Dini Özgürlükler Raporunda, Türkiye’ye azınlıklar, ruhban okulu ve cemevi eleÅŸtirisi

“Hükümet dini azınlıklar için düşmanca bir siyasi ortamı tetikleyecek davranışlarda, kasıtlı eylemsizliklerde ve söylemde bulunuyor”

ABD DışiÅŸleri Bakanlığı, ülkelerin dini özgürlükler alanındaki uygulamalarını deÄŸerlendirdiÄŸi 2021 raporunda Türkiye’de hükümetin dini azınlıklar için “düşmanca bir siyasi ortamı tetikleyecek davranışlarda, kasıtlı eylemsizliklerde ve retorikte” bulunduÄŸu bildirdi.

BirleÅŸik Devletler Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) tarafından yayınlanan 2021 raporunda, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, dini azınlıklara tüzel kiÅŸilik ve yönetim kurulu seçimi düzenleme haklarının verilmesi ve Halki Ruhban Okulu’nun açılması gibi kilit öneme sahip konularda çok az çaba harcandığı vurgulandı.

“Nefret söylemi ve ÅŸiddet eylemlerine tolerans gösteriliyor”

Raporda ayrıca hükümetin nefret söylemi ve şiddet eylemlerine de tolerans göstermeye devam ettiği vurgulandı.

Mart ayında daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye vaadiyle ilan edilen Ä°nsan Hakları Eylem Planı’nın insan hakları organizasyonları tarafından “kaçırılmış bir fırsat” olarak nitelendirildiÄŸi vurgulanıyor.

Raporda Halki Ruhban Okulu’nun açılmaması, azınlık vakıflarını yönetim kurulu seçmesine izin verilmemesi, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmaması, örgün eÄŸitimde sadece Sünni Ä°slam öğretilerine yer verilmesi ‘sorun’ olarak gösteriliyor.

Uygurların geri gönderilme endişesi

Raporda ayrıca Türkiye’de yaÅŸayan 50 bin civarında olduÄŸu düşünülen Uygur’un 2017 yılında Türkiye ve Çin arasında imzalanan suçluların iadesi anlaÅŸmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylanarak kabul edilmesi halinde geri gönderilme endiÅŸesi taşıdığı vurgulandı.

Raporun sonuç bölümünde Türkiye’nin ciddi dini özgürlük ihlallerinde bulunması ya da göz yumması nedeniyle Amerikan DışiÅŸleri Bakanlığı’na, Türkiye’yi ‘özel izleme listesine’ alması tavsiye ediliyor.

Ayrıca CumhurbaÅŸkanı ve AKP Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan‘ın ülkedeki dini hoÅŸgörü ve azınlıkların güvenliÄŸine yönelik dini söylemleri ve sembolleri siyasi gücünü saÄŸlamlaÅŸtırmak için kullanmaya devam ettiÄŸi belirtiliyor.

Bununla birlikte hükümetin dini çeşitlilik yerine tek bir Sünni İslam yorumuna destek vermeyi tercih ettiğinin de altı çiziliyor.