Cinayetten önceki kritik saatlerde bilgi paylaşan Gürsel Horat, “Tolgahan da Sinan’la yakındı, aynı camiadandık” dedi; Demirbaş ise “Sadece isim olarak tanırım” diyerek kendini savundu.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetine ilişkin süren soruşturmada yeni ifadeler, davadaki çelişkileri ve ilişkiler ağını bir kez daha gözler önüne serdi. Ankara’da işlenen bu siyasi suikastın ardından hazırlanan iddianamede yer alan bilgiler, cinayete giden sürecin sadece tetikçilere değil, aynı zamanda bilgi akışını sağlayan siyasi çevrelere de uzandığını ortaya koyuyor.
Kişisel Bilgileri Kim Paylaştı?
Soruşturmanın kilit isimlerinden biri olan dönemin MHP Çubuk İlçe Başkanı Gürsel Horat, ifadesinde Tolgahan Demirbaş’ın kendisini 15 Mart 2021’de arayarak Sinan Ateş’in uçuş bilgilerini sorduğunu, kendisinin de ekran görüntüsü alarak bu bilgileri ilettiğini söyledi. Havalimanında çalışan Horat, Ateş’in gideceği yeri, saatini ve potansiyel geçeceği güzergâhları dahi paylaştığını kabul etti.
Savunmasında dikkat çeken bir başka unsur ise, bu bilgileri paylaşırken herhangi bir “aleyhte işlem” yapılacağına inanmadığını söylemesi oldu. Horat, “Tamamen iyi niyetle” kişisel verileri paylaştığını iddia ederken, Ateş’in yanında silah taşıdığı ve bu yüzden bekletileceği yönünde bilgi vererek aslında hedef alınmasına doğrudan katkı sağlayan ifadelerde bulundu.
Camia İçinde Ama Ayrı Yorumlar
Horat’ın “Tolgahan da Sinan’la çok yakındı” iddiasına karşın Tolgahan Demirbaş, mahkemedeki savunmasında Sinan Ateş’i “yalnızca camiadan isim olarak tanıdığını” belirtti. Bu açık çelişki, davadaki tanık ve sanıklar arasında anlatıların örtüşmediğini ve olayın üzerindeki sis perdesinin henüz tam anlamıyla aralanmadığını gösteriyor.
Demirbaş, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmış ve Sinan Ateş’le aynı ideolojik geçmişi paylaşan bir isim olarak, bilgi talep ettiği iddiasını da yalanlamıştı. Ancak Horat’ın ayrıntılı ifadesi, Demirbaş’ın cinayet öncesi süreçte aktif bir rol oynadığına dair güçlü şüpheler yaratıyor.
Pankartlar ve Tehdit İmasında Bulunulan Detaylar
Horat’ın açıklamalarında bir diğer önemli nokta ise, “pankart asılacağı” bilgisinin onu kuşkulandırdığına dair beyanıydı. Ülkü Ocakları camiasında birine pankartla karşı çıkmanın genellikle aleyhte ve tehditvari içerikler taşıdığı biliniyor. Bu da, Sinan Ateş’in cinayetten önce hedef haline getirildiği yönündeki yorumları kuvvetlendiriyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Horat, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç ve Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu hakkında “kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçundan 2’şer yıldan 4’er yıla kadar hapis cezası istendi.