Can Atalay Eylemi İçin Takipsizlik Kararı: Barışçıl Toplanma Hakkı Vurgusu

Gezi Davası hükümlüsü avukat Can Atalay’ın milletvekili seçilmesinin ardından tahliye edilmemesi nedeniyle Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapmak isteyen 13 avukat hakkında başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Savcılık, avukatların “kamu görevlisine hakaret”, “tehdit”, “2911 sayılı kanuna muhalefet” ve “görevi yaptırmamak için direnme” suçlamalarıyla ilgili olarak, suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıf yapılarak, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının temel bir hak olduğu vurgulandı.

AİHM Kararlarına Atıf: Azınlık Fikirlerinin Korunması

Takipsizlik kararının gerekçesinde, AİHM’in Öllinger/Avusturya, Ezelin/Fransa, Galstan/Ermenistan ve Friedl/Avusturya kararlarına yer verildi. Bu kararlarda, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının demokratik toplumlar için taşıdığı önem vurgulanırken, vatandaşların yönetim ve politikalar üzerinde etkili olma imkanı bulduğu belirtildi. AİHM, ifade özgürlüğü gibi toplantı hakkının da sadece çoğunluk tarafından kabul gören fikirler için değil, azınlıkta kalan, hatta toplumu rahatsız edebilecek fikirler için de korunduğunu kaydetti. Soruşturmaya konu olan eylemin de bu kapsamda değerlendirildiği ifade edildi.

Barışçıl Eylem ve Demokrasinin Temel İlkeleri

Savcılık kararında, olayın barışçıl bir gösteri ve basın açıklaması niteliğinde olduğu belirtilerek, toplanma hakkının sadece belirli bir noktada bir araya gelmekle sınırlı olmadığı, yürüyüşleri de kapsadığı aktarıldı. Kararda, demokratik toplumlarda farklı fikirlerin ifade edilmesinin ve yayılmasının önemi vurgulanırken, avukatların eyleminin de bu çerçevede değerlendirildiği kaydedildi. Bu kararla birlikte, barışçıl toplanma hakkının korunması ve demokrasinin temel ilkelerinin gözetilmesi gerektiği bir kez daha hatırlatılmış oldu.