Kültür Politikasına Giriş: Kavramlar, Modeller, Tartışmalar’da Füsun Üstel,öncelikle kültür politikasının bir kamu müdahalesi olarak tarihsel süreç içinde ortaya çıkışını, gelişimini, kapsamını, belli başlı politika modellerini ve alandaki güncel tartışmaları ele alıyor. Ardından çağımızın önemli meselelerinden biri olan kültür hakkı ve kültürel hakların, ülkelerin iç hukukunda ve uluslararası insan hakları hukukundaki yerini tartışıyor. Üstel, alandaki modellerin ideal-tipik örnekleri kabul edilen Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya’da benimsenen kültür politikalarını ayrıntılı ve çok yönlü bir biçimde ele aldığı diğer bölümlerde, bu örnekleri destekleyen kuramsal bakış açısıyla, Avrupa dışı coğrafyalarda hayata geçirilen kültür politikalarını yorumlamak için de bir genel çerçeve çiziyor. Son olarak Avrupa Birliği’nde sürdürülen, ancak kapsayıcı ve sistemli bir politikaya dönüşemeyen çabaları ve her birinin sorunlarını değerlendiriyor.
Alanda önemli bir boşluğu dolduracak olan bu kitap, sadece kültür politikası öğrenmek isteyen lisans ve lisansüstü öğrencileri için değil, devlet-toplum ilişkilerini kültür ışığında incelemek isteyen tüm sosyal bilimciler için de değerli bir kaynak…
Kitaptan “Sunuş” yazsını aşağıya alıyoruz…
Araştırmacıların çalışma alanlarını kimi zaman kurumsal zorunluluklar, kimi zaman kişisel merak ve yatkınlıklar belirler. 1980’lerin sonunda temel çalışma alanım olan milliyetçilik meselesine, kültür politikasına yönelik ilgim eklendi. Paris’te randevuyla girilen bir dokümantasyon merkezinden, birkaç saat içinde alelacele ve biraz da rastlantıyla fotokopisini çektiğim makaleleri okuyarak başladım. 1992’de “Kültür Politikaları: Sorular, Sorunlar”[1] başlıklı ilk makalem yayımlandı. 1990’ların ikinci yarısında vatandaşlık meselesi üzerine çalışmaya başladığımda, kültür politikası hep yedekte tuttuğum, aslında nasıl bir yön alacağını tam da bilmediğim bir ilgi alanı olarak kaldı. Sonunda alacağı yönü, kişisel merakımla akademik faaliyetimi birleştirme çabası oluşturdu. 1999 yılında Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü’nde seçmeli bir ders açtım. Kurguladığım ders programıyla bir oranda da olsa uyumlu tek Türkçe kaynak Hıfzı Topuz’un 1998’de yayımlanan Dünyada ve Türkiye’de Kültür Politikaları[2] çalışmasıydı. Kültür politikası, siyaset bilimi disiplininin revaçta olan konuları arasında değildi; “büyük politika”nın büyük meseleleri karşısında ikincil, diğer kamu politikalarına bağımlı, cazibesi düşük bir araştırma alanı olarak görülmekteydi. Kadın öğrencilerin ağırlıklı olduğu derste el yordamıyla, sınırlı bir literatürle, eksikliklerimin bilinci ve onları telafi etme kaygısıyla ilerledim. İlk seçmeli dersime katılan öğrencilerimden Özlem Ece Aydınlık, şu anda İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü, Bige Örer ise İstanbul Bienali ve İKSV Güncel Sanat Projeleri Direktörü olarak çalışıyorlar. 1990’ların sonundan itibaren Türkiye’de devlet ve çeşitli vakıf üniversitelerinde Sanat Yönetimi programları açılmaya başladı. Bununla birlikte kültür politikası alanına yönelik ilgi sınırlı kaldı. Zaman içinde sayısı artan Kültür ve Sanat Yönetimi bölümlerinin eğitim ve öğretim programlarında meselenin “politika” yönünden çok “yönetim” boyutu ön planda oldu. 2003’te İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde açılan Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans düzeyinde, 2010’dan itibaren ise Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Doktora Programı’nda kültür politikası dersleri verdim. Bu süreçte farklı ethos’ları olan kamu-vakıf üniversitesi, bilgi ve entelektüel donanımları farklı olan lisans-yüksek lisans öğrencileri ayrımını dikkate alarak dersin pedagojisini sürekli gözden geçirdim.
Elinizdeki çalışmanın genel çerçevesiyle ilgili belirtmek istediğim üç nokta var. İlk nokta, bu kitapta kültür politikası bir kamu politikası olarak ele alınmıştır. İkincisi, metnin bütününde yer alan örnekler, Avrupa coğrafyasıyla sınırlı tutulmuştur. Bununla birlikte ilk iki bölümde sunulan genel çerçeve, Avrupa dışı coğrafyalar için de açıklayıcı bir nitelik taşımaktadır. Üçüncü nokta ise, mümkün olduğunca disiplinlerarası bir yaklaşımın benimsenmiş olmasıdır. Kitap, altı bölümden oluşuyor. “Kültür Politikası Nedir?” başlıklı Birinci Bölüm’de, kültür politikasının tarihsel süreç içinde ortaya çıkışı ve gelişim süreci, kapsamı, belli başlı politika modelleri ve alandaki güncel tartışmalar yer alıyor. “Kültürel Haklar: Külkedisi mi, Zeyna mı?” başlıklı İkinci Bölüm’de, kültür hakkı ve kültürel hakların özellikle İkinci Dünya Savaşı ertesinde ülkelerin iç hukukunda ve uluslararası insan hakları hukukunda yer bulması, demokrasi ve/veya demokratikleşme perspektiflerinden değerlendiriliyor. Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Bölümler, kültür politikası alanındaki ideal-tiplerin örneği olarak kabul edilen Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya’yı inceliyor. Bu bölümlerin her birinin farklı bir sorunsaldan hareket ettiği dikkatli okuyucunun gözünden kaçmayacaktır. “Kültür Politikası Bir Fransız İcadı mı?” başlığını taşıyan Üçüncü Bölüm’de vurgu, devlet üzerinedir. Başka bir anlatımla, devletin kültür ve sanat alanına müdahalesinin meşruiyeti ve gerekliliği konusunda kadim bir geleneğe sahip Fransa’da zaman içindeki dönüşümlere rağmen devam eden “kültürel devlet” olma iradesi tartışılmaktadır. “‘Kültür Ulus’tan ‘Kültür Devlet’e: Almanya’da Kültür Politikaları” başlıklı Dördüncü Bölüm’ün ağırlık merkezi, ulus üzerinedir. Bu çerçevede Almanya’nın, her ne kadar anlamı ve yönü değişse de siyasal birliğin kurulduğu 19. yüzyıldan Nazi rejimine, merkezî bir yapıdan federalizme, bölünmeden yeniden birleşmeye ve günümüze, ulus-devlet-kültür ilişkisi değerlendirilmektedir. “Birleşik Krallık Kültür Politikaları: Mesafeli Yönetim mi, İçli Dışlı mı?” başlığını taşıyan Beşinci Bölüm’de vurgu, ekonomi üzerinedir. Liberal ekonominin gerekleri doğrultusunda devletin uzun süre boyunca kültür alanına müdahaleden kaçındığı, daha sonra ise “mesafeli yönetim” olarak tanımlanan bir modelin öncülüğünü yaptığı Birleşik Krallık’ta, kültür politikasının ekonominin önemli bir bileşeni haline geliş sürecine ve bu bağlamda ortaya çıkan çeşitli tartışmalara odaklanılmıştır. Bu üç bölümün değişik sorunsallardan hareketle kurgulanmış olması nedeniyle, literatür seçiminden kavramsal çerçeveye, metinlerin kurgusundan iç düzenlemesine kadar bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar, eşyanın tabiatı gereği ve yazarın bilinçli tercihinin sonucudur. “Trenin Son Yolcusu: Avrupa Birliği’nde Kültür Politikası” başlıklı son bölümde ise, bütünleşme sürecinde bir “Avrupalılık kimliği”nin inşası çerçevesinde hayata geçirilen; ancak kapsayıcı ve sistemli bir politikaya dönüşmeksizin daha çok dağınık kültür projeleri düzeyinde kalan çabalar ve her birinin sorunları ele alınmıştır.
Bu çalışma çeşitli aşamalardan geçti. “Kendine ait bir oda”nın kuytuluğunda okuma ve düşünme; dersleri planlama ve öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenleme; meslektaşlarla paylaşma ve tartışma, süreli yayınlar için yazılan makaleler; 2013’te Galatasaray Üniversitesi’nde çıkan yangında kaynaklarımın ve notlarımın çok büyük bölümünün elimden süzülüp gitmesi; yeniden başlamak için cesaret toplama, yeniden başlayınca yeni meseleler üzerine düşünme, defalarca dağılıp yeniden toparlama… Çalışmanın çeşitli aşamaları, sevdiğim ve değer verdiğim kişilerle örtüşüyor. Elif Kamışlı, Sine Ergün ve Ceren Özpınar’ın İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki derslerimde verdikleri desteği unutmadım. Ulaşamadığım kaynakları birbirleriyle yarışırcasına sağlamaya çalışan, kitabın bazı bölümlerini okuyarak önerilerde bulunan, ama en önemlisi çalışmanın yayımlanması için beni sürekli yüreklendiren Cemil Yıldızcan, Özlem Ece Aydınlık, Özge Biner, Özen Ülgen, Özgür Adadağ, Özge Özyılmaz, Bige Örer ve Gökçe Dervişoğlu Okandan’a çok şey borçluyum. Kızım Pınar Üstel’le, gecenin hep çok geç saatlerinde başlayan ve uzun süren sosyal bilimler tartışmalarımız, kitapla her zaman doğrudan ilişkili olmasa da yıllar içinde yeni sorular üretmemi ve farklı düşünme biçimlerine açılmamı sağladı. Dostum Ahmet İnsel’e, titiz çalışmasıyla kitabın son haline gelmesine önemli katkılarda bulunan İletişim Yayınları editörü Melike Işık Durmaz’a, düzeltmenler Büşra Bakan ve Berkay Üzüm’e, özgün kapak illüstrasyonu için sevgili Seher Kış’a ve kapak tasarımı için Suat Aysu’ya teşekkür ederim.
Kitabın meraklılara, kültür ve sanat dostlarına, akademisyenlere, öğrencilere ve alanda çalışan profesyonellere ulaşması ve yararlı olması umuduyla…
[1] Füsun Üstel, “Kültür Politikaları: Sorular, Sorunlar”, İktisat Dergisi, sayı 329-330, 1992
[2] Hıfzı Topuz, Dünyada ve Türkiye’de Kültür Politikaları, Adam Yayıncılık, İstanbul, 1998.
Künye
Kitabın Adı | Kültür Politikasına Giriş |
Alt Başlık | Kavramlar, Modeller, Tartışmalar |
ISBN | 9789750531804 |
Yayın Evi | İletişim |
Dizi | Araştırma-İnceleme – 502 |
Alan | Politika/Siyaset |
Sayfa | 380 sayfa |
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024