ENAG’dan Veysel Ulusoy: TÜİK’in hesaplaması, çağın ihtiyaçlarının gerisinde

ENAG Yöneticisi Prof. Veysel Ulusoy’a göre ise TÜİK’in hesaplama yöntemi, çağın ihtiyaçlarının gerisinde kalıyor:

“TÜİK enflasyonu en fazla aylık olarak hesaplıyor ancak dünya artık o kadar dinamik hale geldi ki hem yatırımcılar hem tüketiciler hem de hükümet harcamalarını kontrol eden karar vericilerin muhakkak günlük enflasyonu bilmeleri gerekiyor. Bu yüzden biz enflasyonu günlük, hatta saatlik olarak hesaplıyoruz.

“Kendi hesaplamamızda TÜİK’in enflasyon sepetindeki 418 maddeyi baz aldık ama TÜİK’ten farklı olarak, aynı ürünlerin sıklık verilerini de çekerek toplamda ürünlerin bir ayda değişine değişen fiyatlarıyla ilgili daha çok veriye ulaştık. TÜİK 1 ayda mükerrer gidişle yaklaşık 550 bin fiyat verisine ulaşıyor ama ENAG 2 günde o sayıyı tamamlıyor. Geri kalan 28-29 günde, her gün yaklaşık 260 bin datayla TÜİK’in bir ayda aldığı datanın 15 katı bir veri seti elde ediyor.”

Böylece istatistiksel örneklemenin bir kenara bırakılarak fiyat popülasyonu ile bütün fiyatları elde ettiklerini söyleyen Ulusoy, bu yöntemle enflasyon hesaplamasında hata olasılığının minimize edildiğini belirtiyor.

Ulusoy’a göre yüksek enflasyon seviyesi tek başına ciddi bir mesele olmayabilir ancak resmi veriler ve hissedilen enflasyon birbirini tutmadığında, halkın alım gücü günden güne eriyor:

“Bir ülkede enflasyon yüzde 40-50 bile olabilir ancak toplumu yoksullaştıran esas olarak enflasyonun değişkenliğidir. Örneğin yüzde 40 seviyesinde kararlı bir resmi enflasyonda her şeyin fiyatını buna göre belirlenir, belli dönemlerde sadece paraya 0 eklenir ya da paradan 0 atılır.

“Ama verilerin halkın hissiyle buluşmadığı noktada halk fakirleşir. Gerçek enflasyon yüzde 35-40 ise ve resmi veriler bunu yüzde 14 olarak lanse ediyorsa, sizin maaşınızdan aradaki fark kadar erime, diğer adıyla fakirleşme olacaktır.”