Erdoğan’ın Avrupa’daki Siyasi Etkisi: DAVA’nın Arkasındaki Gerçekler

Die Zeit’te yayınlanan Marion Sendker’in makalesi, Mayıs ayında Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen bir olaya odaklanıyor. Burada, Avrupa’dan gelen yüzlerce Türk kökenli insanın, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Parlamentosu seçimleri için yaptığı konuşmayı dinlemek üzere bir araya geldiği anlatılıyor. Erdoğan’ın konuşmasının sonunda Avrupalı seçmenlere oy kullanmaları çağrısında bulunması ve onların seslerinin Avrupa Parlamentosu’nda yankılanmasının önemine vurgu yapması belirtiliyor.

Makalede, Erdoğan’ın Türkiye dışındaki Türkler üzerindeki etkisi ve Avrupa’daki siyasi organizasyonlara olan ilgisi ele alınıyor. Özellikle Köln merkezli Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UID) bu bağlamda önemli bir rol oynadığına dikkat çekiliyor. UID’nin Türkiye’deki AKP hükümetinin bir lobi örgütü olarak kabul edildiği ve Türk kökenli insanlar üzerinde etki kurma girişimlerinde bulunduğu belirtiliyor.

Makalede, UID’nin eski sözcüsü Fatih Zingal’ın UID’nin sınırlı etkisinden memnun olmayarak yeni bir siyasi oluşum olan “Demokratische Allianz für Vielfalt und Aufbruch”u (DEVA) kurduğu ifade ediliyor. Bu oluşumun amacının öncelikle Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmak ve daha sonra yerel düzeyde etkili olmak olduğu belirtiliyor. Ancak, bu oluşumun tartışmalı bir konumda olduğu ve Almanya’daki politikacılar ve uzmanlar tarafından Erdoğan’ın uzantısı olarak değerlendirildiği vurgulanıyor.

Makalede, Erdoğan’ın bu oluşumla doğrudan bir bağlantısının olup olmadığına dair kesin kanıtlar bulunmasa da, oluşumun bazı üyelerinin Türkiye’deki siyasi partilerle ilişkisi olduğu iddia ediliyor. Örneğin, Türkiye’deki AKP’nin yurtdışındaki seçimler için bir departmanının bulunduğu ve bu departmanın eski koordinatörü Tuğrul Selmanoğlu’nun Dava’ya destek verdiği belirtiliyor.

Son olarak, makalede Türkiye’nin dışındaki Türklerin siyasi katılımı ve Erdoğan’ın Avrupa’daki politik etkisi konusundaki tartışmaların vurgulandığı ve Dava’nın gerçek amacı ve bağlantılarının hala net olmadığı ve Almanya’daki politik çevrelerde endişe yarattığı ifade ediliyor.

NHY / Die Zeit Online