Şeffaflık Derneği araştırması: Türkiye’nin dörtte üçüne göre yolsuzluk arttı

Uluslararası Şeffaflık Derneği, “Türkiye’de Yolsuzluk: Neden? Nasıl? Nerede?” adlı araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Derneğin 14-17 Ocak tarihlerinde KONDAAraştırma şirketi aracılığıyla gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına 2 bin 780 kişi katıldı.

Araştırma, Türkiye’de yolsuzluğun hangi kurumlarda ve kamunun hangi alanlarında yaygın olduğu, hükümetin bu konudaki performansı ve seçmen tercihlerine ilişkin temel bulguları içiyor.

‘Güven bunalımının göstergesi’

Çalışmanın bulgularına göre Türkiye’de her dört kişiden üçü son iki yılda yolsuzluğun arttığı görüşünde. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 16’sı yolsuzluğun arttığı yargısına katılmıyor.

Araştırmaya göre, yolsuzlukla mücadele edileceği ve bu gidişatın tersine döneceği konusunda da bir umutsuzluk söz konusu. Türkiye’de üç kişiden ikisi gelecek iki yıl içinde yolsuzluğun artacağını düşünüyor.

Çalışmadan çıkan sonuçlar şöyle:

Yolsuzluk seçmen tercihlerinde etkili

Gelecek yıl Türkiye’de seçim olacağını düşünüldüğünde yolsuzluğun seçmen tercihlerine göre dağılımı daha da önem kazanıyor. Toplumun %79’unun partisi hakkındaki yolsuzluk iddialarının oy tercihi üzerinde etkili olacağını belirtmesi göreceli olarak umut vaat eden alanlar arasında.

Çalışmanın bulguları, iktidar ve muhalefet partilerinin seçmenleri arasında  gözle görülür bir farka işaret etse de iktidar ortaklarına oy verenlerin arasında da yolsuzluğun arttığı fikri yaygınlaşıyor. AKP seçmeninin yüzde 44’ü, MHP seçmeninin yüzde 63’ü son iki yılda yolsuzluğun arttığını düşünüyor. Bu oran CHP seçmenleri arasında yüzde 97, İYİ Parti seçmenleri arasında yüzde 91, HDP seçmenleri arasında ise yüzde 92.

Toplumun yüzde 60’ı ise hükümeti yolsuzlukla mücadele konusunda başarısız buluyor. İYİ Parti seçmeninin yüzde 91’i, CHP seçmeninin yüzde 86’sı, HDP seçmeninin yüzde 85’ine göre hükümet yolsuzlukla mücadelede başarısız. Bu oran MHP seçmeninde yüzde 46, AKP seçmeninde ise yüzde 19’a düşüyor. Adı yolsuzluk iddialarına karışmış herhangi bir partiye oy verme eğilimi üniversite mezunlarında oldukça az ancak eğitim seviyesi azaldıkça, hayat tarzı muhafazakârlaştıkça ve dindarlık seviyesi arttıkça bu eğilimde de bir artış ortaya çıkıyor.

10 kişiden sekizi ‘Yolsuzlik iddiası oy tercihimi etkiler’ diyor

Toplumdaki her 10 kişiden 8’i, bir yolsuzluk iddiasının gelecek seçimdeki oy tercihini kısmen veya kesinlikle etkileyeceğini söylerken bu konudaki en büyük kırılım seçmen davranışlarında yaşanıyor. Kararsızlar yolsuzluğa karşı en net tavrı sergileyen seçmen kümesi olarak dikkat çekiyor. Kararsızların %94’ü oy verdikleri parti hakkındaki yolsuzluk iddiasının, oy tercihlerini “kesinlikle” veya “kısmen” etkileyeceğini söylüyor. Liderine güvendiği
partiye oy verenlerin ve büyük bir çoğunluğunu AKP ve MHP seçmeninin oluşturduğu ‘Liderci’ler ise yolsuzluk iddiasından oldukça az etkilenecek gibi gözüküyor.

Z Kuşağı Etkisi

Gençlerin ve öğrencilerin yolsuzluk karşısında tavrı oldukça net. 15-17 yaş arasında bulunan ve henüz oy vermek için sandığa gitmemiş gençlerin %88’i, 18-32 yaş arasında bulunan gençlerin ise %83’ü, oy verecekleri parti hakkında çıkacak olası bir yolsuzluk iddiasının sandıkta verecekleri karar üzerinde kesinlikle veya kısmen etkili olacağını söylüyor.
Yine 18-32 yaş aralığında bulunan gençlerin %76’sı son iki yılda yolsuzluğun arttığını, %67’si önümüzdeki iki yıl içinde artacağını düşünürken, %62’si de hükümeti başarısız buluyor.

Memura hediye-bahşis

Toplumun ortak paydalarda buluştuğu konuların başında ‘Bir devlet memuruna hediye (ya da bahşiş) vermek yolsuzluktur.’ düşüncesi yer alıyor. Toplumun %77’i, ortalama her 10 kişiden 8’i bunun yolsuzluk olduğunu düşünüyor. Eğitim seviyesi arttıkça, hayat tarzı modernleştikçe ve ve dindarlık azaldıkça, bu durumunu yolsuzluk olduğunu düşünenler artıyor.

Yolsuzlukla karşılaşanlar suskun

Toplum genelinde yolsuzluğa dair fikirler ve algılar oldukça fazla olsa da bir şekilde kendisi veya bir tanıdığı usulsüz ödeme yapan veya yapmak zorunda kalan veya dolaylı yoldan böyle bir durumu yaşayıp yaşamadığı sorusuna toplumun %89,5 gibi çok büyük bir bölümü cevap vermiyor. Yolsuzlukla karşılaştığını belirtenlerin oranı ise %11 civarında.

Toplumun bu soruda büyük ölçüde sessiz kalmasının düşünce özgürlüğü üzerindeki baskılarla ilgili olduğu düşünülmektedir. Yolsuzlukla karşılaşmasına rağmen şikâyette bulunmayanların %53’ü yasal şikâyette bulunmanın bir faydası olmayacağını düşündükleri için, %32’si de ihtiyaç duymadıkları için şikâyette bulunmadıklarını söylüyor. Geri kalanların ise
%10’u olumsuz bir tepki almaktan çekiniyor. Bu bize toplumun önemli bir çoğunluğunun, yolsuzluğa ilişkin şikâyet ve itiraz yollarının kapalı olduğunu düşündüğü gösteriyor.

İhaleler ve cezasızlık en önemli neden olarak görülüyor

Yolsuzluğun yaygınlaşmasının nedenleri sorulduğunda, “yolsuzluğun cezasız kalması” %80, “ihale sistemleri” %80, “kamu kurumlarında şeffaflığın ve hesap verebilirliğin olmaması” %77, gibi etkenlerin ilk sıralarda sayılması güven bunalımının en çarpıcı göstergelerinden biridir. Bu oran giderek yaygınlaşmakta olan dokunulmazlık ve cezasızlık kültürünün toplumu sürüklediği güven bunalımına ve umutsuzluğa dair çarpıcı bir veri
olarak göze çarpmaktadır. Büyük yolsuzluk skandallarının soruşturulmaması, aksine bu skandalları gündeme getiren kamu görevlilerinin ya da gazetecilerin cezalandırılması, hukuk devleti ilkesinin önemli ölçüde zedelenmesine ve cezasızlık kültürünün yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde “siyaset ve sermaye ilişkisi” %76, devlet görevlilerinin dokunulmazlıkları” %76, “basın özgürlüğü yetersizliği %71, ve “kamudaki maaşların yetersiz olması” %43, gibi etkenlerin de oldukça yüksek oranlarla sıralanmış
olması güven bunalımının siyaset, iş dünyası, medya ve yargı dörtgeninde yoğunlaştığını göstermektedir.

En çok hangi alanlarda yolsuzluk var?

Toplumun %82 gibi büyük bir çoğunluğu siyasi partilerin yolsuzluğa bulaşmış olduğunu düşünüyor,  bunu yerel yönetimler, kamu kurumları ve medya takip ediyor.

Kamu kurumları sorulduğunda ise toplumun %57’si gümrük ve dış ticareti, %53’ü vergi dairelerini, %53’ü ise ruhsat ve imar işlemi yapan kurumları kamuda en çok yolsuzluk yapılan alanlar olarak işaret ediyor. Bu üç alanı %47 ile tapu daireleri, %44 ile yargı, %43 ile hazine ve para politikaları, %40 ile eğitim takip ediyor.

Toplumun görece daha çok güvendiği alanlar ise dini kurumlar, diyanet, sağlık, emniyet ve iç güvenlik. Toplumun üçte bir bu kurumlar ve alanlarda yolsuzluk yapıldığını düşünüyor. Toplumun sadece yüzde 17’si orduyu, kamuda en çok yolsuzluk yapılan alanlardan biri olarak gösteriyor.

Toplumun %85 i ihaleleri en çok yolsuzluk yapılan işlemler olarak görürken, bunu gümrük işlemleri %83, ve imar ve ruhsat işlemleri, %82 ile takip ediyor.

Sonuç

Şeffaflık Derneği’nin araştırmasında şu sonuca varılıyor:

“Araştırmamızın bulguları Türkiye’deki yolsuzluğun hızla artış eğiliminde olduğu ve temel hak ve özgürlükler ile demokrasinin işleyişine yönelik somut bir tehdit haline geldiğine işaret etmekte. Ülkedeki sosyal, politik ve ekonomik istikrarsızlığın yanı sıra, kamuoyu araştırmalarının da gösterdiği gibi, yolsuzluk hem özel sektör hem de kamuoyu için kritik bir düzeye ulaşmış durumda.”