CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon üyesi Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarının tarım sektöründe seçim öncesi ve seçim sonrası farklı uygulamalar yaptığını, çiftçiyi tüccara mahkûm ettiğini ve tarımı sahipsiz bıraktığını söyledi. Gürer, tarım kesiminin bankacılık sektörüne olan borcunun 363 milyar liraya ulaştığını, tarımsal girdi fiyatlarının yüzde 96 arttığını, icra ve iflas dosyalarının 2 milyon 745 bine çıktığını belirtti.
Tarım Kesimi Borç Batağında
Gürer, yaptığı yazılı açıklamada, tarım kesiminin bankacılık sektörüne olan borçlarının şubatta bir önceki aya göre 12,1 milyar lira daha artarak 363,4 milyar liraya kadar çıktığını kaydetti³. Sektörün borçlarının 297 milyar lirasının kamu bankalarına, 66,4 milyar lirasının ise özel bankalara olan borçlardan kaynaklandığını ifade eden Gürer, “Şubatta kamu bankalarına olan borçlar büyümesini sürdürürken, özel bankalar ise tarıma verdiği kredileri 1 milyar liraya yakın daralttı” dedi.
Gürer, ayrıca yılbaşından beri icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 2 milyon 745 bin yeni dosya geldiğini bildirdi². Gürer, “İktidarın saklamaya çalıştığı gerçekler halkın yaşadığıdır. Mızrak çuvala sığmamakta, yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşam ailelerin yaşamını da olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.
Tarımsal Girdiler Fiyatları Fırladı
Gürer, tarımsal üretim girdilerinin sürekli arttığını, gübre fiyatlarının seçim öncesi düşer gibi olup seçim sonrası tırmanışa geçtiğini söyledi. Gürer, “TÜİK son açıkladığı Tarımsal Üretim Girdilerinde bir yıllık artış yüzde 56 ancak bunun çiftçiye yansıması daha yüksek oluyor. Örneğin, gübrede seçim öncesi fiyatlar düşer gibi oldu, seçim sonrası ise tırmanışa geçti. Çiftçinin en çok kullandığı üst gübrenin (ÜRE) bayi fiyatı 12.04.2023 tarihi 9.200 TL/ton iken bugün 10.600 TL/ton fiyatına yükseldi. Taban gübresi (DAP) 14.300 TL/ton fiyatından 14.700 TL/ton fiyatına çıktı. Ekim dönemine kadar artış sürerse yine çiftçinin gübre atması zorlaşacak” dedi.
Gürer, tohum, tarım ilacı, mazot, tarla kirası, işçi gideri, traktör, biçerdöver ve ekipman giderleri gibi diğer girdilerin de sürekli arttığını belirtti. Gürer, “Tarım sektöründe yapısal sorunların çözülmesi sayesinde elde edilecek kazanımlar, üretim girdilerinin fiyatlarını azaltma ve katma değeri yüksek üretim ile telafi edilebilir” dedi.
Tarımsal Üretimde Verim ve Kalite Düştü
Gürer, Türkiye’nin hemen hemen tüm tarım ürünlerinde kendi kendine yeterlilik oranlarının azaldığını, hububat üretiminin ihtiyacın yüzde 80’ini karşılayabildiğini, buğdayda yüzde 87,3’e, arpada yüzde 66,8’e, mısırda yüzde 76,7’ye kadar indiğini söyledi². Gürer, “Karşılama oranı toplam hububatta bir önceki döneme göre 17,1 puan, buğdayda 15 puan, arpada 30,3 puan, mısırda 8,3 puan düştü. Üretim, ülkenin kendi ihtiyacına yetmediği için ithalatı arttı. Türkiye 2021 yılında 4,5 milyar dolar, 2022 yılında 5,7 milyar dolar olmak üzere sadece son iki yılda 10,2 milyar dolarlık hububat ithal etti. Bu yılın ilk iki ayında ise ithalat 1 milyar dolara ulaştı” dedi.
Gürer, toprak ve iklim şartlarına uygun tür ve çeşit seçimi, zirai mücadele, sulama yöntemleri gibi üretim tekniklerinin yeterince uygulanmadığını, sanayi kuruluşlarının arıtma tesisi kullanmamasının çevreye ve tarımsal ürünlere zarar verdiğini kaydetti. Gürer, “Katma değeri yüksek ürünlerin üretimi ve pazarlanması konusunda yeterli çalışma yapılmamaktadır” diye konuştu.
Kiraz Üreticisi Mağdur
Gürer, son olarak kiraz üreticisinin de sorun yaşadığını dile getirdi. Gürer, “İngiltere sarayında dahi yer bulan Napolyon kirazının Niğde’de dalda kaldığını, tüccarın alıma gelmemesi ile fiyatının maliyetinin altında dahi alıcı bulmadığını belirtti. Çamardı ve Ulukışla ilçesinde kiraz üreticisi iktidarın destek alımı yapmasını beklediğini ifade etti. En kaliteli kirazın yetiştiği Darboğaz, Emirler, Porsuk, Kılan, Beyağıl, Hasangazi gibi önemli üretim bölgelerinde üretici şok yaşıyor. Geçtiğimiz yıl değer bulan kiraz bu yıl tüccar yok pahasına almak istiyor. Bölgede yeterli soğuk hava deposu, paketleme birimi ve ürün işleme tesisi yok. Dalda toplandığı an satılması gerekiyor. Bakanlık, Cumhurbaşkanı müdahil olup kiraz alınıp, büyük kentlerde satışı ve de tıkanan ihracatın önü açılıp satışı sağlanmalıdır” dedi.
Seçimden Seçime Farklı Uygulamalar
Gürer, seçim öncesi ve seçim sonrası tarım sektöründe farklı uygulamalar yapıldığını da eleştirdi. Gürer, “2021 yılında buğday alım fiyatı primler dahil 2022 yılında yüzde 225 artış yapılarak primler dahil 7450 TL/ton olarak belirlenmişti. Seçim sonrası 2023 yılı buğday alım fiyatı belirlenmeye geldiğinde ise yüzde 24 artış ile primler dahil 9250 TL/ton olarak açıklandı.
Arpada ise 2021 yılına göre 2022 yılı yüzde 245 artış ile primler dahil 6.000 TL/ton olarak belirlenmişti. Seçim sonrası 2023 yılı arpada alım fiyatı belirlenmeye geldiğinde ise yüzde 11 artış ile primler dahil 6.650 TL/ton olarak açıklandı. Seçim öncesi ayrı seçim sonrası ayrı uygulamalar çiftçiyi bunalttı. Seçim bitti vaatler de uygulamalar da değişti. Seçim bitti, çiftçi lehine uygulamalar gitti ve tarım yine sahipsiz kaldı” dedi.
Gürer, AKP iktidarının çiftçinin üretim maliyetini düşürmediği halde maliyetine ürün vermesini istediğini, çiftçiyi düşünmediğini sözlerine ekledi. Gürer, “AKP iktidarının plansız tarım politikaları sorunları derinleştiriyor. Vatandaş simit alamaz duruma geldi. Çay-simit hesabı şaştı” dedi.
Gürer, tarım sektörünün sorunlarının çözümü için CHP’nin hazırladığı raporları ve önerileri de hatırlattı. Gürer, “CHP olarak tarım sektörünün sorunlarını ve çözüm yollarını raporlar halinde hazırlayarak kamuoyu ile paylaştık. Tarım sektörüne yönelik önerilerimizi de TBMM gündemine taşıdık. Ancak AKP iktidarı bu önerilerimize kulak tıkadı. CHP iktidarında tarım sektörü hak ettiği değeri görecek, çiftçi ve üretici desteklenecek, tarımın geleceği güvence altına alınacaktır” dedi.
NHY/ BizimTV, Son Dakika, Cumhuriyet
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024