Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Haziran 2025 tarihli “İşsizliğin Görünümü Raporu”nu yayımladı. Rapor, Türkiye’de işsizlik krizinin derinleştiğini ve geniş tanımlı işsizliğin son 137 ayın en yüksek seviyesinde olduğunu ortaya koydu.
Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı Yüzde 31
TÜİK’in 30 Haziran 2025’te açıkladığı Mayıs ayı Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarına dayanarak hazırlanan DİSK-AR raporuna göre, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı 12 milyon 606 bin kişiye ulaştı. Bu sayı, pandemi dönemindeki zirve olan Ocak 2021’deki 10,5 milyon işsizi geride bıraktı.
Aynı dönemde dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,4 olarak açıklanırken, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 31 düzeyinde ölçüldü. Bu oranlar, işgücü piyasasındaki görünmeyen derin yapısal sorunları yeniden gözler önüne serdi.
Bir Yılda 2,5 Milyon Yeni İşsiz!
DİSK-AR verilerine göre Mayıs 2024’te 10,1 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı, Mayıs 2025’te 12,6 milyona çıktı. Böylece bir yılda 2 milyon 472 bin kişi daha geniş tanımlı işsizler grubuna katıldı. Bu dönemde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 25,4’ten yüzde 31’e yükseldi.
Kadınlar İçin Durum Daha Vahim: Kadın İşsizliği Yüzde 40,8
Raporda öne çıkan bir diğer çarpıcı bulgu, kadın işsizliğinin erkeklere kıyasla çok daha yüksek seviyelerde seyretmesi oldu. TÜİK’in dört farklı işsizlik türünde de kadın işsizliği oranları erkeklerin çok üzerinde. Özellikle geniş tanımlı kadın işsizliği oranı yüzde 40,8 ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.
İşsizlerin Yüzde 85’i İşsizlik Ödeneği Alamıyor
DİSK-AR raporunda, sosyal güvenlik sisteminin zayıf noktaları da ele alındı. Rapora göre, işsizlerin yalnızca yüzde 15’i işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor. Bu durum, milyonlarca yurttaşın işsiz kaldığında hiçbir sosyal koruma ağına sahip olmadığını ortaya koyuyor.
Pandemi Dönemi Bile Geride Kaldı
DİSK-AR raporunda yapılan karşılaştırmalar, bugünkü işsizlik tablosunun pandemi döneminden bile daha kötü olduğunu gösteriyor. Ocak 2021’de geniş tanımlı işsiz sayısı 10,5 milyon ve oranı yüzde 29 iken, Mayıs 2025’te bu sayı 2 milyon 137 bin kişi daha fazla. Bu artış, sadece ekonomik krizlerin değil, aynı zamanda politik tercihlerle şekillenen yapısal sorunların da sonucu olarak değerlendiriliyor.
Neden Bu Kadar Yükseldi?
Rapora göre geniş tanımlı işsizliğin bu denli artmasının başlıca sebepleri şunlar:
- Zamana bağlı eksik istihdamın artışı
- Ümitsiz işsizlerin çoğalması
- İş aramayıp çalışmaya hazır olan potansiyel işgücündeki artış
- İş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanların yükselen sayısı
Bu unsurlar geniş tanımlı işsizliği sadece dar tanımlı göstergelerin çok ötesine taşıyor.
İşsizlik Derinleşiyor, Sosyal Kriz Büyüyor
DİSK-AR’ın Haziran 2025 raporu, Türkiye’deki istihdam krizinin geldiği noktayı bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Rakamlar, yalnızca ekonomik bir darboğazın değil, aynı zamanda sosyal bir krizin de eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Özellikle gençler ve kadınlar açısından işsizlik, yalnızca gelir kaybı değil, aynı zamanda yaşamdan dışlanma ve toplumsal yalnızlık anlamına geliyor.
Görünürde “düşen” dar tanımlı işsizlik oranlarıyla başarı hikâyeleri yazılmaya çalışılsa da, DİSK-AR’ın verileri geniş halk kesimleri için bu başarı öyküsünün hiçbir karşılığı olmadığını ortaya koyuyor.