Ankara’nın Altındağ ilçesinde, iktidar partisine bağlı yerel yönetim ile belediye işçileri arasındaki gerilim fiziki şiddete dönüştü. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve belediye başkan yardımcıları, görüşmeye çağırdıkları belediye işçisi Muhammed Sadık Erdoğan’ı darbetti. Erdoğan, yaşadığı olayı videoyla kamuoyuna duyurdu. İddialar, Türkiye’de yerel yönetimlerde siyasal iktidarın işçilere ve sendikal örgütlenmeye yönelik tahammülsüzlüğünün vahim bir örneği olarak gündeme oturdu.
Bir Direnişin Anatomisi: Sendikadan İstifa Etmeyince İşten Atıldılar
Evrensel Gazetesi’nin haberine göre, Gelişmelerin arka planı 46 işçinin işten atılmasıyla şekilleniyor. Altındağ Belediyesi’nde çalışan Hizmet-İş Sendikası üyesi 46 işçi, sendikadan istifa etmeyi reddettikleri için işten çıkarıldı. Belediyenin, Hak-İş’e bağlı sendikanın toplu iş sözleşmesini de kabul etmemesiyle kriz büyüdü. İşçiler, belediye önünde direniş çadırı kurarak mücadelelerini görünür kılmaya çalıştı. Ancak iktidarın yereldeki temsilcisi olarak hareket eden Veysel Tiryaki, 11 Nisan’da çadıra bizzat müdahale etti. Ortaya çıkan görüntülere göre, Tiryaki burada sendika şube başkanı Recep Dere’ye yumruk attı. Bu görüntülerden sadece birkaç hafta sonra gelen yeni darp iddiası, belediyedeki yönetim anlayışını daha da tartışmalı hale getirdi.
Videolu Tanıklık: ‘Belediye Başkanı ve Yardımcıları Beni Dövdü’
Muhammed Sadık Erdoğan, Taşeron Belediye İşçileri Birliği (TABİB) adlı platformun sosyal medya hesabından paylaştığı videoda açıkça konuştu: “Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve başkan yardımcıları tarafından dövüldüm.” Erdoğan, yalnızca darp edilmediğini, aynı zamanda ölümle tehdit edildiğini de öne sürdü. Videoda yer alan ifadeler, hukukun askıya alındığı, siyasal ve yönetsel gücün mafyatik yöntemlerle işletildiği bir yönetim tarzının küçük ama simgesel bir örneği olarak kayda geçti.
Yasa Yerine Yumruk: Siyasal İktidarın İşçi Düşmanlığı
AKP’li Altındağ Belediyesi’nin tavrı, Türkiye’de yerel düzeyde de siyasal iktidarın işçi sınıfına ve sendikal örgütlenmeye olan düşmanlığının göstergesi olarak okunabilir. 2024 yerel seçimlerinden sonra Cumhur İttifakı’nın elinde kalmaya devam eden birçok belediyede benzer örnekler yaşanmakta. Ancak Altındağ’daki olay, doğrudan bir belediye başkanının fiziksel müdahalesi ve darp iddialarıyla farklı bir boyuta ulaştı.
Öte yandan, söz konusu olayın yargıya taşınıp taşınmayacağı, herhangi bir idari soruşturma başlatılıp başlatılmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak kamuoyunun beklentisi, yalnızca videolu beyanlarla geçiştirilemeyecek kadar ciddi olan bu iddiaların ivedilikle araştırılması yönünde.
İktidarın Sokak Tarzı: Düşünene, Direnene, Örgütlenene Yumruk
Altındağ’da yaşananlar, Türkiye’de siyasetin yerel ölçekte nasıl bir baskı rejimi olarak işlediğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Belediye yönetimi tarafından desteklenen bu baskı ortamı, sendikal haklar açısından da bir alarm niteliğinde. Çünkü mesele yalnızca bir işçinin darp edilmesi değil; aynı zamanda işçilerin direnme hakkının gasp edilmesi, sendikaların tasfiye edilmesi ve siyasal iktidarın eleştireni şiddetle bastırma stratejisidir.
Bu Ülke Artık Çadır Direnişine Bile Tahammül Edemiyor
AKP’li Altındağ Belediyesi’nin işçilere ve sendikaya yönelik saldırgan tutumu, Türkiye’de emek mücadelesinin ne denli baskı altında olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Muhammed Sadık Erdoğan’ın maruz kaldığı şiddet, yalnızca bir bireyin değil, sendikal örgütlenmenin bizzat kendisinin hedef alındığını gösteriyor. Bu olayın üstünün örtülmesi, yalnızca Altındağ’da değil, tüm ülkede sendikal hakların çöküşü anlamına gelecektir.
- NHY /: Evrensel Gazetesi
