların değişmesi yoluyla bu sorunların üstesinden gelinmesini hedeflemektedir.

Türkiye’de de kadın ve erkek arasındaki maaş adaletsizliği, iş hayatını etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta. Araştırmalar, aynı pozisyonda çalışan kadın ve erkekler arasında maaş farklılıklarının olduğunu göstermekte. Bu durum, kadınların iş gücü piyasasında karşılaştıkları çoklu ayrımcılığın bir yansımasıdır ve eğitim, sağlık, sosyal koruma ve adalete erişim gibi alanlarda da benzer ayrımcılıkların yaşandığına dikkat çekmektedir.

Kadın ve erkek arasındaki maaş adaletsizliğinin köklerinin Hitit Krallığına kadar uzanması, bu sorunun tarihsel bir perspektifle ele alınması gerektiğini göstermektedir. Geçmişten günümüze bu adaletsizliğin devam etmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için hala alınması gereken uzun bir yolun olduğunu bize göstermekte.