Bütçe giderlerindeki artışta hem deprem hem de seçim harcamalarının etkisi büyük olduğu için yeni vergilerin kaçınılmaz olduğu ve 28 Mayıs sonrası bütçe açığını kapmak için vergilerde artışa gidilebilir…
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin ardından, hükümetin bütçe açığını kapatmak için yeni vergi artışlarına gidebileceği iddia ediliyor. Yılın ilk dört ayında deprem ve seçim harcamaları nedeniyle 382 milyar TL’ye ulaşan bütçe açığı, vergi gelirlerinin yetersiz kalmasıyla daha da büyüyebilir.
Bütçe açığı rekor kırdı
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, Nisan 2023’te bütçe açığı 132,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu, 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 584’lük bir artış anlamına geliyor. Bütçe giderleri ise yüzde 97,4 artarak 400,5 milyar TL’ye yükseldi. Bütçe gelirleri ise yüzde 63,3 artışla 268 milyar TL oldu.
DW’nin haberine göre, bütçe giderlerindeki artışta hem deprem hem de seçim harcamalarının etkisi büyük oldu. Özellikle faiz dışı giderler yüzde 87,5 arttı. Seçim öncesi hükümetin vatandaşlara yönelik verdiği destek ve teşvik paketleri de bütçeye yansıdı.
Bütçe gelirlerindeki artışta ise vergi gelirleri önemli bir rol oynadı. Vergi gelirleri yüzde 70,8 artarak 223,4 milyar TL oldu. Dahilde alınan Katma Değer Vergisi (KDV) gelirleri yüzde 148,7, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirleri yüzde 78,6, ithalde alınan KDV gelirleri ise yüzde 29,4 arttı.
Yeni vergiler kaçınılmaz mı?
Bütçe açığının bu kadar büyük olması, seçim sonrasında yeni vergi artışlarının gündeme gelebileceği endişesini doğuruyor. Zira bütçe açığının finansmanı için borçlanma yapmak da faiz oranlarının yüksek olduğu bir ortamda sürdürülebilir değil.
Bu nedenle hükümetin bütçe dengesini sağlamak için yeni vergi kaynakları arayabileceği belirtiliyor. Bu vergilerin ise dolaysız vergilerden ziyade dolaylı vergiler üzerinden alınması bekleniyor. Dolaylı vergiler, mal ve hizmetlerin fiyatlarına eklenen ve tüketiciler tarafından ödenen vergilerdir. KDV, ÖTV ve Özel İletişim Vergisi bunlara örnek olarak verilebilir.
Dolaylı vergilerin artması ise enflasyonu tetikleyebilir. Zira mal ve hizmetlerin fiyatları arttıkça tüketici enflasyonu da yükselir. Bu da reel gelirleri ve satın alma gücünü azaltır.
Vergi adaleti sağlanmalı
Türkiye’de vergi sisteminin adaletli olmadığı da sık sık dile getirilen bir eleştiri konusu. Vergi uzmanlarına göre Türkiye’de bir vergi politikası yok ve vergi kanunları içinde mükellef hakları yer almıyor.
Vergi reformu ihtiyacının uzun zamandır konuşulduğunu ancak gerçek anlamda bir düzenleme yapılmadığını belirten Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Üzeltürk, “Temelde vergi ödeyen mükellefleri cezalandırıp, ödemeyenleri vergi afları ile ödüllendiriyoruz. Böyle bir sistem olmaz” diyor.
Üzeltürk’e göre Türkiye’de dolaysız vergilerin payının artırılması ve dolaylı vergilerin azaltılması gerekiyor. Ayrıca vergide kayıt dışılığın önlenmesi ve vergide şeffaflığın sağlanması da önemli adımlar olabilir.
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024