Buğra Gökce’den Mektup: ‘Suçum Bilgi Paylaşmakmış’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Buğra Gökce, Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmasının ardından Silivri Cezaevi’nden bir mektup kaleme aldı. BirGün Gazetesi’ne gönderdiği mektupta Gökce, kendisine yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğunu belirterek, “Suçum bilgi paylaşmakmış, öğrendiğim kadar” ifadelerini kullandı.

“Kapkara Bir Geleceğe Darbe”

Gökce, 18 Mart’ta başlayan operasyon sürecini “kapkara bir geleceğe darbe” olarak nitelendirirken, Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptaliyle başlayan ve İBB yöneticilerinin gözaltına alınmasıyla devam eden süreci “utanç verici” olarak değerlendirdi. “Utanması gereken bizler değiliz” diyen Gökce, hakkında ortaya atılan iddiaları “namus, şeref, itibar ve hayatımızı kirletmeye çalışan iftiralar” olarak tanımladı.

“Beni Yanlışlıkla Getirdiklerini Düşündüm”

Gökce, soruşturma sürecinde kendisine gösterilen fotoğrafların büyük bir kısmındaki kişileri tanımadığını ve hiçbir firma ile ticari ilişkisinin olmadığını söyledi. Emniyet ve savcılık sorgusunda hakkında herhangi bir mali suçlama, MASAK raporu veya gizli tanık ifadesi bulunmadığını belirten Gökce, kendisine yöneltilen yedi iddiadan altısının İzmir’de çalıştığı döneme ait olduğunu, İstanbul’daki tek kararının ise açık bir ihaleye onay vermek olduğunu ifade etti.

İfade sürecinde karşılaştığı durumu şöyle aktardı:

“Bana sorulan isimlerin tamamı Ekrem Başkan ve çalışma arkadaşlarımdı. Doğrusu, az bile görüşmüşüm. Belediyeyi yönetmek için görüşmek zorundayız, bunun nesi soruluyor anlamadım. Emniyete yanlışlıkla getirilmiş olduğumu düşündüm.”

“Ne Suç Örgütü, Ne Rüşvet!”

Savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiklerini belirten Gökce, hakim karşısına aç, yorgun ve uykusuz çıkarıldıklarını vurguladı. Hakim karşısına çıkmadan yalnızca iki dakika önce suçlamaları öğrendiğini belirten Gökce, “Suç örgütüne üye olmak ve rüşvet almakla suçlandığımı duyunca beynimden vurulmuşa döndüm” ifadelerini kullandı.

30 yıllık kamu görevinde lekesiz çalıştığını ifade eden Gökce, “Suç örgütü olarak kast edilenin, İstanbul seçimini kazanan ve Türkiye seçimini kazanmak üzere hazırlanan arkadaşlarım olduğunu gördüm” dedi.

“Delil Olmadan Tutuklandık”

Tutuklama kararının “gizli tanık ifadeleri, MASAK raporları ve HTS kayıtları” gerekçesiyle verildiğini belirten Gökce, soruşturma sürecinde kendisine ne bir MASAK raporu gösterildiğini ne de herhangi bir gizli tanık ifadesinden haberdar olduğunu söyledi.

Ayrıca, kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklandığını belirten Gökce, gözaltı kararı çıktığında zaten İstanbul’daki lojmanında olduğunu ve polisin kendisini oradan almadığını ifade etti. “Benim evime baskın yapılmadı ama nişanlımın evi, kendisi evde yokken çilingirle açıldı” diyen Gökce, gözaltına alınmadığı için kendisinin ifade vermeye gittiğini vurguladı.

“Kaçma şüphesi olan kişi kendi ayağıyla teslim olur mu?” diye soran Gökce, delil karartma iddiasına ilişkin de herhangi bir suç unsurunun bulunmadığını ifade etti.

“Suçum Bilgi Paylaşmakmış”

Gökce, soruşturmanın temel amacının muhalif sesleri susturmak olduğunu belirterek, hakkındaki suçlamaların asılsız olduğunu ve tek suçunun bilgi paylaşmak olduğunu söyledi:

“Adım Bahtiyar değil ama vicdanen çok bahtiyarım. Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!”

Mektubunun sonunda adresini de paylaşan Gökce, cezaevinden kamuoyuna seslenerek dayanışma çağrısında bulundu.