Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 10. Yargı Paketi, çocukların cezaevinde tutulma koşullarını ağırlaştıran düzenlemeleriyle tartışma yarattı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, açık cezaevinde bulunan çocukların kapalı cezaevlerine gönderilmesine ilişkin düzenlemeye karşı çıktı. Adalet Bakanlığı yetkilileri ise bu uygulamayı firar gerekçesiyle savundu.
DEM Parti: Sorunu Çözmüyor, Derinleştiriyor
Komisyonda söz alan DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın, yasa teklifindeki “suça sürüklenen çocuk” ve “suçlu çocuk” gibi kavramların yerine Birleşmiş Milletler çocuk adalet sisteminin benimsediği “kanunla ihtilaflı çocuk” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağını belirtti. Çocukları cezalandırıcı değil koruyucu politikaların merkeze alınması gerektiğini vurgulayan Altın, “Çocukları suça iten sosyal ve ekonomik sebepler ortadan kaldırılmadan cezai yaptırımların artırılması caydırıcı olmaz” dedi.
Altın, düzenlemenin çocukların kapalı cezaevine alınmasını öngörmesinin, çocukların psikolojik ve sosyal gelişimini tehdit ettiğini belirterek, “Bir çocuğun 5 gün bile cezaevinde tutulması, onun geleceğini, kimliğini ve ruhsal sağlığını etkiler. Kapalı cezaevleri, çocuklar için güvenli yerler değildir; akran zorbalığı ve cinsel istismara açık alanlardır” dedi.
Bakanlık: Firar Riski Gerekçesiyle Kapalı Cezaevi
DEM Parti’nin talebiyle komisyona katılan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Fatih Güngör, düzenlemeyi çocukların firar ettiği gerekçesiyle savundu. Güngör, açık cezaevinde bulunan çocukların okuldan sonra cezaevine dönmeyip ailelerinin yanına gittiğini belirtti. Son 5 ayda 194 çocuğun bu şekilde firar ettiğini kaydeden Güngör, bu durumun güvenlik riski oluşturduğunu ileri sürdü.
Ancak DEM Parti milletvekilleri, 4 bin 291 çocuğun açık cezaevlerinde bulunduğu göz önüne alındığında, firar oranının çok düşük olduğunu, bu nedenle getirilen düzenlemenin ağır bir uygulama olduğunu ifade etti.
Çocuk Cezaevleri: Hak İhlallerinin Merkezinde
Çocukların kapalı cezaevlerine gönderilmesinin ailelerinden uzak kalmalarına ve sosyal bağlarının kopmasına yol açtığını belirten Altın, bu uygulamanın Anayasa’ya, Pekin Kuralları’na ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu vurguladı. Altın, “Çocuğu toplumdan uzaklaştırarak değil, toplumla bağını güçlendirerek yeniden kazanabiliriz. Aksi takdirde cezaevleri çocukları ‘profesyonel suçluya’ dönüştüren alanlar haline gelir” dedi.
Cezaevlerinde çocuklara yönelik herhangi bir rehabilitasyon ya da eğitim programının uygulanıp uygulanmadığına ilişkin soruları da gündeme getiren Altın, “Çocukları kapatıyorsunuz ama nasıl bir eğitim veriyorsunuz? Cezaevinden eğitim evine geçişte ne gibi psikososyal hazırlıklar yapıyorsunuz?” diye sordu.
Cezaevi Koşulları ve Aileden Uzaklaştırma Eleştirisi
Güngör, Türkiye’de 9 çocuk kapalı cezaevi bulunduğunu, çocukların bu cezaevlerinde ayrı odalarda tutulduğunu ve aileleriyle görüntülü görüşme imkânlarının sağlandığını belirterek eleştirilere yanıt verdi. Ancak DEM Parti milletvekilleri, aileden uzak yerlerde cezaevine gönderilen çocukların zaten travmatik bir sürece girdiğini, görüntülü görüşmenin bu sorunu telafi edemeyeceğini dile getirdi.
Altın, Bakanlık yetkililerinin yaklaşımında çocukların “suç makinesi” gibi değerlendirildiğini ve bu zihniyetin çocuk adalet sistemine zarar verdiğini belirterek, “Cezaevine kapatmak çözüm değil, sorun yaratıyor. Bu düzenleme geri çekilmeli” ifadelerini kullandı.
Komisyonda ilgili maddeler aleyhine verilen tüm önergeler AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Yoksulluk ve Anneleriyle Tutulan Çocuklar da Gündemde
Öte yandan, Türkiye cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan çok sayıda küçük çocuk ve suça sürüklenmiş çocukların önemli bir kısmının derin yoksulluk, sosyal dışlanma ve eğitim sisteminden kopma gibi nedenlerle ceza sistemine girdiği gerçeği, bu düzenlemeyle görmezden geliniyor. Uzmanlar ve hak örgütleri, bu çocukların cezalandırılmak yerine desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.
- NHY / MA