DKG, Sezgin Tanrıkulu’na TSK İfadeleri Nedeniyle Destek Verdi

Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TSK’ye ilişkin yaptığı ifadeler nedeniyle hakkında soruşturma başlatılması ve hedef gösterilmesinin ardından, Dersim Tarih ve Kültür Merkezi (DKG) destek açıklamasında bulundu.

Tanrıkulu’nun açıklamalarının ardından DKG, “İnkar Çıkmaz Bir Sokaktır” başlıklı bir açıklama yayımlayarak, Tanrıkulu’nun sözlerini Dersim’de yaşanan olaylarla örnekleyerek destek sundu.

Açıklamada, “Tanrıkulu’nun söyledikleri gerçektir, fazlası vardır, azı yoktur” ifadeleri yer aldı. Aynı zamanda, DKG, Dersim’de yaşanan olaylardan örnekler sunarak, Tanrıkulu’nun açıklamalarının arkasında durdu.

Açıklamada öne çıkan bazı örnekler şunlardı:

  1. Bolu Dağ Komando Tugayı ve Mirik Köyü Katliamı (1994): 23-24 Eylül 1994 tarihlerinde Bolu Dağ Komando Tugayı’nın bölgede bulunduğu sırada Mirik köyü yakıldı, 8 kişi katledildi. İçlerinde 3 yaşındaki Dilek Serin de vardı. Ancak, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan dava sonuçsuz bırakıldı.
  2. 1994 Sonbaharında Gerçekleşen Cinayetler: 1994 sonbaharında çoğunluğu muhtar olan 8 kişi öldürüldü ve katiller hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadı.

  3. Yüzlerce Köyün Yakılması: Dersim’de yüzlerce köyün yakılarak boşaltıldığına dair belirtiler vardır. Ankara’ya gelen muhtarlar heyeti, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile görüşerek yaşanan vahşeti anlatmıştı. Ancak, Çiller “bizim askerimiz değil” diyerek olayları inkar etmişti.

  4. Ayten Öztürk Cinayeti: Ayten Öztürk, Yeşil kod adlı katil ve ekibi tarafından kaçırılıp işkence ile katledilen sivil insanlardan yalnızca biriydi. Yeşil’in karargahı askeriyenin içindeydi.

Açıklamada ayrıca, “Aradan geçen 29 yıldan sonra başta CHP olmak üzere, MHP, AKP, İYİ Parti, Çiller ile aynı çizgiye gelerek, gerçeklerin inkarına yönelmişlerdir” denilerek, kamuoyuna hakikatleri dile getirmenin demokrasi ve insan hakları için önemli olduğu vurgulandı.

Sezgin Tanrıkulu, TV100’de katıldığı bir programa telefonla bağlanarak TSK’ye ilişkin yaptığı eleştirel açıklamalar nedeniyle hakkında soruşturma başlatılmasının ardından büyük yankı uyandırmıştı. TV100, Tanrıkulu’nun açıklamalarını “Tanrıkulu’nun TSK’ye dönük iftiraları” şeklinde servis ederek hedef göstermişti.

Diyarbakır Barosu da Tanrıkulu’na destek vermiş ve açıklamasında, “Eleştiri sınırını aşan ve hedef gösterici saldırıları kınıyoruz. Bu ve benzeri linç kampanyalarının neden olduğu sonuçları en acı şekilde yaşamış bir kurum olarak yetkilileri gerekli tedbirleri almaya ve herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz” demişti.

Sezgin Tanrıkulu ise hedef alınmasının ardından yaptığı açıklamada, “Dünkü açıklamalarımdan sonra bazı dijital platformlarda hakkımda ağır eleştirinin ötesine varan açıklamalar yapan / yazan herkesle tek tek hukuk önünde hesaplaşacağım” demişti.

Bu gelişmelerin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatmıştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, “TSK bizim göz bebeğimizdir” açıklamasında bulunarak Tanrıkulu’nu desteklememişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Tanrıkulu’nu hedef almış ve ifadelerinin cezasız kalmayacağını belirtmişti. Adalet Bakanı Tunç ise soruşturma fezlekesinin Meclis’e geldiğini ve sürecin Meclis’in takdirinde olduğunu açıklamıştı.

Son olarak, Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Tanrıkulu’na destek vererek onu “kardeşimiz” olarak tanımlamıştı.

NHY/ Artı Gerçek,