Avrupalıların çoğunluğu Türkiye’nin AB üyeliğine karşı

Avrupa Birliği (AB) üyesi 6 ülkede düzenlenen anket, AB vatandaşlarının yakın bir gelecekte yeni üye kabulü konusunda çok istekli olmadığını ortaya koydu.

Ankete katılanların yüzde 51’i Türkiye’nin AB’ye katılımına karşı çıktı. Bu oran, AB içinde Türkiye’nin üyeliğini en fazla istemeyen ülkenin Avusturya olduğuna işaret ediyor. Polonya vatandaşları ise Ankara’nın üyeliğine en az karşı çıkanlar arasında ilk sırada.

Anket sonuçlarına göre, AB vatandaşları, Ukrayna, Moldova ve Karadağ’ın üyeliklerine karşı açık fikirli olmalarına rağmen, yakın gelecekte birliğin genişlemesi konusunda açık bir destek vermekten kaçınıyor.

Anket sonuçlarına göre, yaş kategorileri ve birliğin yeni veya eski üyelerinin vatandaşları arasında da önemli farklılıklar görüldüğünü ortaya çıkardı.

Buna göre Avusturya, Almanya, Fransa ve Danimarka vatandaşları, AB’nin yeni bir alımına soğuk bakarken Polonya ve Romanya gibi ülkelerin vatandaşları bu genişleme konusunda daha istekli görünüyor.

Anket sonuçları, AB ve Batı Balkan ülkeleri liderlerinin genişleme konusunda Brüksel’de tarihi bir karar verecekleri zirve öncesinde yayımlandı.

AB liderleri bu hafta sonu Ukrayna, Moldova ve Gürcistan ile tam üyelik müzakerelerine başlanıp başlanmaması konusunda karar verecek.

Toplam 10 ülke (7’si Batı Balkanlarda bulunan), 27 üyeli AB’ye girmek için resmi veya “potansiyel” aday olarak Brüksel’in kapısında bekliyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından genelde karışık mevzuat yüzünden yavaş işleyen tam üyelik süreci son dönemde AB’nin doğu bölgesinde jeopolitik gücünü artırma adına hız kazandı.

AB Komisyonu, geçen ay Ukrayna ve Moldova ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasını tavsiye etti. Bu konuda kesin kararı AB liderleri perşembe günü verecek.

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Kiev ile tam üyelik müzakerelerine başlanmasına karşı çıkarak, AB liderlerini veto hakkını kullanmakla tehdit ediyor. Orban dışında Slovakya Başbakanı Robert Fico yine Kiev ile AB arasında müzakerelerin başlatılmasına sıcak bakmadığını ifade etmişti.

ECFR anketine göre, AB vatandaşlarının yüzde 37’si Kiev’in üyeliğini desteklerken, yüzde 33’ü karşı çıkıyor.

Ankete katılanların yüzde 51’i Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu açıklarken, Batı Balkandaki aday ülkelere karşı çıkanların oranının çok daha düşük olduğu görüldü.

Buna göre AB vatandaşlarının yüzde 37’si Kosova’nın, yüzde 35’i Arnavutluk ve yine yüzde 35’i Sırbistan’ın üyeliğine karşı.

Ankete katılan 6 AB üyesi ülke içinde en fazla genişlemeye karşı çıkanlar ise Avusturya vatandaşları oldu.

Avusturya vatandaşlarının yüzde 53’ü hangi aday ülke olursa olsun yakın bir gelecekte AB genişlemesine karşı çıkarken, bu oranın Türkiye için yüzde 72’ye çıkması özellikle dikkat çekti.

Avusturyalı seçmenin yine yarısından fazlası Ukrayna ve Kosova’nın üyeliğine de karşı.

Ankete göre Romanya ve Polonya’daki seçmenler AB genişlemesine en fazla destek veren üyeler arasında ilk sırada.

Türkiye’nin üyeliğine en az Polonya karşı çıkıyor

Romanya vatandaşlarının sadece yüzde 29’u Ukrayna’nın üyeliğine karşı çıkarken, Polonya vatandaşlarının ise sadece yüzde 26’sı Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkıyor.

Ankete katılanların yüzde 45’ine göre, Ukrayna’nın katılımı “AB’nin güvenliği için tehdit oluşturma riski” içeriyor.

Yine ankete katılanların yüzde 39’una göre Kiev’in tam üyeliği AB ekonomisi için tehlike oluşturabilir.

Anket sonuçları, AB vatandaşlarının yakın bir gelecekte yeni üye kabulü konusunda çok istekli olmadığını ortaya koyuyor. Bu durum, AB’nin genişleme politikasının geleceği açısından önemli bir gösterge niteliğinde.

Anket sonuçlarına göre, AB vatandaşlarının Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkmasında en önemli faktörlerin başında ülkenin demokratikleşme sürecinin yetersizliği geliyor.

Ankete katılanların büyük çoğunluğu, Türkiye’nin insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi konularda AB standartlarına uymadığına inanıyor.

Ayrıca, AB vatandaşlarının bir kısmının Türkiye’nin İslami kimliği konusunda da endişeleri olduğu görülüyor.

Ukrayna’nın AB üyeliğine karşı çıkanların oranı ise daha düşük.