Anayasa Mahkemesi (AYM), farklı tarihlerde gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra serbest bırakılan 11 gazetecinin bireysel başvurularını karara bağladı. Kararda, soruşturma sürecinde gazetecilerin dosyalara erişiminin kısıtlanması “hak ihlali” olarak değerlendirildi.
Gazeteciler Dicle Müftüoğlu, Sedat Yılmaz, Mazlum Güler, Mehmet Şahin, Lezgin Akdeniz, Mehmet Şah Oruç, Suat Doğuhan, Remziye Andan, Mehmet Ali, Abdurrahman Öncü ve Öznur Değer’in tutukluluğuna ilişkin bireysel başvurular, AYM’nin gündemine geldi. Yüksek Mahkeme, yalnızca “soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması” yönündeki başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve bu kapsamda hak ihlali yaşandığına hükmetti.
30 Bin Lira Manevi Tazminat
AYM, başvurucuların adil yargılanma hakkı kapsamında dosya içeriğine erişimin engellenmesini Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca hak ihlali saydı. Bu nedenle başvuruculara kişi başı 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
Mahkeme, tutukluluğun hukuki olmadığı, makul süreyi aştığı, itirazların geç değerlendirildiği ve Sulh Ceza Hakimliklerinin tarafsızlığına ilişkin iddiaları ise “kabul edilemez” bularak esas inceleme dışı bıraktı.
Yargı Sürecinde Sistematik Sorunlar
Kararda vurgulanan “soruşturma dosyasına erişim hakkının ihlali”, Türkiye’de gazetecilere yönelik adli süreçlerde uzun süredir tartışılan yapısal sorunları bir kez daha gündeme taşıdı. Hukukçular, özellikle ifade özgürlüğü kapsamında yürütülen soruşturmalarda avukatların ve sanıkların dosya içeriğine ulaşamamasının, savunma hakkını ciddi şekilde zedelediğini belirtiyor.
Gazetecilik Faaliyeti Yargılanıyor
Kararın muhatabı olan gazetecilerin büyük çoğunluğu, haber kaynakları, sosyal medya paylaşımları ve yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Haklarında uzun süre iddianame hazırlanmayan ve aylarca cezaevinde tutulan gazetecilerin, yalnızca basın faaliyetleri nedeniyle yargılandığı yönünde eleştiriler kamuoyunda sıkça dile getiriliyor.
Yüksek Mahkeme’nin Rolü Tartışılıyor
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin davalarda verdiği önceki kararlarla tutarlı bir çerçeve sunuyor. Ancak hak savunucuları, AYM’nin “diğer ihlal iddialarını incelememesi”ni ve bu konularda açık bir tutum takınmamasını yetersiz buluyor.
Özellikle Sulh Ceza Hakimliklerinin tarafsızlığına ilişkin başvuruların sistematik biçimde “kabul edilemez” bulunması, mahkemelerin bağımsızlığına yönelik kaygıları da derinleştiriyor.
- AYM’den Emsal Karar: HTS Kayıtlarıyla Tutuklama Olmaz - 6 Ağustos 2025
- Can Atalay’dan Cezaevinden Komisyona Mesaj: “Demokratikleşmenin Ön Koşulu Hukuktur” - 5 Ağustos 2025
- İstanbul Tabip Odası’ndan Ayşe Barım İçin Tahliye Çağrısı - 5 Ağustos 2025