Alevi Örgütleri: Tekçi, cinsiyetçi, asimilasyoncu eğitime hayır!

Zorunlu din dersine karşı bir araya gelen Aleviler, “Tekçi, cinsiyetçi, ötekileştirici, laik olmayan, bilimden uzak ve asimilasyoncu eğitime hayır” talebinde bulundu.

Alevi Örgütleri, okullarda zorunlu din dersi verilmesine karşı Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda “Demokrasi ve laiklik” mitingi düzenledi. Açıklamaya siyasi parti temsilcileri, Alevi örgütleri başkanları, Alevi dedeleri ve yüzlerce kişi katıldı. Açıklamada “Zorunlu din dersleri kaldırılsın, okul öncesi din dayatması kabul edilemez” ve “Eşit yurttaşlık hakkı tanınsın, diyanet lağvedilsin.Cemevleri ibadethanemizidir, dergahlarımızı istiyoruz, zorunlu din dersleri kaldırılsın” pankartları açılırken “Parasız, bilimsel anadilde eğitim”, “Halklara özgürlük inançlara özgürlük” dövizlerini taşıdı. “Açıklamaya katılanlar sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Tarikat cemaat istemiyoruz” sloganı attı. Miting Alevi sanatçıların seslendirdiği ezgilerle başladı.

‘Ayrımcılık derinleşiyor’

Seslendirilen şarkıların ardından mitinge katılan kurumlar adına hazırlanan ortak açıklama okundu. Demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü, adalet ve eşitliği isteyenlerin bugün Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Halklar ve inançlar kimlikleri, dilleri, kültürleri, inançları dolayısıyla asimilasyona uğruyor. Alevilerin bu ülkede maruz kaldığı zulmün fotoğrafı misali, devlet temsilcileri inançların kutsalına saldırarak, silahla fotoğraf vermekten geri durmuyor. Alevilerin inanç merkezleri olan Cemevleri ibadethane değil, ticarethane ve konut statüsü kapsamında tutulup Alevi inancına yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor” denildi.

‘Okullar gerici kuşatma altında’

Yaşanılan çağda evrensel değerlerle kuşatılıp bilim yuvaları haline getirilmesi gereken okulların gerici bir kuşatma altında olduğuna değinilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Eğitimin amacı bireyin kendi yeteneklerini keşfedip bunu geliştirmesini sağlayıp, düşünmeyi, sorgulamayı öğretmek, kendine güvenen bireyler yetiştirmektir. 1950’lerden itibaren okullarda seçmeli olarak uygulanan din dersleri, ABD destekli 12 Eylül faşist darbesinin şefleri tarafından hazırlanan 1982 Anayasası ile zorunlu hale getirildi. Darbe sonrası kurulan sağ iktidarlar, tekçi, asimilasyoncu, inkarcı, cinsiyetçi eğitim sistemi inşa edip bunun üzerinden yükseldiler. Yine tarikatçı vakıfların isteğiyle seçmeli dersler adı altında 4 tane daha dinsel içerikli ders, müfredatta zorunlu hale getirildi. Hükümet bununla da yetinmedi, 1-3 Aralık 2021’de Milli Eğitim Şura Toplantısında 4-6 yaşındaki anaokulu çocuklarına da din dersi verilmesi tavsiye edildi. Biz biliyoruz ki, karşı çıkmazsak bu sadece tavsiye karar olarak kalmayıp, 3 Mart’ta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kesinleşmiş olarak karşımıza çıkacak.”

‘Kararı geri çekin’

Alınan kararın, “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesine aykırı olduğuna yer verilen açıklamanın devamında “Başta Aleviler olmak üzere farklı inançta veya dini inancı olmayan milyonlarca insanın çocuklarının asimilasyonunu hedefleyen, aynı zamanda pedagojik anlamda da çocuğun sağlıklı gelişimine ket vuran bir karardır. 4-6 yaş arası çocuklara din dersi vermek, somut düşünme aşamasında olan çocuğun dünyasını soyut kavramlar ile alt üst etmektir ve insan haklarına aykırıdır. Hiçbir inanç küçük çocuklara empoze edilemez. Bu tavsiye kararı, 4-6 yaş arası çocuğun gelişim düzeyine, Evrensel Çocuk Hakları’na uygun olmadığı gibi laikliğe de aykırıdır. Çocuklar kimsenin siyasi malzemesi değildir. Çocuklar bu toplumun özneleridir. Millî Eğitim Şûrası kararını geri çekin” denildi.

‘Eşit yurttaşlık istiyoruz’

Her seviyedeki zorunlu din derslerinin, sözde seçmeli olanlar da dâhil kaldırılması gerektiğine yer verilen açıklamada, “Milli Eğitim Şuraları demokratik ve bağımsız bir danışma kuruluna dönüştürülmeli, bu kurullarda toplumun her kesimi temsil edilmelidir. Eğitim ile ilgili kararlar, bilim insanları ve pedagogların öncülüğünde, toplumun sosyolojik yapısını da dikkate alarak oluşan bağımsız kurullarca alınmalıdır. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur. Tekçi, cinsiyetçi, ötekileştirici, laik olmayan, bilimden uzak ve asimilasyoncu eğitime hayır! Bilimsel, demokratik, laik, anadilinde bir eğitim ve eşit yurttaşlık istiyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği istiyoruz!” ifadeleri kullanıldı.

‘Mücadeleyi büyütmeliyiz’

Eğitim Sen MYK üyesi Sinan Muşlu, AKP’nin iktidarda 20 yılını geçirdiğini belirterek, “AKP yıllarca toplumdaki sorunları bitirecekmiş gibi davranıp ama tüm sorunları derinleştirmiştir. Milli Eğitim artık tarikatlar ve Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından yönetilmektedir. Bizlere düşen bu sistemi onarmak değil tamamen değiştirmektir. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmeli, zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Ötekileştiren tüm halkaları görerek onlarla birleşerek mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.

3 Kkişi gözaltına alındı

Konuşmaların ardından çalınan müzikler eşliğinde halaylar çekildi. Etkinlik sonrası dağılan kitlenin arasından bulunan 3 genç “örgüt propagandası” yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı.

Ankara

Demokrasi ve Laiklik Buluşması kapsamında Ankara’daki yurttaşlar da Batıkent Meydanı’nda bir araya geldi.Yurttaşlar, 4-6 yaş grubu çocuklara din dersi önerisine karşı “Zorunlu din derslerine hayır. Karanlığa teslim olmayacağız” sloganları attı.Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Yenimahalle Şube ve Cemevi öncülüğünde yapılan eylemde, “Demokratik ülke laik eğitim istiyoruz” pankartı açıldı.

Burada konuşan PSAKD Yenimahalle Şube Başkanı Onur Şahin, demokrasinin, ekonominin, siyasetin, memleketin krizde olduğuna dikkat çekerek, “Eğitimde, sağlıkta, hukukta çöküş var. Geçinemeyen milyonlar, ekmek, adalet ve özgürlük istiyor” dedi.

‘Asimilasyon ve ayrımcılık devam ediyor’

Şahin, halkların ve inançların asimilasyon politikalarına maruz bırakıldığını belirterek, “Devlet temsilcileri inançların kutsalına saldırarak, silahla fotoğraf vermekten geri durmuyor. Alevilerin inanç merkezleri olan cemevleri ibadethane değil, ticarethane ve konut statüsü kapsamında tutulup Alevi inancına yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor” ifadelerini kullandı.

‘Zorulu din derslerine hayır’

Zorunlu din derslerine tepki gösteren Şahin, “Milli Eğitim Şura Toplantısında anaokulu çocuklarına da din dersi verilmesi tavsiye edildi. Karşı çıkmazsak 3 Mart’ta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kesinleşmiş olarak karşımıza çıkacak. Alınan bu karar, ’Çocuğun Üstün Yararı’ ilkesine aykırı olduğu gibi, milyonlarca insanın çocuklarının asimilasyonunu hedefleyen, aynı zamanda pedagojik anlamda da çocuğun sağlıklı gelişimine ket vuran bir karardır” diye belirtti.

Şahin, “Bu dersler toplumda inanç eksenli ayrımcılıkları yeniden üretirken mevcut medeni hukukun ve ceza hukukunun da altını oymaktadır. Kamu eğitimi adı altında İslam dinciliğinin devlet eliyle örgütlenmesidir” ifadelerinde bulundu.

Şahin, son olarak Alevilerin ortak taleplerini sıraladı.