Van Mitingi: CHP’den “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” Çıkışı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Van’da gerçekleştireceği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi öncesinde yaptığı açıklamalarla hem Silivri Cezaevi’ne gönderme yaptı hem de Van’dan Türkiye geneline önemli mesajlar vereceklerinin sinyalini verdi. Ancak tüm bu açıklamaların ardında, hem iktidarın baskı siyasetine karşı duyulan derin kaygı hem de muhalefetin, giderek daralan demokratik alanı yeniden açma çabası okunuyor.

Van Ferit Melen Havalimanı’na iniş yapan Özel, gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Yüreğimizin bir kısmını İstanbul’da, Silivri’de bırakıp buraya geldik” dedi. Bu söz, hiç kuşkusuz, hukuksuz bir şekilde tutuklanan Ekrem İmamoğlu’na ve genel olarak siyasallaşmış yargı mekanizmalarının gölgesine bir işaret olarak okundu. Hatırlanacağı üzere İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından yetkisiz biçimde diploması iptal edildikten sonra sabaha karşı evinden gözaltına alınmış, 23 Mart’ta ise delilsiz ve yalnızca gizli tanık ifadelerine dayalı bir iddianameyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

CHP lideri Özgür Özel bu bağlamda, Van’daki mitingin yalnızca bir bölge etkinliği değil, aynı zamanda tüm ülkeye yayılan bir demokrasi çağrısı olduğunun altını çizdi: “Bugün Van’da hem bundan sonraki süreç için hem içinde bulunduğumuz ve mücadele ettiğimiz darbe süreci için önemli mesajlar vereceğiz” dedi. “Darbe süreci” ifadesi, seçimle gelen iradeye yönelik yargı ve idari müdahalelere işaret eden Özel’in son dönemde sıklıkla kullandığı bir kavram. Bu durum, iktidarın kayyum ve yargı yoluyla uyguladığı vesayet siyasetine karşı CHP’nin giderek daha sert ve sistem eleştirisi düzeyine varan bir dil kullandığını da ortaya koyuyor.

Özel, PKK’nın son kongresiyle ilgili bir soruya ise cevap vermeyerek, bu tür politik içerikli açıklamaların miting alanında yapılacağını ifade etti. Bu yaklaşım, miting alanını yalnızca kitlesel bir gösteri yeri değil, aynı zamanda siyasi bir kürsü olarak kurgulayan bir stratejiyi işaret ediyor.

Van’da Olağanüstü Güvenlik: “Kimin Korkusu Bu?”

Öte yandan, CHP’nin mitingi öncesinde Van’da alınan olağanüstü güvenlik önlemleri, siyasal iklimin gerginliğini gözler önüne serdi. Özel’i taşıyan uçağın inişi öncesi Van Emniyet Müdürü Murat Mutlu’nun bizzat denetim yaptığı, konvoyun sinyal kesici araçlarla korunduğu ve kalınacak otelin çevresinin trafiğe kapatıldığı görüldü. Miting meydanı bariyerlerle çevrildi, otelin önünde TOMA konuşlandırıldı. Bu kadar sıkı önlemin nedeni sorulmalı: Kim neden korkuyor? Barışı, eşitliği ve demokrasi talebini dile getiren muhalefet liderlerinden mi, yoksa halkın iradesinden mi?

Bu tablo, Türkiye’de siyasal muhalefetin nasıl bir atmosferde yol almaya çalıştığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Her demokratik çıkışta “terör” imasıyla bastırılan seslerin, her halk buluşmasında polis ablukasıyla sindirilmeye çalışılan mitinglerin, artık olağanlaştırıldığı bir siyasi zeminde muhalefetin “millet iradesi” vurgusu, salt retorik değil, aynı zamanda bir direnme biçimi olarak okunmalı.

Silivri’den Van’a Uzanan Mesaj

CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi, yalnızca Van’a değil, Türkiye’nin dört bir yanına hitap ediyor. Bir yanda seçimle gelen belediye başkanlarının kayyumlarla görevden alınması, diğer yanda muhalefet figürlerinin kriminalize edilerek susturulmaya çalışılması… Van’daki miting, tüm bu gelişmelere karşı bir “demokratik karşı koyuş” olarak sahneye çıkıyor.

Silivri’den Van’a uzanan bu siyasi hatta, sadece bireylerin değil, halkın temsil hakkının da tutsak edildiği bir düzenle yüzleşiyoruz. Özgür Özel’in Van’dan yaptığı çağrı, bu tutsaklığa karşı ortak bir itirazın habercisi olabilir.

  • NHY /ANKA Haber Ajansı