Türkiye’de işçi hakları mücadelesinin simge isimlerinden biri haline gelen BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, 36 gün süren tutukluluğun ardından tahliye edildi. Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde düşük ücret dayatmalarına karşı başlatılan işçi eylemlerinin ardından tutuklanan Türkmen, cezaevi çıkışında Emek Partisi (EMEP) Antep Milletvekili Sevda Karaca ve sendika üyeleri tarafından karşılandı.
Cezaevinden çıkmasının ardından yaptığı açıklamada Türkmen, yaşadığı hukuksuzluğa rağmen geri adım atmayacağını belirterek, “Sendikamız ve işçilerle beraber bu mücadeleyi kaldığımız yerden sürdürmek için buradayız ve hep birlikte devam edeceğiz” dedi.
‘Suç İşlemeye Alenen Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklanmıştı
Türkmen, işçi eylemlerinin ardından “Suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Mahkeme, tutukluluğun ardından verilen ev hapsi kararını da kaldırarak, Türkmen’in iki haftada bir imza atması koşuluyla serbest bırakılmasına hükmetti.
Tahliyesinin ardından basın açıklaması yapan Mehmet Türkmen, yaşanan sürecin yalnızca kendisiyle ilgili olmadığını, Türkiye’de hukuksuzluğun derinleştiğini vurguladı.
“Elbette özgürlüğümüze kavuştuğumuz için mutluyuz, tekrar mücadeleye, sendikamıza, işçilerin arasına döndüğümüz için mutluyum ama ne yazık ki bir haksızlığın daha büyük bir haksızlıkla unutulduğu, Anayasayı ve hukuku ayaklar altına alan kararların, adaleti katleden kararların gündemdeki yerini daha büyük adaletsizliklere bıraktığı günlerden geçiyoruz.”
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde tutuklanan isimlere de değinen Türkmen, sürecin işçi sınıfı ve toplumun tamamı açısından kritik bir noktaya geldiğini ifade etti:
“Son yaşananlar aslında hepimizin geleceğinin, hayatının, özgürlüğünün tek adam iktidarının ve onun temsil ettiği sermaye sınıfının iki dudağı arasında olduğunun ve aynı zamanda büyük bir baskı ve diktatörlük rejiminde yaşadığımızı bir kere daha açığa çıkardı. O yüzden bu ülkede artık mesele tek tek bizlerin, sendikacıların, siyasetçilerin, gazetecilerin, işçilerin gördükleri baskılar, hukuksuzluklar değil artık mesele Türkiye’de yaşayan herkesin geleceği meselesi.”
“İşçi Sınıfı Ayağa Kalkmalı”
Türkmen, açıklamasında işçi sınıfına da doğrudan çağrıda bulunarak, emeğin ve hakların korunması için örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti:
“Mesele Cumhurbaşkanlığı ya da üç beş belediye meselesi de değil. Mesele artık hepimiz için geleceğimize, özgürlüğümüze, emeğimize sahip çıkma ve bunun için mücadele etme olmuştur. İşçi sınıfının, emekçilerin emeğine, ekmeğine, haklarına çökmenin, sendikal hakları, grevleri, özgürlükleri yasaklamanın bu kadar kolay olduğu bir ülkede kimse güvende değil.”
Türkiye’nin dört bir yanında devam eden hak ve adalet eylemlerine işçi sınıfının daha güçlü katılması gerektiğini belirten Türkmen, mücadelenin büyütülmesi gerektiğini vurguladı:
“Tam da bugünlerde 100 binlerce insanın Türkiye’nin her yerinde hak, hukuk ve adalet için meydanları doldurduğu o alanlara işçi sınıfının, emekçilerin kendi rengini vererek ayağa kalkma günüdür.”
BİRTEK-SEN: “Direnişimiz Kazandı”
Türkmen’in serbest bırakılmasının ardından BİRTEK-SEN de bir açıklama yaparak, işçi mücadelesinin hukuksuzluğa karşı kazandığını duyurdu.
“Patronların isteğiyle günlerdir hukuksuzca tutulan, özgürlüğünden mahrum bırakılan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen hakkında tahliye kararı verildi! İşçilerin mücadelesi, dayanışmanın gücü bir kez daha kazandı. Başkanımızı almaya gidiyoruz!
Sendika, açıklamasında işçi hareketinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, örgütlenme çağrısını yineledi:
“Bu adaletsiz tutukluluğa karşı ses çıkaran, mücadeleyi büyüten tüm emek dostlarına teşekkürler! Şimdi, BİRTEK-SEN’i büyütme zamanı. Seferberlik çağrımızı büyütüyoruz! Her fabrikada, her atölyede örgütleneceğiz!”
Türkmen, Gaziantep’te düşük ücret dayatmalarına karşı başlatılan işçi eylemlerinin yasaklanmasının ardından tutuklanmıştı. Tutukluluğu süresince birçok kentte protestolar düzenlenmiş ve serbest bırakılması talep edilmişti.
Serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamalar, Türkiye’de işçi hareketinin geleceğine yönelik yeni bir mücadele döneminin başladığına işaret ediyor.