‘Gerçek aÅŸk’a inanmak ne tür olumsuzluklara yol açabilir?

Eski tarz romantiklerin aşk anlayışı sorunlu olabilir. Gerçek aşka dair katı inançlara sahip olmak ilişkilerde partnerinin iyi ve kötü yanlarını görmesine engel olabilir.

Partnerinizle yaşadığınız sorunları arkadaşlarınıza anlattığınızda bunları kafaya takmanın yersiz olduğunu mu söylüyorlar? Ya da bir arkadaşınız sizin hiç uygun bulmadığınız biriyle yeni bir ilişkiye başlamış ve bu ilişki zamanla giderek gelişiyor mu?

Psikologlar, ilişkilere başlamamızı ve sürdürmemizi etkileyen iki skaladan söz ediyor.

Bunlardan biri, ilk izlenim ve uyum belirtilerine ne kadar önem verdiğimizi, diğeri ise ilişkilerde sorunları aşma yönünde ne kadar çaba gösterdiğimizi ölçüyor.

Bunlara örtülü ilişki teorileri adı veriliyor (çünkü bu konuları pek konuşmayız). Gerçek aşka inandığımızı düşünürüz, ama başkalarıyla bu konuyu açıktan pek tartışmaz veya yeni bir ilişkiye bunun farkında olarak başlamayız.

Ä°liÅŸkimizde sorunları partnerimizle konuÅŸmaktan kaçınıyor muyuz? Olmadığı halde bir yerde hata mı arıyoruz? Ä°liÅŸkimizi ‘hayalet’ gibi sıyrılıp uzaklaÅŸarak mı sona erdiriyoruz? Bu iki skalayı kullanarak bu soruların yanıtlarını bulabiliriz. Bu örtülü tutumlardaki farklılıklar ayrıca baÅŸkalarının aÅŸk yaÅŸamlarındaki tercihlerinin nedenlerini anlamamızı da saÄŸlayabilir.

Bu skalalarda kendi konumunuzu anlamak için aşağıdaki iki anketi yapabilirsiniz.

‘Ruh Ä°kizi’ skalası

Aşağıdaki 10 ifadeyi 1 ile 7 arasında puan vererek değerlendirin (1 hiç katılmıyorum, 7 ise tamamen katılıyorum ölçüsünü ifade ediyor)

1.Romantik bir iliÅŸkinin baÅŸarısı esas olarak iki kiÅŸinin birbiri için “doÄŸru” insan olup olmamasına baÄŸlıdır.

2.Henüz karşılaşmadığım ama benim için mükemmel (veya mükemmele yakın) bir insan vardır.

3.Evliliklerde birçok insan, eşiyle derin bir yakın ilişki keşfeder (inşa eder fikrine zıt olarak).

4.Evlendikten sonra eşimle tutkulu bir aşk yaşamamız benim için çok önemli.

5.Tutkulu bir aşk yaşamadığım insanla evlenemem.

6.”DoÄŸru insan” diye bir ÅŸey yoktur.

7.Eşim olacak insanın tanıştığım en muhteşem insan olması lazım.

8.Mükemmel uyum beklentisiyle eş arayan insanlar boşa zaman harcıyor.

9.Birçok evliliğin başarısız olmasının nedeni iki insanın birbiri için uygun olmamasından kaynaklanıyor.

10.İnsanlar arasındaki yakınlık hissi önceden oluşmuştur.

Åžimdi puanlamaya gelelim: Önce 1,2, 3, 4, 5, 7, 9 ve 10. ifadeler için verdiÄŸiniz (1’den 7’ye kadar) puanları toplayın. 6 ve 8. ifadelere verdiÄŸiniz yanıtların her birini 8 rakamından çıkarın ve elde ettiÄŸiniz yeni sayıları o soruların yanıtı olarak alın. ÖrneÄŸin, 6 veya 8. sorudan birine “6” yanıtını vermiÅŸseniz bunu 8 rakamından çıkarınca 2 kalır. Ä°ÅŸte bu rakamı diÄŸer soruların toplamına ekleyin. Her iki soru için aynı iÅŸlemi yaptıktan sonra elde ettiÄŸiniz toplamı, ortalamayı bulmak için 10’a bölün (10 soru olduÄŸu için). Bu ÅŸekilde ortalama skorunuzu bulmuÅŸ olursunuz.

‘Yürütme’ skalası

Aşağıdaki 9 ifadeye 1 ile 7 arasında puan verin (1 hiç katılmıyorum, 7 ise tamamen katılıyorum ölçüsünü ifade ediyor)

1.Romantik bir ilişkinin başarısı insanların o ilişkiyi yürütmek için verdiği çabaya bağlıdır.

2.Evlilikte çaba uyumdan daha önemlidir.

3.İlişkide aşk gelişir (aşk bulunur fikrine karşı)

4.İnsanlar çaba gösterirse birçok evlilik yürür.

5.Birçok insanla mutlu bir evlilik yürütebilirim, yeter ki makul olsunlar.

6.Birçok evliliğin başarısız olmasının nedeni kişilerin çaba göstermemesinden kaynaklanır.

7.Bir insanı ne kadar iyi tanıdığınız onları tanıma süresiyle ilgilidir.

8.Rastgele bir insanla evlensem de bu beni tatmin eder.

9.Partnerinizi ancak zamanla tanıyabilirsiniz.

Bu anketin sonucunu bulmak için verdiÄŸiniz puanları toplayıp 9’a bölün.

Örtülü ilişki teorileri

Bu anketin soruları ABD’nin Illinois eyaletindeki Aurora Ãœniversitesi’nden Renae Franiuk’un kullandığı Ä°liÅŸki Teorileri Anketi’nden alınmıştır. Franiuk bu anketi, zımni teoriler ve iliÅŸkide tatmin ve uzun ömür konulu araÅŸtırmasında kullanmış.

Anket sonucunuz “ruh ikizi” inancınızın yüksek olduÄŸunu gösterdi ve bu sizi ÅŸaşırttıysa bu konuda yalnız deÄŸilsiniz, diyor Franiuk. “Ä°nsanlar genellikle ‘yürütme’ anlayışına daha yakın olduÄŸunu sanır, ama ‘ruh ikizi’ anlayışının daha fazla benimsendiÄŸini görürüz. Ä°nsanlar ‘ruh ikizi’ yaklaşımına bilimsel olmadığı için baÅŸta soÄŸuk bakarlar. Ona baÅŸka bir isim verip bu romantik inançları daha fazla benimsemelerini saÄŸlayabiliriz. Batı kültürü insanları bu inançlara yönelttiÄŸi için bu fikirlere inanma isteÄŸi çok da ÅŸaşırtıcı deÄŸil.”

Her iki anketin sonucunu buldunuz. Peki ÅŸimdi neye dikkat etmek lazım? Ä°liÅŸkiler zorlu bir döneme girdiÄŸinde ‘yürütme’ anketinde yüksek puan almış insanlar o iliÅŸkiyi düzeltme yönünde çaba gösterip sonuç aldığında tatmin olur. Çiftler iliÅŸkiyi yürütme yönünde ne kadar fazla çaba gösterirse o iliÅŸkiye o kadar adanmış hissederler, karşılarına çıkan zorlukları aÅŸmaya çalışırlar.

Bu nedenle ilişkinin zamanla gelişeceği inancını taşıyanlar, taraflar arasındaki uyum açısından büyük farkları göz ardı ederler. Uyumun zaman içinde gelişeceğine ve bunun için çaba harcamak gerektiğine inanırlar.

‘Ruh ikizi’ skalasında yüksek puan ne anlama geliyor?

Ruh ikizi arayışında olan ve bir gün ‘doÄŸru insan’ ile karşılaÅŸacaklarına inananlar açısından ise tersi geçerli olup bunun zararlı sonuç vermesi mümkündür.

Özellikle iliÅŸkinin ilk aÅŸamalarında karşılaşılan bir sorun, “mükemmel” ruh ikizinin o kiÅŸi olmadığını öğrenmenin hayal kırıklığı ile iliÅŸkinin sona ermesine neden olabilir.

Partnerinin “kendisini hiç anlamadığından” yakınılır veya en ufak bir hata bile hemen “birbirine uyumlu olmamanın kanıtı” olarak görülür.

Gerçek aÅŸka inanan insanların iliÅŸkiyi açıktan bitirme yerine ‘hayalet’ gibi çekilmesine daha sık rastlanır. Eski partneri ile irtibattan kaçınır. Onun kendisi için ideal olmadığını düşündüğünden iliÅŸki için çaba göstermeyi boÅŸ görür.

Ä°liÅŸkide sorunlarla karşılaÅŸtığında ayrılmamış ve hala gerçek aÅŸkı bulduÄŸuna inanan insanlar bu kez de sorunları görmezlikten gelir. Partnerine karşı daha bağışlayıcı ve ‘ruh ikizi’ olarak düşünmek istediÄŸi insanla çatışmadan kaçınan bir tavır takınır. Ufak tefek sorunlarda bu olumlu bir yaklaşım olabilir. “Ama büyük çatışmalardan kaçınıyorsanız, size göre olmayan biri ile yaÅŸamınızı sürdürmek durumunda olursunuz” diyor Franiuk.

Bu ciddi sonuçlar doğurabilir. Sorunlar görmezden gelinir, uzun süreli ilişkiye bakarak partnerin kendisi için uygun insan olduğu yargısı gelişir.

Franiuk, bu ilişkide kalış süresi uzadıkça şiddet bildirimlerinin de arttığını ifade ediyor. Böylece bağışlayıcı özellikleriyle kendilerini tehlikeye atanlar veya doğru insanla ilişki yaşamadığını bildiği halde ekonomik nedenlerle o ilişkiyi sürdürenler oluyor.

Romantik inançlar zamanla deÄŸiÅŸmiyor. Yani bu özellikleri taşıyorsanız hep öyle kalacaksınız demektir. “Bu teoriler derinlerde yatar. Ä°nsan 20’sine 30’una geldiÄŸinde kiÅŸiliÄŸi artık oturmuÅŸtur. Karakter özellikleri gibi iliÅŸkiye yaklaşım da erken yaÅŸta belli olur – çocuklar bu fikirleri etraflarındaki iliÅŸkilere bakarak edinir” diyor Franiuk.

Ancak romantik iliÅŸkiler konusundaki bu iki örtülü teorinin birbirini dışlaması gerekmiyor. ABD’nin Maryland St Mary’s College Ãœniversitesi’nde psikolog Gili Freedman, çiftler birlikte çaba gösterdiÄŸinde iliÅŸkinin geliÅŸeceÄŸi inancı ile “bir yerlerde ‘doÄŸru’ insanın olduÄŸu” inancının bir arada görülebileceÄŸini söylüyor.

“Bu inançları ifade tarzımızı deÄŸiÅŸtirebiliriz. GeçmiÅŸ deneyimler yeni iliÅŸkilere yaklaşımımızı belirliyor” diyor Freedman. Romantik ‘ruh ikizi’ anlayışına sahip olsanız bile iliÅŸkinizi ‘hayalet’ tavrı ile deÄŸil daha vicdanlı ve açık bir tavırla bitirmeniz veya iliÅŸkide sorunları görmezden gelmek yerine onları çözmek için daha bilinçli bir çaba göstermeniz mümkündür.

Gerçek aşkın hiçbir zaman sorunsuz olmayacağına dair bir söz vardır. Ama ilişkiye yaklaşım tarzımızı anlarsak o sorunlar ortaya çıktığında daha kolay aşabiliriz.

Kaynak: BBC