Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), makrofinansal istikrarın ve parasal aktarım mekanizmasının desteklenmesi amacıyla önemli adımlar attı. Bankaların TL ve döviz mevduatları için zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesi, ekonomi uzmanları tarafından dikkatle değerlendirildi. İktisatçı Prof. Dr. Hakan Kara, Merkez Bankası’nın son adımlarının ne anlama geldiğini ve muhtemel sonuçlarını sosyal medya hesabından açıkladı.
Merkez Bankası’nın Yeni Düzenlemeleri
Hakan Kara, TCMB’nin yaptığı düzenlemeleri şu şekilde özetledi:
•TL mevduat için ayrılan zorunlu karşılık oranları artırılırken, döviz mevduat için tutulan zorunlu karşılıklar düşürüldü.
•TL zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranında TL’ye geçiş oranı koşulu kaldırıldı.
•TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan azami komisyon oranı yükseltildi.
Kara, bu adımların karmaşık yapısını “Şair burada ne demek istiyor” ifadesiyle özetleyerek, Merkez’in amacını açıklamaya çalıştı.
Amaçlar ve Etkiler
Prof. Dr. Hakan Kara, Merkez Bankası’nın bu adımlarının birkaç önemli amaca hizmet ettiğini belirtti:
1. Bankaların Kârlılığını Sınırlamak: Bankaların kârlılığındaki azalmayı sınırlamak temel hedeflerden biri olarak öne çıkıyor.
2. Piyasa Faizlerini Kontrol Altında Tutmak: Nette bir miktar likidite çekerek piyasa faizlerinin çok düşmesini engellemek.
3. Döviz Dönüşümlü KKM’den TL’ye Geçişi Hızlandırmak: KKM’den çözülmeyi zorunlu karşılıklara bağlayan koşulu kaldırarak, döviz mevduatından TL’ye geçişi teşvik etmek.
Kara, Merkez Bankası’nın bu düzenlemeleri ile bankaları biraz daha rahatlattığını ancak bu süreçte diğer hedeflerin de göz önünde bulundurulduğunu ifade etti.
Tüketici Kredisi Faizlerinde Düşüş Beklentisi
Hakan Kara, son kararlara dayanarak, TCMB’nin piyasadan yaklaşık 70 milyar TL çekeceğini ve bunun maliyet etkisinin kamuya açık verilerle hesaplamanın imkansız olduğunu belirtti. Ancak, BDDK’nın son kararının da etkisiyle bankaların aracılık maliyetinin azalacağı kesin olarak ifade edildi. Kara, bu durumun sonucunda bankaların tüketici kredisi faizlerini düşüreceği öngörüsünde bulundu.
Prof. Dr. Hakan Kara’nın değerlendirmeleri, ekonomik aktörler için önemli ipuçları barındırırken, Türkiye’deki kredi piyasası için yeni bir dönemin habercisi olabilir.