Kemal Can’ın “Devlet Büyükleri” İfadesine CHP’den Sert Tepki

Can Holding’in sahibi Kemal Can’ın kara para aklama soruşturması kapsamında verdiği ifadeler Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gündemine bomba gibi düştü. BirGün yazarı Timur Soykan’ın aktardığı ifadelerde, Can’ın “Her şeyi devlet büyüklerinin yönlendirmesiyle yaptım” sözleri tartışmaları büyüttü. CHP’den gelen açıklamalar ise devlet-iş dünyası ilişkilerinde derin soru işaretlerini gündeme taşıdı.

“KRT’den Doğa Kolejleri’ne Uzanan Şaibeli Yönlendirmeler”

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Kemal Can’ın ifadelerinde geçen “devlet büyükleri” ve “üst düzey yetkililer” vurgusuna dikkat çekti. Bakırlıoğlu’na göre, Can Holding’in büyüme süreci bağımsız bir iş başarısı değil, tam tersine devlet kademelerinden gelen ricalarla şekillenen bir tabloya işaret ediyor.

Bakırlıoğlu, bir devlet büyüğünün Kemal Can’a KRT televizyonunu satın alması için ricada bulunduğunu, Can’ın bu girişime yöneldiğini ancak sonradan vazgeçtiğini hatırlattı. Daha çarpıcı olan ise Doğa Kolejleri’nin alınış süreciydi. Can, 570 milyon dolarlık bu devasa alımı yine üst düzey yetkililerin telkiniyle gerçekleştirdi. CHP’li vekil, “Kimse çıkıp da ‘Sen bu 570 milyon doları nereden buldun?’ diye sormadı” diyerek skandalın boyutuna işaret etti.

Bilgi Üniversitesi ve Ciner Medya Grubu Satın Alımları

Kemal Can’ın yalnızca Doğa Kolejleri değil, Bilgi Üniversitesi’nin de sahibi olması yine devlet bağlantılı bir yönlendirmeyle gerçekleşti. Bakırlıoğlu’nun açıklamalarına göre, üst düzey yetkililer bu kez Bilgi Üniversitesi’nin alınması için devreye girdi. Can da 90 milyon dolar ödeyerek üniversitenin sahibi oldu.

Ancak burada da aynı soru gündemde: Sigara kaçakçılığıyla anılan, uluslararası alanda “kaçakçılık baronu” olarak tanımlanan bir işadamı bu paraları nereden buldu? Bakırlıoğlu’na göre bu sorunun yanıtı hiç sorgulanmadı. Daha sonra Ciner Grubu’na ait medya biriminin satın alınması da yine benzer bir biçimde gerçekleşti. CHP’li vekil, “Yalnızca bu noktada devlet yetkilileri ‘Sen bu parayı nereden buldun?’ diye sormayı akıl etmişler” dedi.

“Az Kalsın Türk Telekom’u da Alıyordu”

Bakırlıoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta da Türk Telekom’a ilişkin iddia oldu. Üst düzey yetkililerin, Can’dan Türk Telekom’u alması için de ricada bulunduğu belirtildi. Bu girişimin gerçekleşmemesi, sürecin daha büyük bir skandala dönüşmesinin önüne geçti.

CHP’li Bakırlıoğlu, bu tabloyu “Bütün dünyada sigara kaçakçılığının baronu olarak bilinen bir insan, az kalsın devlet büyüklerinin ricasıyla Türk Telekom’un sahibi oluyordu. İçinde bulunduğumuz durum tam anlamıyla bir garabet” sözleriyle değerlendirdi.

“Devletin Himayesinde Büyüyen Bir Grup”

CHP’li vekil, Can Holding’in yükselişini işaret ederek “Bu insanlar şayet bu kadar büyüdülerse, mutlaka devletle olan bu yakın ilişkilerinden büyümüşlerdir” dedi. Ona göre, kara para aklama ve kaçakçılık iddialarıyla anılan bir grubun devletin en üst kademeleriyle bu denli içli dışlı olması, devletin yıllardır bu faaliyetleri görmezden geldiğini gösteriyor.

Bakırlıoğlu, “Sorulması gereken en önemli soru şudur: Bu ‘devlet büyüğü’ kimdir? Savcı neden Kemal Can’a bunu sormadı, neden üstünü kapattı?” diyerek soruşturmanın seyrine de sert eleştiriler yöneltti.

“Ciddi Bir Skandalın İçindeyiz”

CHP’li vekilin sözleri, yalnızca bir işadamının ifadesiyle sınırlı kalmayan, devlet kurumlarının rolünü sorgulatan daha derin bir skandala işaret ediyor. Devlet büyüklerinin ve üst düzey yetkililerin, özel şirketlerin satın alma kararlarında “ricacı” pozisyonunda yer alması, Türkiye’de hukuk ve denetim mekanizmalarının ne kadar devre dışı bırakıldığını ortaya koyuyor.

Bakırlıoğlu, “Devlet bugüne kadar bu kaçakçıları görmezden gelmiştir. Bu da çok ciddi bir skandalla karşı karşıya olduğumuzu bizlere göstermektedir” diyerek sözlerini tamamladı.


  • NHY/ BirGün, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun açıklamaları