Alevi ya da deÄŸil… Sana ne? Bize ne? Kime ne?

ErdoÄŸan, Sarıyer’de önce evet çadırını sonra da HAYIR çadırını ziyaret etti. Her iki çadırda da gayet nazik ve misafirperver ÅŸekilde karşılanan ErdoÄŸan, HAYIR çadırında vatandaÅŸlarla tartışmaya giriÅŸti. Bir vatandaÅŸ ErdoÄŸan’a 3. Köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesinin “Alevi yurttaÅŸları aşırı derecede üzdüğünü” belirtti. VatandaÅŸ eksik söyledi. Köprüye Yavuz Sultan Selim ismi verilmesi Alevi yurttaÅŸları sadece üzmemiÅŸ aynı zamanda da korkutmuÅŸtur.

Sultan I. Selim’in Alevi katliamı, Sünni Ä°slamcı ve milliyetçi tarihçiler tarafından da kabul edilmiÅŸ bir gerçektir. Söz konusu tarih kitaplarında ve makalelerde I.Selim’in Alevilerin tespit edilip gizli defterlere kaydedildiÄŸi ve 40 bin Alevinin kılıçtan geçirilip hapsedildiÄŸi sabittir. Bu kanlı tarih MaraÅŸ, Çorum, Sivas katliamlarıyla Alevilerin belleÄŸinde ne yazık ki her daim canlı tutulmuÅŸtur. ErdoÄŸan ve AKP’nin hem içeride hem OrtadoÄŸu’da izlediÄŸi mezhepçi politikalar, Gezi’de katledilen Alevi gençleri, Sivas katliamı davasının AKP iktidarı döneminde zamanaşımına uÄŸraması, darbe giriÅŸimi sonrasında devlet memurluÄŸu mülakatlarında adayın mezhebini ortaya çıkartacak ÅŸekilde soruların sorulması ve daha pek çok ÅŸey Alevilerin kaygılarının hiç de haksız olmadığının kanıtı.

“75 milyon”un CumhurbaÅŸkanı muhalefet liderine, vatandaÅŸa hakaret ediyor

Ancak iktidarın mezhepçiliÄŸinin en büyük örneÄŸini yine ErdoÄŸan’ın kendisi verdi. ErdoÄŸan etrafta onlarca silahlı korumalar eÅŸliÄŸinde vatandaÅŸla tartışmaya girdi, korumalar tartışmayı kameraya çeken insanları engellemeye çalıştı. Bu da yetmiyormuÅŸ gibi CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu’nun Alevi olmasını gündeme getirdi. Güya “bakın bir Alevi Ana muhalefet baÅŸkanı olabiliyor sorun yok” demeye getiriyordu, aynı çadırda aynı genel baÅŸkana “yalancı” diye hakaret eden, genel baÅŸkanını savunan kadına “sen de yalancısın” diyerek bir hakaret de ona savuran CumhurbaÅŸkanı…

Hızını alamadı Samsun’a gitti. Miting kürsüsüne çıktı orada da kaşıdı mezhep meselesini. Yine KılıçdaroÄŸlu’nun mezhebini gündeme getirdi. Daha önce de mitinglerde KılıçdaroÄŸlu’nun mezhebini gündeme getirip kitleye yuhalatmıştı. ErdoÄŸan konuÅŸmasında sitem eden vatandaşı mezhepçilikle suçlamaktan da geri durmadı.  Bu da baÅŸka bir alışkanlığı. Musul’da Sünnilerin kalması gerektiÄŸini söyledikten sonra gelen eleÅŸtirilere Irak ve Ä°ran’ı mezhepçilikle suçlayarak cevap vermiÅŸti.

Cumhurbaşkanından muhtara mezhepçi yöneticiye HAYIR!

KılıçdaroÄŸlu’nun mezhebinden sana ne, bize ne, kime ne? ErdoÄŸan’ın sözleriyle ana muhalefet partisi genel baÅŸkanı olan biri bile ikide bir mezhebinin gündeme getirilmesinden ve hakarete uÄŸramaktan kurtulamıyorsa, sıradan Alevi vatandaÅŸların korkmasından daha doÄŸal ne olabilir? Sonuçta yaÅŸanan diyalog da ErdoÄŸan’ın daha sonrasındaki söylemleri de köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesinin ne kadar mezhepçi bir tasarruf olduÄŸunu kanıtlamıştır. Referanduma giderken CumhurpatronluÄŸu rejim deÄŸiÅŸikliÄŸinin halkı nasıl bölüp parçalayacağının adeta küçük bir provası yaÅŸanmıştır. Partili olsun olmasın her devlet görevlisinin CumhurbaÅŸkanından muhtara kadar baÅŸlıca sorumluluÄŸu vatandaÅŸlar arasında mezhep, inanç, dil, ırk temelinde ayrımcılık yapmaktan uzak durmasıdır. Tarafsızlık yemini etmiÅŸ CumhurbaÅŸkanının tutumları ortadadır bir de partili olduktan sonra yapacaklarını varın siz düşünün!

Kaynak: Gerçek