10 Ekim Katliamı’nın 10. Yılında Ankara’da Anma: “Gerçek Adalet ve Barış İçin Mücadeleyi Sürdüreceğiz”

Ankara — Türkiye tarihinin en büyük sivil katliamlarından biri olan 10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden on yıl geçti. Katliamda yaşamını yitiren 104 kişinin anısı, Çankaya’daki İkizler Parkı’nda düzenlenen anma programıyla bir kez daha yaşatıldı.

Siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri, katliamda yaralı kurtulanlar ve hayatını kaybedenlerin ailelerinin katıldığı programda, “104 Barış Güvercini” pankartı açıldı, yaşamını yitirenlerin fotoğrafları parkın farklı noktalarına asıldı. Katliamın anısına fidan dikimi yapılırken, saygı duruşuyla başlayan etkinlik gün boyu süren panel ve konuşmalarla devam etti.

“Yargı, IŞİD’in suçlarını görmezden geldi”

Anma kapsamında konuşan Avukat İlke Işık, katliamın hukuki sürecine değinerek, Türkiye yargısının IŞİD’in işlediği insanlığa karşı suçları görmezden geldiğini söyledi.

2019’da açılan davanın ilk kez “insanlığa karşı suçlar” kapsamında yürütüldüğünü hatırlatan Işık, şunları ifade etti:

“Katliamı gerçekleştiren IŞİD idi. Kadınları köleleştiren, Ezidileri, Kürtleri ve pek çok halkı katleden bir örgütle hesaplaşmak istedik. Ancak Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2024 yılında sanıkları insanlığa karşı suçlardan beraat ettirdi. Bu karar, devletin 2015’te ‘öfkeli çocuklar’ diyerek IŞİD’i küçümseyen yaklaşımıyla aynı çizgidedir.”

Işık, davada 10 sanığa 101 kez ağırlaştırılmış müebbet verildiğini, toplam 19 sanığın tahliye edilmediğini hatırlatarak, bunun Türkiye’deki diğer IŞİD yargılamalarıyla kıyaslandığında tek istisna olduğuna dikkat çekti.

“Katliamın tüm sorumluları yargılanmalı”

İlke Işık ayrıca, yalnızca IŞİD militanlarının değil, katliamın gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunan devlet yetkililerinin de hesap vermesi gerektiğini vurguladı:

“Antep Valisi iken bugünün İçişleri Bakanı olan Ali Yerlikaya’dan Ankara’daki istihbarat yetkililerine kadar zincirleme bir sorumluluk söz konusu. Bu deliller herkesin bildiği ama mahkeme kararlarına yazmaya cesaret edilemeyen gerçeklerdir. Biz bu sorumlular yargılanana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”

“Unutturmama sözü verdik”

10 Ekim Barış Derneği Eşsözcüsü Mehtap Sakinci, anmanın yalnızca adalet talebi değil, aynı zamanda hafızayı diri tutma mücadelesi olduğunu belirtti:

“Yaşamını kaybedenleri unutturmamakla ilgili verdiğimiz söz, en önemli sorumluluğumuzdur. Bu nedenle bugün buradayız. Katliamı hafızalardan sildirmemek, verdiğimiz en temel sözlerden biridir.”

Barış talebinin yıllardır sindirilmeye çalışıldığını ifade eden Sakinci, “Ama biz ısrarla bu talepleri gündeme getirmeye devam edeceğiz. Son nefesimize kadar gerçek adalet isteyeceğiz” dedi.

“Devletin barış korkusu”

Katliamda yaralanan Can Ateş, anılarından söz ederek dayanışmanın önemine işaret etti. Katliamda yakınını kaybeden DEM Parti PM üyesi İhsan Seylan ise sürecin siyasi boyutuna dikkat çekti:

“7 Haziran 2015 seçimlerinde iktidar ilk kez sarsıldı. O yenilgiyi hazmedemeyenler bir dizi katliama imza attı. 10 Ekim bu sürecin finaliydi. Barış için toplanan insanlar hedef alındı.”

Seylan, barış bayraklarının katledilenlerin üzerini örttüğünü hatırlatarak, “Gerçek barışın yolu mutlaka 10 Ekim’den geçer” dedi.

“Bu barışı mümkün kılacağız”

DEM Parti Milletvekili Sevilay Çelenk ise kayıpların anısını selamlayarak, “Adalet bu ülkede mümkün olmasa da biz dayanışmamızla barışı mümkün kılacağız” diye konuştu.

Katliamın gölgesi ve adalet mücadelesi

10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde düzenlenen Barış Mitingi’ne yönelik IŞİD saldırısında 104 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlercesi yaralanmıştı. Aradan geçen 10 yılda açılan davalar, yalnızca IŞİD üyelerinin yargılanmasıyla sınırlı kaldı. Aileler, sivil toplum ve demokratik kurumlar ise devletin sorumluluğunu hatırlatarak gerçek adalet talebini sürdürüyor.

  1. yılanması, bu mücadelenin hâlâ canlı ve örgütlü biçimde sürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.

  • NHY/ MA (Mezopotamya Ajansı)