Türkiye Katar yakınlaşması devam ediyor…

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve bazı Arap ülkeleri Katar’a Körfez’i 800 gün boyunca kapadı. Bu politik hamlenin arkasındaki itici güç, Suudi Prens Muhammed bin Salman vardı. Boykotun sona ermesi için ileri sürülen şartların başında Katar’da 2016 yılında açılan Türk askeri üssünün kapatılması geliyor.

Katarlı Amir Tamim bin Hamad bu talebi ret etmekle kalmadı, sonbaharda ikinci bir Türk askeri üssünü Erdoğan ile açmaya hazırlanıyor.

Şu anda Katar çölünde yaklaşık 3000 Türk askeri görev yapıyor. Gelecekte bu sayının 5.000’e kadar çıkması bekleniyor.

Ankara, Doha’nın bölgedeki en önemli ortağı

Türk ordusunun varlığının genişlemesiyle birlikte Doha ve Ankara Ortadoğu’ya açık sinyaller veriyor:

Erdoğan, Türkiye’de azalan desteğine ve ekonomik krize rağmen, Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisini artırma planları yapıyor. Körfez’de ABD, İran geriliminin giderek artmasından dolayı da bölgede bulunmak istiyor.

Diğer yandan, Emir Tamim, Suudi Arabistan tarafından başlatılan ablukadan etkilemediğini göstermekte kararlı. Riyad’ın talep ettiği gibi Doha merkezli haber kanalı Al Jazeera’yı kapatmak niyetinde değil ve Erdoğan ile olan ittifakını pekiştirmekte kararlı.

2017 yılının Haziran ayında başlayan ablukadan bu yana, Katar ve Türkiye siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerini istikrarlı bir şekilde artırdı. Ankara, bölgedeki yalıtılmış körfez emirliğinin en önemli ortağı oldu.

Aralık 2017’de, her iki ordu Katar’da ortak bir komuta merkezi açtı. Aynı zamanda iki ülke, Somali ve Libya’da kader birliği yapıyor. Bu kriz bölgelerinde aktif yer alarak çeşitli İslami milisleri destekliyor. İki ülkenin birlikte gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar de bu iş birliğinin diğer bir göstergesi.

Ayrıca, artan turizm gelirleri ve Katar’ın çok sayıda Türkiye de yapmış olduğu yatırımları var. Ankara’ya göre, bu yılın ilk dört ayında 30.000’den fazla Katar vatandaşı Türkiye’yi ziyaret etti.

Fas ve Ürdün’deki hükümdarlar Suudi Arabistan’dan uzaklaşıyor

Suudi Prens Muhammed bin Salman, Ankara ve Doha hükümetlerini Müslüman Kardeşler örgütü ile ittifak içinde olmakla suçluyor. Bu ittifakın, mümkün olduğu kadar çok sayıda Arap ülkesinde mevcut rejimleri devirmek, İslami rejimler kurmaya çalışmakla suçluyor. Buna karşılık, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği baskıcı Arap rejimlerine destek vererek Türkiye ve Katar’ın önünü kesmeye çalışıyor. Örneğin Sudan’daki güç mücadelesinde orduya destekleyerek burada Türkiye’nin etkisini azaltmaya çalışıyorlar.

Diğer yandan, birçok Arap hükümeti Erdoğan ve Tamim’in dış politikası konusunda endişeli olduklarını saklamıyorlar. Ancak aynı zamanda, Katar karşıtlığı ile bilinen Suudi Perensin eylemlerinin yanlış olduğunu da görüyor ve giderek Suudilerden uzaklaşıyorlar. Fas ve Ürdün kralları, Muhammed VI. ve Abdullah II, son aylarda Riyad’tan açıkça uzaklaştı.